-4-

15.6K 407 16
                                    

Tam 15 dakikadır Louis'den cevap bekliyorum. Bilerek mi yapıyordu bilmiyorum ama bu iş canımı sıkmaya başlamıştı.

"Bana cevap ver."

Yutkundu. Yayıldığı kolktukta öne doğru eğildi. Dikseklerini dizlerine koyarak ellerini birleştirdi.

"Seni kardeşim olarak görmek istemediğim içindir belki Alicia."

"Bende sanki sana abi demek için bayılıyorum."

Oturduğum yerden kalkıp odama doğru ilerledim. Ayak seslerinden Louis'in arkamdan geldiğini anlayabiliyordum. Derdi ne bilmiyorum ama onunla evde olmak beni az da olsa korkutuyordu.

"Ne istiyorsun?" 
Yatağa oturup ayaklarımı uzattım. Louis kapıya yaslanmış bir şekilde bana bakıyordu. "Şöyle bakmayı kes!" diye çemkirdim. Bir şey demeden sadece gülüyordu. Bu gülüşün altında iyi şeyler olmadığına yemin edebilirim. Bana neden böyle davrandığına bir türlü anlam veremiyorum.

"Seni neden kardeş olarak neden istemediğimi hiç düşündün mü Alicia?" diye sordu.

"Başka işim yokmuş gibi bir de bunu mu düşüneceğim Louis."

"Adımı söylemen hoşuma gidiyor."

Hah! Saçmalığın bu kadarı.

Kapıdan ayrılıp bir kaç adım attıktan sonra yatağıma oturdu. Başını çevirip önce bana baktı. Gözlerine bakmak beni benden alıyordu. Bu konuda asla yalan söyleyemeyeceğim. Sonra dudaklarını ısırarak, gözleri bacaklarıma kaydı.

"Benim yanımda kısa giyinmemeye dikkat et." dedi. "Alicia."

Sesindeki boğukluk içimi ürpertmeye yetmişti. Oturduğu yerden kayıp biraz daha yanıma yaklaştı. Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp fısıldadı.

"Belkide senden hoşlandığım için abi demeni istemiyorumdur bebeğim."

Dudağını kulağıma dokundurup geri çekildi. Madem oyunu böyle oynayacağız ben bunun altında kalır mıyım? Ah, tabi ki de hayır. Emekler pozisyona geçip Louis'nin önünde durdum. Bana yaptığı gibi kulağına yaklaştım.

"Sevgilin varken benden hoşlanman güzel bir davranış değil Louis." diye fısıldadım. Kıpırdamadan duruyordu. Bu haline gülümsedim. Kulağının arkasına öpücük kondurup geri çekildim.

"Alicia." Sesi pürüzlüydü. Ondan biraz daha uzaklaştım. 
"Evet Louis."
"Eğer bunu bir daha yaparsan, ister istemez..."
"İster istemez ne?" diye tekrarladım. 
"Herneyse boşver." dedi ve ayağa kalkıp odayı terk etti. Bense arkasından gülmeye devam ettim.


Birkaç saat sonra
Troy ve annem eve gelmişti. Bu süre içerisinde de ne ben aşağı inmiştim ne de Louis odaya gelmişti.

Annem içeri girer girmez bana aşağı gelmem için seslenmişti. Ona söylediğini tekrarlatmadan aşağı indim. Louis, gözlerini televizyon ayırıp bana baktı. Yüzündeki ifadeden gerildiğini hissediyordum. Yanına gidip oturdum.

"Baba neler olduğunu söyleyecek misiniz?" diye sordu Louis.

Annemle Troy birbirlerine bakıp gülümsediler. Sonra bize dönüp el ele tutuştular. 
"Size bir şey söyleyeceğiz çocuklar." 
Söylecekleri şeyi beklerken kollarımı birbirine kenetleyip göğsümün altına yerleştirip bacak bacak üstüne attım.

"Biliyorsunuz yakında evleniyoruz."
Louis ile aynı anda başımızı salladık.

"Bu süre içinde birbirimizle daha iyi anlaşmak için beraber kalmaya karar verdik. Dördümüz bir aile gibi."

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now