Merhaba!! Ben geldim :D Şuan size ne kadar teşekkür etsem az. 90. Bölüme geldik.İNANAMIYORUM. Ben bu hikayeyi bu kadar çok yazacağımı düşünmemiştim. Gerçeği söyleyeyim mi? Ben yazarım ve annesi ile Troy öğrendiği zaman hikayeyi bitiririm diye düşünmüştüm. Şuan geldiğimiz duruma bakın. Hepsi sizin sayenizde. Sınav stresi olmasa, her gün bölüm koyardım emin olun. Ama durumu biliyorsunuz. Ayrıca 200.000 geçmişiz. Siz şaka mısınız ya? Valla beni mutlu ediyorsunuz. Sizi çok seviyorum. Ve destekleriniz için binlerce kez teşekkür ederim.
İyi okumalar Xxx
Şarkıyla (The Script - Breakeven)
Louis
Bana güvenmiyor, bize güvenmiyor. Bunların tek suçlusu kim? Ben. Peki neden? Tek bir hata. Yine, yine, yine bir hata. Neden böyle oluyordu. Mutlu olduğumuz zaman neden hep bir bokluk çıkıyordu. Onu kaybetmek istemiyordum. Bu yüzden fazla kıskançlık yaptığımın farkındaydım ama elimde olmuyordu. Üstelik ona ilk sahip olan kişi onun karşısına çıkıp tekrardan onu istediğini söylüyordu. Bunu kim kıskanmazdı? O benimdi. Bana aitti. Onu herşeyiyle, herşeyimle sevdiğim için benimle olmasını istedim. Benimle evlenmesini istedim. Ama bu bizi yinede toparlamamıştı. Yine aynı şeylerden kavga ediyorduk. Eleanor'u gördüğümü söyleseydim ne değişecekti peki? Yine kavga etmeyecek miydik? Bu seferde kıskançlık krizlerine o girmeyecek miydi? İşte bizim tek sorunumuz bu; kıskançlık. Aramızda halledemediğimiz tek sorun buydu ve bu olduğu sürece biz mutlu olamazdık. Ya da bir anda karşımıza çıkan eski sevgililer miydi? Canları cehenneme. Biz birbirimize ait olduğumuz sürece onların aramıza girmesine izin vermeyecektim. Çıldırmak üzereydim. Onlar aramıza girmese bile biz birbirimize giriyorduk. Yine olan bize oluyordu.
Cos when a heart breaks no it don't break even
çünkü bir kalp kırıldığında, o(kalp) asla eskisi gibi olmaz
Hep yine, yine ve yine...
Bundan kurtuluş yok muydu? Bana güvenmeyen bir kadınla nasıl başa çıkabilirdim? Bana yeniden güvenmesini nasıl sağlayabilirdim? Üstelik evlenme teklifi bile etmiştim. Benim olacağını bildiğin halde, neden bu kadar tepki göstermiştim? Bunun nedeni onları konuşurken gördüğüm için sahneden inince ağır laflar edecek kadar sarhoş olmam mıydı? Başım deli gibi ağrıyordu.
"Doktorun odasından çıktığımda seni aradım, sonra kafetarya da olacağını düşünüp aşağı indim. Ama gördüklerim beni mahvetti Louis. Başımdan aşağı kaynar suyun boşaldığını hissettim. Sana sarılıyor, ağlıyordu. Seni etkileyeceğini biliyordum." Başımı ellerimin arasından çekip Alicia'ya baktım. "Sana mesaj atıp nerede olduğunu sordum. Bunu bilerek yaptım, çünkü bana yalan söylecek misin diye merak ettim. Sen sadece yukarıda beklememi söyledin. Bende asansörle yukarı çıktım ve hiçbir şey olmamış gibi devam ettim."
What am I suppose to do when the best part of me was always you
en iyi parçam daima senken ne yapmayı umuyorum ki
What am I suppose to say when I'm all choked up and your ok
ben tamamen tıkanmışken ve sen de iyiyken ne söylemeyi umuyorum ki
"Onunla bilerek buluşmadığımı bilmen gerekir Alicia. Bu kadar mı piç olduğumu düşündün? Seni hastaneye götürdüm ve onunla orada mı buluştum? Ah, bu inanılmaz bir düşünce."
I'm falling to pieces
parçalara ayrılıyorum
"Düşündüğüm tam olarak bu değildi Louis." Elleriyle oynamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Impossible is nothing.
FanfictionAnnesi ve babası ayrılmış iki kişi. Birinin annesi, diğerinin babası birbirlerine aşık oldular. Onlar üvey kardeş olsalar da, hiçbir zaman birbirlerini öyle görmediler. Herkes onlara kardeş dese de onlar bunu umursamadılar. Çünkü onlar birbirler...