-2-

17.4K 477 59
                                    

    Bugün tatil olmasına rağmen erkenden kalkmıştım. Banyoya gitmek için odamdan çıktım. Annem hala uyuyordu. Banyodan çıkınca ilk işim ona kahvaltı hazırlamak olacaktı. Üstümdekileri kirli sepetine fırlatıp banyoya girdim. Bir güzel keselendim ve saçlarımı yıkadım. Banyonun kenarına astığım bornozumu alıp üstüme geçirdim. Aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım.

Üstümü giyindikten sonra mutfağa doğru ilerleyip kahvaltı hazırlamaya başladım. Annemi uzun bir süre sonra mutlu görmek beni rahatlatmıştı. Babamdan sonra bir daha toparlanamaz diye düşünmüştüm. Onun o halleri gözümün önüne gelince kendimi berbat hissediyorum.

Krepleri tabağa yerleştirip masaya koydum. Fazla büyük olmayan bir tabağa da salata yapıp masanın ortasına yerleştirdim. Annemin uyandığını ayak seslerinden anlamıştım. Mutfağın kapısına gelince öylece durdu. Uyumaktan şişmiş gözleri gülümserken küçüldü. Kollarını iki yana açıp bana sarıldı.

"Bebeğim, herşey harika." dedi. "Teşekkür ederim."

Yanağıma öpücük kondurup sandalyesine oturdu. Sohbet ederek kahvaltımızı bitirmiştik. Annem durmadan gülümsüyordu. Masayı toparlamak için ayağa kalkmıştık ki annemin telefonu çaldı. O bakmak için mutfaktan çıkarken tabakları lavaboya yerleştirdim.

"Tatlım telefon sana."

"Bana mı?"

Başıyla onaylayıp telefonu bana uzattı. 

"Merhaba." dedim tedirginlikle. Bana ulaşmak isteyenler zaten telefonumu biliyordu. Neden annemi aramışlardı ki?

"Merhaba bebeğim." dedi telefondaki ses. Anneme ağzımı oynatıp 'Bu kim?' diye sordum. 'Louis.' dedi. Şaşkınlıkla ağzımı açtım. Annemin yanından uzaklaşıp odama koştum.

"Hey! Merhaba üvey ağabeyim."

Sıkıntıyla üfledi. 

"Sana öyle bir şey dememeni söylemiştim." 

"Ama sen ben-"

Cümlemi tamamlayamadan sözümü kesti. "Alicia. Lütfen." 

"Ah pekala. Neden beni değilde annemi aradın?" 

"Sence güzelim?" diye sordu. 

"Telefon numaram yok." 

"Bingo. Seni bu gece dışarı çıkaracağım. Annenle, babamın yalnız kalması gerekli."

"Çıkarız ama neden?"

"Sana güvenebilir miyim?"

"Abiler kardeşlerine güvenmelidirler." Kıkırdamamı duyması için elimle ağzımı kapattım.

"Bunu duymamazlıktan geliyorum Alicia. Babam bugün annene evlenme teklifi edecek." 

"Ne!" diye bağırdım. Bunun olacağını bekliyordum ama bu kadar çabuk değil. 

"Evet. Her neyse kapatmalıyım. Akşama görüşürüz güzellik."

Telefonu kapatıp aşağı indim. Annem, kaçırmadan izlediği dizisi Pretty Little Liars'ı izliyordu. Telefonu ona uzattım. Televizyon gözlerini ayırmadan "Ne istiyormuş?" diye sordu. 

"Im.. Şey akşam beni dışarı çıkaracakmış." dedim.

Başını çevirip bana baktı. "İyi anlaşmanıza sevindim Alicia."

AKŞAM olduğunda annem yine telaşlanmıştı. Hayır anlamadığım bu kadar telaşlanacak ne vardı yani? Eğer şimdiden böyleyse evlenme teklifini görünce nasıl olacaktı merak ediyorum. Annem hazırlanmış aşağıda yemek yaparken bende giyecek birşeyler arıyordum. Sonunda kısa siyah şortumu ve üstümde bol kalan beyaz tişörtümü giydim. Aynanın karşısına geçtim. Fazlamı kısaydı bu şort? Ah herneyse. Ayağımada beyaz converselerimi giydim ve işte hazırdım.

Impossible is nothing.Onde histórias criam vida. Descubra agora