-61-

10.6K 224 45
                                    

Bugünlük bölümlerde bu kadar ve iki bölümünde votesi artana kadar yeni bölümü yazmayacağım. Zaten sırf bunları yazabilmek için ders bile çalışmadım. Umarım karşılığını alırım. 

Ve hikayemin müziğini Justin Timberlake-Mirrors seçiyorum. 

Bu bölümü yazarken kendimi çok garip hissettim lan. Valla kdfmdfk. Neyse iyi okumalarXx

Multimedyada ki şarkı dememe gerek var mı?

Louis

O kapıdan çıkarken, ellerimden kayıp gitmiş gibi hissettim. Neden böyle oluyordu? Sabah onunla mutluyken neden bu kadar mutsuz olabiliyorduk? Sanki birbirimizden nefret ediyor gibiydik.

Ve ben aşka inanmayan adam, sevdiğim kadını kaybetmekten deli gibi korkuyordum. Başımı kaldırınca, daha önce hiç görmediğim ama Alicia'ya ders vermek için kullandığım kadına baktım.

Elena..

Kabul ediyorum, o güzel ve seksi ama Alicia gibi değil. Bana bakışları bile farklı. Benimle dans ederken kollarını omzuma atması bile içimde garip şeylerin oluşmasına neden oluyordu. İğreniyordum.

Halbuki ben Eleanor ile çıkarken bile onu aldatan, başka kızlarla günümü gün eden biriydim. Belki Alicia hayatımda olmasaydı, Elena çoktan altımdaydı. Zaten ona bakınca bunu istediğini görebiliyor ama ben bunu istemiyordum.

Nasıl böyle değişebildin Tommo?

Sanki yıllardır bunu bekliyor gibiyim.

“Louis.” dedi Elena bana biraz daha yaklaşarak.

“Evet Elena?”

“Beni buradan götür.”

Başını boynuma koyup, burnunu birkaç kez boynuma sürttü. “Hadi.”

Boğuk çıkan sesi, onu arzulamama neden oluyordu. Bunu yapamazdım. Tekrardan aynı hatayı yapıp Alicia'yı kaybetmeye göze alamazdım.

Bir anda karşımıza çıkan bu aptal ikili ne yapmaya çalışıyordu? Biri benimle ilgilenirken, diğeri Alicia'nın peşinden ayrılmıyordu. En başından beri buraya gelmememiz gerektiğini biliyordum.

“Hadi Louis!” diyerek beni sürüklemeye başladı.

Masamızın yanından geçerken, Katherine ile göz göze geldik ve bana gülümsedi. Ona kaşlarımı çatıp bakacağım sırada, kolumu daha çok çekmeye çalışan Elena'ya eşlik etmek zorunda kaldım.

“Nereye gidiyoruz?”

Kıkırdadı. “Karşımızdaki otele bebeğim.”

Bunu yapmamalıydım. Ama bir şeyleri öğrenmek için yapmak zorundayım. Ne haltlar döndüğünü bilmeliyim. Elena beni sürükleyerek restorantın karşısındaki otele soktu. Resepsiyondaki kızla birşeyler konuştu ve kızın uzattığı anahtarı alıp beni tekrardan sürükledi. Merdivenlerden çıkana kadar, kıkırdamış ve çok eğleneceğiz gibisinden zırvalamıştı.

Odanın kapısını açar açmaz beni kapıyla arasına almıştı. Beyaz gömleğimin yakalarını sıkıca tutmuş ve beni kendine çekmişti. Beline doladığım kollarımı biraz daha sıktım ve bacaklarını bana dolamasını sağladım. Dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Onu yavaşça yatağa yatırdığımda gülümsedi.

“Seni iyi hissettireceğim Louis.”

Elleri gömleğimin düğmelerine gittiğinde onu öpmeye devam ettim. Kollarından tutup onu yataktan kaldırdım ve elbisesinin fermuarını açıp onu üzerinden çıkardım. Geri yatağa yatırdığımda zevkle gülümsüyordu. Pantolonumun kemerini tek seferde açmış ve yavaşça dizlerime indirmişti. Boynundan başlayıp göbek deliğine kadar öpücükler kondurmuş ve zevkten inlemesine neden olmuştum.

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now