-83-

9.9K 239 39
                                    

Multimedyada ki şarkıyla.. (One Direction - They Don't Know About Us)

Louis

Benim hayatım sadece, aylak gibi gezip kızlarla takılmaktı. Onları en ufak bir gülüşümle etkileyip altıma almaktı. Bu benim için her zaman vazgeçilmez olmuştu. Aşk nedir, onu bilmezdim. Benim için sadece seks  vardı. Tek dük edindiğim sevgililerim bile beni mutlu etmeye yetmezdi. Sadece daha fazlasını isterdim. İstemekle kalmaz, hepsini de elde ederdim. Çocukların bu durumdan defalarca yakındığını hatırlıyorum. Bunun artık böyle gidemeyeceğini, sevdiğim bir kişiyle beraber olmam gerektiğini söylerlerdi. Umursamazdım. Sevmeyi, sevilmeyi bilmeyen biri için düzenli sevgili saçma değil mi? Ben hep bu kafadaydım. Değişmeyeceğimi de biliyordum. Çocuklar bunu her söylediklerinde ben değişmem derdim. Annem ve babam ayrıldıkları zaman, kendime yeni bir yol çizmeyi planlamıştım. Ama hiçte planladığım gibi olmamıştı. Eve geç saatlerde gelir ya da hiç gelmezdim. Babam defalarca beni uyarırdı. Kendimi toparlamam gerektiğini artık adam olup çalışmam gerektiğini dile getirirdi. Onu dinlemezdim. Ona her zaman karşı geldim. Belkide gelmeye devam ediyorum. 

Bir gün beni arayıp eve gelmem gerektiğini söylemişti. Nasıl olduysa bunu kabul edip eve gitmiştim. Bana, sevdiği kadınla ve kızıyla tanışmamız gerektiğini bu yüzden bir yemeğe gideceğimizi söylemişti. O günü hala hatırlıyorum. O yemeğe gitmeden önce kavga etmiştik. Bu durumdan nefret ettiğimi bile bile beni tanıştırmaya, o yemeğe götürmeye zorluyordu. En sonunda pes etmiştim. Şimdi düşününce iyi ki de bunu yapmışım. Babamın sözlerine yenik düşüp o yemeğe gitmişim. 

Annesiyle ile masamıza geldiklerinde, kendimi bok gibi hissetmiştim. Sanki, başımdan aşağı kaynar su döküyorlarmış gibi.. Alicia'yı ilk gördüğüm andan beri istiyordum. Onunla olmayı kafama yerleştirmiştim. Her kız gibi onuda elde etmem gerektiğini biliyordum. Benim üvey kardeşim olacak kişiye, sevgili gözüyle bakmak beni farklı hissettirmişti. Hani, imkansız şeyler kişiye daha cazip gelir ya tıpkı onun gibi. Alicia benim olmalıydı. Herşeyiyle.. 

Onunla ilk defa evde tek kaldığımız zamanlar, tanrım harikaydı. Bu benim için tek fırsattı. Bana karşı koyması bile beni ona daha çok itiyordu. Beni istediğini, bana dokunmayı, beni sevmeyi istediğini biliyordum. Gözleri herşeyi anlatıyor gibiydi. Dediğim gibi, aşk insana hissettirebiliyor. Ben bunu geç anlasamda, olan olmuştu artık. 

Benim olmuştu. Beni istediğini, beni sevdiğini söylemişti. Ondan uzak durmayı bir kaç kez denemiştim. Çünkü ben sevgili olamazdım. Ben insanları yarı yolda bırakan aptal piçin tekiydim. 

Yapamadım. 

Ondan uzak duramadım. Denedikçe onu daha çok istedim. Sadece benim olmasını, ona benden başka kimsenin dokunmamasını istedim. İlk defa kıskançlık duygusunu tattığımı hissettim. Gün geçtikçe ona bağladığımı fark ettiğimde, artık bundan kurtuluşumun olmadığını biliyordum. Beni onun kadar seven birini daha bulamazdım. Bana onun gibi değer veren, bana onun gibi dokunan hiç kimseyi bulamazdım. 

Bende ondan başka kimseyi sevemezdim.. 

Bundan sonra işler daha çok değişti. Bana aşkı sevdiren, aşkı tattıran kadınla bizi ayırmaya çalışan annesi ve babam bizim dönüm noktamız olmuş gibiydi. Bize karşı gelmeleri, birbirimize daha sıkı tutunmayı öğretti. En azından ben bunu böyle düşünüyorum. Bize tiksinerek bakmaları, bizi yanlarına tatile çağırıp akıllarınca bir plan yaparak bizi ayırmaya çalışmaları aptallıktan başka birşey değildi. 

Şimdiyse herşey değişti. Bambaşka bir noktaya geldi. Bizi destekleyen arkadaşlarımız ve benim annem var. Biz bu konuda hiç yalnız olmamıştık. Bazen gerçekler canımızı acıtsada -en azından Alicia'yı- herşeyin üstesinden gelip, bizimle beraber olan insanlarla mutlu olabilmeyi öğrenmiştik.

Impossible is nothing.Where stories live. Discover now