-94-

8K 257 54
                                    

Şarkıyla (Blue-Breathe Easy)

2. Gün

"Harry, bunu yapmak zorunda değilsin. Hiçbiriniz değilsiniz." diye homurdandım kapının kilidini açarken.

"Yol boyunca şunu söylediğin için sana işkence uygulamak istiyorum." Elindeki küçük bavul çantasını yere koydu. "Bugün benim seninle kalmam gerekiyor. Bu yüzden fazla konuşup canımı sıkmazsan iyi edersin, ufaklık." Göz kırpıp burnumu sıktığında, ona gözlerimi devirdim. O bu halime gülerken, bende salona geçtim. Kendimi koltuğa atıp, gözlerimi kapattım. Dün gece çocukların önünde ağlamak beni rahatlatmıştı. Hepsinin gülümseyen suratlarını görerek uykuya dalmakta, güzel bir duyguydu. Sabah uyandığımda ise, Harry koltukta oturmuş beni izliyordu. Ben uyandıktan sonra da beni kucağına alıp, mutfağa götürmüştü. Çocukların hepsi onda kalmıştı. Ve sabah kahvaltıyı beraber hazırlamışlardı. Onlarla bir arada olmak benim için eğlencenin tek adresiydi.

"Sana bir şey söylemeliyim."dedi elini saçından geçirdikten sonra. Sonra bana gülümseyerek yanıma oturdu.

"Seni dinliyorum?"

"Dün akşam." dedi. "Sen uyuduktan sonra telefonun çaldı." Ah, hayır. "Ve Louis aradı."

"N-ne?"

"Evet, şey bende açtım. Biraz konuştuk. Senin iyi olup olmadığını sordu. İyi olmadığını, ağlayarak kucağımda uyuyakaldığını söyledim. Pişman mı bilmiyorum. Ama ona gelmezse herşey için geç olacağını söyledim ve telefonu kapattım."

"Harry!"

"Ne? O aptala birisinin canını acıtacak birşey söylemesi gerekiyordu. Ben onun kardeşiyim ve asla söyleyeceklerimden çekinmem. Eğer onu tanıyorsam, şuan düşündüğü tek şey sensin. Döndüğünde, hala onunla olup olmayacağın." Sırıttı.

"Ben, bilmiyorum Harry."

"Aptal olma Alicia. Ona deli gibi kızgınsın ve tavrını ortaya koymak zorundasın. Onun seni terk etmeyeceğini biliyorsun. Eğer pişman olmasını istiyorsan güzelim, yapman gerekeni biliyorsun."

"İnan, neler yapacağımı tahmin bile edemezsin." Onu mahvedecektim. Onu deli gibi özlesemde bunu yapmak zorundayım.

"Güzel. İşte benim kızım." Gülümseyerek yanağımı öptü. Ardından elini karnıma koydu. "Bir an önce doğmasını istiyorum." diye mırıldandı. "Onunla oynamak istiyorum."

Bu haline kıkırdadım. "Çocuk gibisin Harry."

"Çocukla çocuk olmayı seviyorum."

"Evet, bunu görebiliyorum."

Elini karnımdan çekti. "Karnına yatabilir miyim?" diye sorunca, şaşkınlığımı gizleyememiştim. "Onu hissetmek istiyorum."

"O daha çok küçük."

Omuz silkti. "Biliyorum. Ama denemekten zarar gelmez."

Başımı sallayıp, karnıma yatmasına izin verdim. Koltukta hafifçe aşağı kayıp, ayaklarımı sehpaya uzattım. Harry'de başını karnıma yerleştirdi. Birşey hissetmeyeceğini biliyordum. Ama onun bu çocukla çocuk olduğu hallerini sevimli buluyordum. "Eee, bir şey diyor mu?" diye sordum. Ardından kıkırdadım. "En seksi amcası olduğumu söylüyor." Bu dediğine kahkaha atmıştım.

"Louis, mektubunda bana, Harry rahat durmazsa gelince onu becereceğim yazmıştı." Yüzümdeki gülümsemenin silindiğini hissettim. Harry başını kaldırıp koltukta doğruldu. "O piç kurusu geldiğinde, kim kimi beceriyor görür. Çocuklarla ona ne kadar kızdık, tahmin bile edemezsin. Barda ki işi bile ayarlayıp gitmiş. Louis, siktiri boktan bir herif. Ve emin ol, geri döndüğünde onu becerek kişiler biz olacağız."

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now