-50-

10.9K 280 43
                                    

Eskisi gibi yorum ve vote olmadığı için yazma isteğim sıfır. Gerçekten. Size hiç böyle bir şey söylememiştim ama şimdi söylüyorum. Çünkü bu hikayeyi daha iyi yapmak için çok uğraşıyorum. En azından bunu bana çok görmeyiiin. Ve bir süre daha yazamayacağım sanırım. Hem voteler ve yorumlarda artar diye umuyorum. O zaman daha çok istekli olurum. Öptüüm Xx

Multimedyadaki şarkıyla okuyun. Biterse başa sarın. (One Direction-More Than This) 

Güçlü olmak zorundayım. Bizim için. Birbirimize söz vermişken, annemlerin önünde pes edemem. Bunu kesinlikle yapamam. Çocuklar bile bu işe olumlu bakmışken, bundan vazgeçemem.


“Anne?” dedim zorlukla.


Gözlerinden ateş çıkıyor gibiydi. Onu daha önce bu kadar sinirli gördüğümü sanmıyorum.

Louis ise fazla çaresiz. Troy kolunu oldukça sıkıyor gibi.


Çocuklar gitmek için adımlarken onları durdurdum. Herşeyi biliyorlardı ve onlardan saklayacak bir bok yoktu. Ayrıca desteğe fazlasıyla ihtiyacım olacaktı.


“Siz ne haltlar ediyorsunuz!” diye bağırdı annem sesi evde yankılanırcasına. “Size güvenimizi böyle mi boşa çıkarıyorsunuz!”


Yerin dibine girme gibi bir şansımız var mı?


“Beni dinl-”


“Dinleyecek bir şey yok Alicia. O fotoğrafınız.” dedi yüzünü buruşturarak. “Ne bok yiyordunuz orada tanrı aşkına?” Ardından Lou'ya döndü. “Onu sana emanet etmiştim.” dedi beni göstererek. “Ona abilik yapacağını düşünmüştüm.”


Annem fazlasıyla dolmuş görünüyordu. Herşey tamda düşündüğüm gibiydi. Hayalimde kurduğum kızgın anne tipiyle aynıydı. Söyledikleri bile.


“Katherine.” dedi Louis dişlerini sıkarak.


Troy Lou'nun kolunu çekiştirdi. “Doğru konuş William.”


“Bırak kolumu baba!”


Kolunu sertçe babasının elinden çektiğinde hepimiz kısa süreli bir şok yaşamıştık. Bunu çocukların yüzünden anlayabiliyordum.


“Yıllardır sana tek bir saygısızlığım bile olmadı.” dedi ondan bir adım uzaklaşarak. “Beni buna mecbur etme baba.”


“Sen ne saçmalıyorsun Will?”


“Bir şey saçmaladığım yok!”


Sakinleşmesi gerekiyordu. Eğer bu sinirle giderse babasını dövebilirdi. Onu sakinleştireceğini düşündüğüm tek şeyi yaptım. Önüne geçip ellerimi göğsüne yerleştirdim. Her zaman işe yarardı. Sinirle bakan gözleri bir hışımla bana döndü. Gözlerinin içine sakin olması gerektiğini anlatan bir bakış attım. Anladı ve vücudu gevşedi. Ardından ona göz kırpıp gülümsedim. Sonra bütün gözlerin bize döndüğünü umursamadan anneme döndüm.


“Bizden ne istiyorsunuz anne?” dedim. Ardından Troy'a döndüm. “Ve Troy.”


“Sizden bir şey istediğimiz yok Alicia. Bu yaptığınız ahlaksızca şeyi bize anlatmanızı bekliyoruz.”


“Ahlaksızca mı?” diye sordu Louis bir adım daha atıp yanıma gelerek.


“Evet William ahlaksızca.” dedi Troy. “Siz kardeş değil misiniz?” Sonra cep telefonundan gelen mesajı açtı. Ve fotoğrafı gözümüze sokarcasına bize gösterdi. “Bu aptallık neyin nesi?”

Impossible is nothing.Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu