-99-

8.7K 264 32
                                    

"Yeter Louis." Diye mırıldandım. "Daha ne kadar sarılacağız?"

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Onu affettiğimi söylediğimden beri kollarının arasından sıyrılmama imkan vermiyor, kaçmaya çalışırsam beni kendine daha çok bastırıyordu. "Tanrım, seni çok seviyorum." Saçıma öpücük kondurdu ve eğilip yüzüme baktı. Aptal gibi sırıtıyordu. Ben hiç bu kadar mutlu olacağını düşünmemiştim. Gerçeği söylemek gerekirse bende mutluydum. Herşeye rağmen, yine böyle olmamız iyi birşeydi. En sevdiğim özelliğimizde buydu. Herşeye rağmen, yine bir arada kalmayı başarabiliyorduk. Her ne kadar birbirimize kızgın veya dargın olsakta. Hala yüzündeki sırıtışla bana bakmaya devam ederken ona kaşlarımı çattım. "Ne?" Diye sordum. "Neden öyle bakıyorsun?" Dudaklarını yaladı. Ah, hayır... "Louis, şöyle bakmayı kes!"

"Bebeğimm..." Başını yana eğip bana gülümsedi.

"Hayır." Geri çekilmeye çalıştım ama kolları buna izin vermedi. Beni yavaşca arkaya doğru ittirdi ve duvara yasladı. Vücudunun ağırlığını da bana yasladıktan sonra burnunu yanağıma sürttü. "Lütfen Alicia, seni özlediğimi biliyorsun." Dudakları boynumda gezinmeye başladığında yutkundum. "Louis, çok sertsin." Kıkırdadı. "Acaba neden?" Geri çekilip yüzüme baktı. Eğilip alt dudağımı kendi dudağının arasına alıp emmeye başladı. Gözlerimi kapattım. Ve beni uzun bir aradan sonra ilk defa böyle istekle öptü. Dudağım dişlerinin arasında kalınca, ağzımdan çıkan iniltiye engel olamadım. "Hadi bebeğim. Barışma seksi her zamankinden iyi olacak söz veriyorum." Nefesini dudaklarımın üzerine bıraktı. Başımı iki yana salladım. "Louis, yorgunum."

Gözlerini devirdi. "Benimle dalga geçtiğini söyle."

"Hayır." Dedim sırıtarak. " Saat çok geç ve benim uykum geldi."

"Yine beni böyle bırakacak mısın? Ciddi misin güzelim?" Elini göğsümün üzerine koydu ve gözlerimin içine baktı. "Ciddiyim Louis." Dedim. Tekrardan beni öpmeye başladı ve göğsümün üzerindeki elini sıktı. İnledim. "Kes şunu!"

"Neden?"

"Uyumak istiyorum!"

Göğsümü tekrardan sıkınca, inlememe yine engel olamamıştım. Ve bundan kesinlikle nefret ediyordum!

"Şuan beni arzuladığını biliyorum ve sen bana uyumak istediğini söylüyorsun." Göğsümdeki eline vurdum. Ve elini geri çekti. Bende bundan yararlanarak duvarla Lou'nun arasından sıyrıldım. Bana bakarak burnunun üzerini kaşıdı ve ellerini pantolonun cebine soktu. "Kaçarsan yakalarım." Dedi. " Ve o zaman daha kötü şeyler yaparım."

"Mmm.. Hiçbir şey yapamazsın Louis. Çünkü kaçmayacağım, sadece uyumaya gidiyorum."

"Ah." homurdandı. Ona gözlerimi devirip, merdivenden çıkmaya başladım. Ayak seslerinden arkamdan geldiğini anladım. Odaya girip kapıyı kapatacağım sırada, elini kapıya koyarak geri açtı. Tamam, bu halimiz oldukça komikti. Yatağa oturdu ve öylece durup beni izledi. Pes edip, onunla sevişmemi bekliyordu ama gerçekten uykum vardı. Üstelik onun işten dönmesini beklerken bile uyuyakalmıştım. Bu yüzden kendimi fazlasıyla yorgunda hissediyordum. "Rahat duracaksan burada yatabilirsin." dedim örtüyü açarken. "Yoksa, tekrardan kanepeye git." Yatağa oturdum ve ona baktım. Normalde, bu dediğime alay edip sırıtması gerekiyordu. Ama o tebessüm bile etmemişti. Yatakta emekleyerek yanına gittim ve kucağına oturdum. Bacaklarım iki yanına gelecek şekilde kucağına yerleştim. Hiçbir şey demedi. Yüzüme bile bakmadı. Sadece kollarını belime sardı ve yüzünü boynuma gömdü. Ellerimi saçının arasında dolandırdım. Bir anda neden bu kadar durgun olduğunu anlamamıştım. Yani dakikalar önceki Louis, gitmişti. Uzun bir süre sessizce oturduktan sonra bunu bozan Louis olmuştu. "Teşekkür ederim" dedi. Geri çekilip yüzüne baktım. "Ne için?"

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now