-54-

10.8K 229 19
                                    

“Sevgilim?”

“Defol git başımdan Lou! Uyuyorum.”

Akşam zaten düşünmekten bir türlü uyuyamamıştım. Hala o sözleri nasıl söylediğimi bile bilmiyorum. Ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Bence iyi şeylerde söylemiştim. Jeremy'i pişman edecek bir sürü laf..

“On saniye için kalkmazsan, sonuçlarına katlanırsın küçük hanım.”

Yani gerçekten, bazen çekilmez olabiliyor. Tamam seviyorum ama uykusuzken beni uyandırması hiç hoşuma gitmiyor. Zaten bok gibi uyku düzenim var.

“Louis.” diye söylendim gözlerimi açmadan. “Beni.rahat.bırak.koca.oğlan.”

Kelimeleri teker teker ve bir vurgu içinde söylesemde beni dinlememiş ve tekrardan söylenmeye başlamıştı.

“Alicia kalk hemen! Açlıktan ölüyorum.”

“Bundan banane gerizekalı? Restoran aşağıda ve dolusuna yemek var. Git ve ye!”

“Ama ben seni istiyorum.”

Gözlerimi açmasamda dudak büzdüğüne emindim.

“Bir kerede isteme be adam.”

“Pekala, aşağıda başka bir kız bulabilirim.” dedi. “Bir kereliğine.”

“Ne bok yersen ye!”

Cevap vermeden yataktan kalktığında kendi kendime kıkırdadım. Sinirlenmiş olmalıydı. Böyle bir şeyi yapmayacağını biliyordum. Kıskançlığımın tutacağını düşünerek onu söylemişti ve benim yataktan kalkmamı beklemişti. Bende bugün tersine giderek, yatakta yatmaya devam etmiştim.

Uyandığımda öğlen olduğunu fark ettim. Dediğim gibi yataktan kalkmamış ve biraz daha kestirmiştim. Gözlerimi ovalayıp etrafa göz attım. Louis, gelmemişti. Hızla yataktan kalkıp banyoya ilerledim ve güzel bir duş aldım. Yanımıza kıyafet almadığımız için iki gündür aynı kıyafetleri giyiyordum. Duş almıştım ve yine aynı elbiseleri giymek zorundaydım. Sanırım bu konuyu Louis ile konuşmalıyım.

Üstümü giyinip saçlarımı taradıktan sonra odanın anahtarlarını alıp aşağı indim. Otelin restoranına baktığımda Lou'yu görememiştim. Ve sanırım kahvaltıyı kaçırmıştım. Geri dönüp otelin giriş katını baştan sona gezdim ama Louis yine yoktu. Geldiğimizden beri ürkütücü bulduğum ormana doğru ilerledim. Otelin arka kapısından çıkıp etrafa bakındım. Burayı oldukça güzel bir şekilde dizayn etmişlerdi. Ortada bir süs havuzu vardı. Yanlarında birkaç masa ve onların biraz daha ilerisinde banklar vardı. Orman havası diye buna deniyor sanırım.

Temiz havayı birkez içime çektikten sonra yavaşça geri bıraktım. Hafif bir gerinme işleminden sonra gözlerimle tekrardan etrafa bakındım.

Evet, onu gördüm.


Pekala, dalga geçtiğini sandığım olay gerçek miydi?

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now