Bölüm 6 Gümüş Bıçak

522 57 50
                                    

Gryffindor hanesinin erkekleri yatakhanede ses değiştiren pastillerle geç saatlere kadar eğlendikten sonra derin bir uykuya dalmıştır.

Fakat gün daha ağarmaya bile başlamamıştır ki hepsi tiz bir çığlıkla uyanırlar.

-GİT! GİT BURADAN! O BURADA, ONU GÖRDÜM. SIRIUS BLACK BURADA VE BİR BIÇAĞI VAR!

Herkes panik içinde uyandı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı, Harry kalktığı gibi sesin geldiği yöne koştu, çığlık atan Ron'du.

-Ne, n'oldu bir şeyin var mı? 

-HAYIR AMA BIÇAĞI VARDI! ONU GÖRDÜM!

Ron'un sesi bütün hanede yankılanmaya başlamıştı, öyle ki kızları bile uyandırdı. Erkeklerin yatakhanesinde bir koruma olmadığından dolayı Hermione direkt yukarı çıktı:

-Ne, ne oldu? Gördüğünden emin misin? Bir şeyin var mı? Dedi kekeleyerek, korktuğu belli oluyordu.

Herkes Ron'un başına toplanmıştı ve arka arkaya sorular soruyordu, Taylor asasını aldı ve kalabalığı yararak yanlarına geldi:

-Birinin profesörlere haber vermesi gerekiyor, ben gidiyorum burada kalın, dedi ve arkasına bakmadan merdivenlerden aşağı indi.

Harry arkasından:

-Dur! Bende geliyorum! Dedi ve asasını alıp fırladı.

...

5 dakika kadar sonra ikisi profesörlerle beraber hanenin önüne geldi, Albus Dumbledore şaşırmış bir ifadeyle Şişman Kadının tablosunu inceledi, üstünde 4-5 tane kesik vardı ve vahşice yırtılmıştı.

O bile Sirius'un okula nasıl gizlice girdiğini anlayamamıştı, tedbir amaçlı bütün hanelerdeki öğrencileri büyük salona topladılar, yemek masaları yerlerinden kalkmış yerlerini öğrenciler için serilmiş yer yataklarına bırakmıştı. O gece herkes orada uyudu, tabi bu uyumak sayılırsa.

Bütün profesörler öğrenciler yatarken aralarında volta atıp nöbet tutuyorlardı.

Dumbledore ve Snape öğrencilerin arasında beraber yürürlerken durumu değerlendiriyorlardı, 

-Zindarları aradım, Black orada da yok şatonun başka bir yerinde de. dedi Snape kaşlarını çatarak.

-Zaten buralarda kaldığı sanmıyordum. Diye cevap verdi Dumbledore kibarlığından ödün vermeyerek.

-Olağan üstü değil mi? Hogwarts'a kimseye görünmeden tek başına girmek.

-Evet, olağan üstü.

-Nasıl başardı acaba bir fikriniz var mı?

-Çok var ama her biri diğeri kadar imkansız.

-Dönem başlamadan önce Profesör Lupin'i atamanız konusunda bazı endişelerim vardı.

-Bu şatodan hiçbir profesör Sirius Black'e yardım etmiş olamaz. Şatonun güvenli olduğundan eminim ve öğrencileri hanelerine göndermeye hazırım. 

-Peki ya Potter, onu uyarmalı mıyız?

-Belki. Ama şimdilik bırakalım uyusun çünkü rüyalarımızda tamamen bize ait bir dünyaya gireriz. Bırakalım da denizlerde yüzsün ya da bulutlarda uçsun.

Bu sohbetin neredeyse tamamına kulak misafiri olan Harry'nin gözleri fal taşı gibi açılmıştı, o saatten sonra uyuması imkansızdı artık.

...

Sabah uyandıklarında Hermione ortalarda yoktu fakat üçü de KSKS dersine geç kalacaklarını fark ettiklerinde aceleyle hazırlanıp sınıfa girdiler. İçeri girdiklerinde daha Profesör Lupin sınıfa girmemişti. Harry ve Ron beraber oturdular, Taylor ise orta sırada boş bir yere tek başına oturdu.

5 dakika sonra herkes Profesör Lupin'i beklerken içeri siyahlar içinde biri girdi, bu tahmin edeceğiniz üzere Severus Snape'ti. Hızlı adımlarla hiçbir öğrenciye bakmadan yürüdü ve asasıyla camları çarparak kapattı. Herkes kafası karışmış bir şekilde olanları anlamayı çalışıyordu, derse neden Snape girmişti?

