-65-

11K 210 28
                                    

Artık konuyu ne kadar daha uzatabilirdim bilmiyorum, belki okuyunca saçma gelebilir ama böyle olması gerekiyordu.

Ve baştan anlaşalım, eskisi gibi sık sık bölüm yazamayacağımı bilmelisiniz. Üniversite sınavına hazırlanıyorum ve bu oldukça önemli bir şey. Hem siz hem de beni hikayenin bitmesini istemediğimiz için, biraz bu duruma anlayış göstermenizi bekliyorum.

Konuyu uzatabildiğim kadar uzatacağım. Bu durumlar ne kadar saçma olsa da yapacağım. Başka çarem yok :D

Ve ben Lou'nun bunu istemesini çok istiyordum.

İyi okumalar, kankilerim nothingerler xx

Multimedyada ki şarkıyla.

Sabah kendi kendime gülerek uyanmış ve kahkahamı bastırmak için elimle ağzımı kapatmak zorunda kalmıştım. Gözlerimi açar açmaz, bugün neler olacağı hakkında birkaç tahmin yürütmüş ama sonra bundan vazgeçmiştim. Sadece akışına bırakacak ve aklımda hayaller kurmayarak bugünü özel kılacaktım. Zaten Lou'nun dediğide böyleydi.

“Aptal aptal gülme.”

Elimi ağzımdan çekip şaşkınca Lou'ya baktım. Gözleri kapalı bir şekilde gülümsüyordu. Çıplak karnına yumruğumu geçirdim. Ağzından ufak bir küfür, ardından da inilti çıkmıştı. Bu sefer gülme sırası bendeydi. Madem uyanmıştı, kahkahamı engellememe gerek yoktu. Hem onun haline hemde bugünün mutluluğu için gülmeye başlamıştım. Lou'da gözlerini zorla açıp bana baktı, arkasından o da gülmeme eşlik etti.

“Bugün birileri baya mutlu anlaşılan.” diyerek yataktan doğruldu ve yanağıma öpücük kondurdu.

“Hayır.” diye yanıtladım kısaca.

“Eminim öyledir.”

Ona gözlerimi devirip, yataktan kalktım.

“Odadan çıkmıyorsun.” diye emretti. “Kahvaltıyı hazırlayacağım.”

Yanaklarımı şişirdim. “Hergün yaptığın şey zaten.”

“Kapa çeneni Alicia.”

“Salona gidip televi-”

“Git başımın belası.”

Sırıttım, ardından ona dil çıkardım ve önünden ilerleyerek odadan çıktım. Koridor boyunca bana en az beş kez kıvırtmadan yürü diye ikaz etmiş, bende ona orta parmağımı göstermekle yetinmiştim.

Yarım saattir, mutfaktan gelen seslere aldırmadan televizyon izlemeye çalışıyordum ama gelin görün ki, her dakika başı Louis birşeyler düşürüyordu. En sonunda dayanamayıp mutfağa doğru ilerledim. Kapının girişinden onu izlediğimde ağzına bir şey attığını gördüm. Kaşlarımı çatarak içeri girdim.

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now