-394. sayfayı açın. Dedi boğuk ve kesin bir sesle.

Harry ve Ron başlarından kaynar su dökülmüşçesine birbirlerine bakıyorlardı fakat Harry dayanamadı:

-Affedersiniz efendim, acaba Profesör Lupin nerede?

-Bu seni hiç ilgilendirmez Potter. Profesör Lupin "şimdilik" ders verebilecek durumda değil.  Sayfa 394'ü açın!

Ron hala Snape'in dediğini yapmamıştı ve kitabı karıştırıyordu, fakat Snape çok sert bir şekilde asasını savurdu ve bir anda kitabın 394. sayfası açıldı.

-Kurt adamlar mı? Dedi şaşırmış bir sesle.

Taylor canı sıkkın bir şekilde kitabındaki sayfaya göz gezdiriyordu fakat bir anda bir kız sesi duydu:

-Ama efendim, Kırmızı kafalar ve hinzıpırlara yeni başlamıştık. Gece canavarlarına sonradan geçecektik.

-Sessizlik!

Ron bayağı abartı bir şaşırmışlık ifadesiyle bir Harry'e bir Taylor'a bakıyordu.

-Hermione ne zaman geldi? Siz geldiğini gördünüz mü? Burada değidi, bundan eminim!

Harry'de Ron'dan pek farklı düşünmüyordu, Taylor ise kafasını Hermione'ye doğru çevirdi ve elinde cüppesinin içine tıkıştırmaya uğraştığı, üzerinde kum saati olan bir kolye gördü.  Birkaç saniye o da kafası karışmış gibi görünse de imalı bir gülümsemeyle Hermione'ye baktı ve önüne döndü. O kolyenin ne işe yaradığını biliyordu, ama onun eline nasıl geçtiğine dair bir fikri yoktu. 

Ders bittikten sonra Profesör Snape öğrencilere bayağı ağır bir ödev verdi ve hiçbir şey demeden sınıfı terk etti.

Ders bittikten sonra Ron, Harry ve Taylor sınıftan Snape'e söylenerek çıktılar, üçü de kehanet dersi için sınıfa yürüyordu fakat Hermione o dersi almadığı için yolunu değiştirdi ve farklı bir yöne saptı.

Taylor adımlarını yavaşlattı,

-Şey, benim tuvalete gitmem gerekiyor. Size yetişirim beni beklemeyin, dedi ve Hermione'nin girdiği koridora girdi. Koşarak onun yanına geldi ve doğrudan lafa girdi:

-Onu nereden buldun? Dedi meraklı bir sesle.

-Neyi nereden buldum? Diye tersledi Hermione fakat Taylor'un ders esnasında bir şeylere uyandığının farkındaydı

-Cüppenin altına sıkıştırdığın Zaman Döndürücüyü, dedi Taylor kesin bir sesle, bunu duyan Hermione afalladı ve:

-Neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok.

-Hayır, neden bahsettiğimi çok iyi biliyorsun ve çok kötü bir yalancısın dedi sırıtarak.

Hermione artık pes etti ve dürüst oldu:

-Bu yıl neredeyse bütün dersleri aldığım için bazılarının saatleri çakışıyor, Profesör McGonagall bunu bakanlıktan özel izinle aldı, lütfen kimseye söyleme yoksa pek iyi şeyler olmaz, dedi bu sefer gerçekten kendisi gibi konuşuyordu fakat biraz paniklemişti.

Taylor elini onun omzuna koydu ve:

-Merak etme öyle bir niyetim yok. Derse yetişmem gerekiyor sonra görüşürüz, ve ayrıca bol şans. Dedi ve hızlı adımlarla kehanet sınıfına doğru yöneldi.

Eveet bir bölümün daha sonuna geldik diğerlerine nazaran biraz kısa oldu ama uzatmak yerine az ve öz olmasını istiyorum. Lütfen yorumlarınızı esirgemeyin ve Vote bırakın ki başkaları da hikayeyi görüp okuyabilsin görüşmek üzereee :))


ʜᴀʟꜰ-ʙʟᴏᴏᴅ ʙʟᴀᴄᴋ ~ ꜱᴏɴ ᴏꜰ ʀᴇɢᴜʟᴜꜱWhere stories live. Discover now