16.9

4.7K 330 13
                                    

Bir süre daha konu Aslı ve Elif üstünde yoğunlaşmış sonra dağılmıştı. Akşama doğru iyice üşümüştük. Ateş yakma saatine kadar restoranda yemek yiyerek biraz oturduk. Geri dönüp ateşi yaktıktan sonra etrafına yuvarlak olarak dizildik.

"Bu olmazsa olmazdı." Diyen Aslı neresinden çıkardı bilmiyorum marshmallow çıkarmıştı ortaya. Sıla'nın yaptıkları haricinde pek tatlı yiyen bir insan olmadığım için azar azar yiyerek diğerlerine katıldım. Damla ise üçer üçer gömüyordu maşallah.

Umduğumdan daha zevkli geçiyordu. Yiyecekler bittikten sonra arkamıza yaslanıp gökyüzüne baktık. Işıksız bir ortamda yapılacak en güzel şeydi. Yıldızların her biri tane tane öyle bir parlıyordu ki gözlerimi alamıyordum.

"Biliyor musun yıldızları izlemeyi çok seviyordum." Dedi Sıla elimi tutarak. "Çünkü eğer kayarsa bir tanesi kaçırmaz ve seni dileyebilirdim. Kaç yıldız dileğimle birlikte kaydı bilmiyorum ama istisnasız hepsinde ben seni diledim."

Derin bir nefes aldı. "Hani diyorsun ya, sen benim kabul olmuş dileğimsin diye. Sende benim kabul olan dileğimsin. Çünkü ben yıldız kaydığında da, kirpiğimi üflerken de, doğum günü pastasının arkasında tek başıma saklanırken de sadece seni diledim." Başını omzuma koyarak gökyüzüne bakmaya devam etti.

Bütün dileklerde onu dileyecek kadar sevilmek böyle bir şey miydi? Eğer kanatlarım olsaydı şimdi gökyüzüne uçuyor olabilirdim. Kendimi hafiflemiş hissediyordum. Hala karşılığını verememenin ağırlığı olsa da içimde, Sıla'yı çok sevmeye çalışarak elimden geleni yapıyordum.

"Kızlar şimdi size soru. Hayatta yaptığınız en çılgın şey neydi?" Aslı sıkılmış olacak ki konu bulma çabasına girmişti.

"Aklıma gelmiyor. O kadar aksiyonsuz bir hayat yaşadım ki." Dedi Gökçe. "Hiçbir şey için risk almadım neredeyse. Yaptığım en çılgınca şey voleybol maçında düşen topu tutacağım diye kenardaki duvara girmem oldu herhalde."

"Evet onu hatırlıyorum. 10. Sınıftaydı." Diyerek araya girdim. "Sonrasında burnu kanadığı için maçtan bir süre çıkmıştı."

"Ama kurtarmıştım." Diyerek güldü.

"Yaptığım en çılgınca şey her sabah okula gitmek." Dedim.

"Mal." Damla kıkırdadı.

"Sende ne varmış bakalım?"

"Kızlardan hoşlanıp hoşlanmadığımı test etmek için on farklı kız öptüm."

"Çüş." Dedi Gökçe gözlerini kocaman açarak.

"Oha." Dedi Aslı gülerek.

"Bunu kızlara neden yaptın?" diye sordu Elif.

"Bir kere zorla yapmadım tamam mı? Hepsi gönüllüydü."

"Sonuç ne peki?" diye sordu Sıla.

"Kızlardan değil ama Gökçe'den hoşlanıyormuşum." Gökçe bakışlarını kaçırarak yıldızlara geri döndü.

"Benim yaptığım en çılgınca şey İlay'a mesaj atmaktı. Bence bütün enerjimi ve şansımı o sırada kullandım." Dedi Sıla.

"Kim cevap vermedi?" diyen Aslı'ya karşılık bakışlar ikisini buldu.

"Valla ben anneme biseksüel olabileceğimi söyledim. Ölmeyi göze alarak." Dedi Aslı. Buna daha çok şaşırmıştık.

"Bana inanmadı. Bende üstelemedim. İnandığı zaman evlatlıktan reddedebilir."

"Tamam seni evlatlık alırız." Dedi Sıla gülerek.

"Yok öyle bir şey." Dedim. "Aslı gibi bir evlatlık istediğimi sanmıyorum."

"Tamam biz alırız." Dedi Damla.

"Biz kim?" diye sordu Gökçe.

"Nasıl da biliyor kendini." Damla'nın yürümeleri bitmiyordu.

"Neyse, Elif'e geçelim." Diyerek odağı o tarafa çevirdim.

"Ailemden habersiz İstanbul'a gelip bizim okulun yetenek sınavına girdim. Burslu kazanamasaydım bizimkilerin yanında Ankara'da herhangi bir bölüm okumak zorunda kalacaktım. İki gün arkadaşımda kalacağım diyerek İstanbul'a geldim ama beni Ankara'da sanıyorlardı. Götüm götüm olmuştum yakalanacağım diye. Sınavı kazanınca söyledim. Evde biraz gürültü patırtı oldu ama çok iyi bir üniversiteye burslu yerleştiğimden affettiler."

"Sen neymişsin be." Dedi Aslı. Elif de ona güzel bir gülümseme gönderdi.

Uyuyacağımız zaman ateşi söndürdük çünkü dağılmasından ya da rüzgarla harlanmasından korktuk. Ben gündüzün intikamını almak için Sıla'yı çadırımıza sokmaya çalışırken Damla'da Gökçe'nin elinden tutmuş kendi çadırına çekiştiriyordu.

"Elif veya Aslı'yla kalayım n'olur." Gökçe'nin yalvarışı hiçbirimize dokunmamıştı. Hatta Aslı Elif'i arkasına almış, "Hayatta olmaz." Tavrı takınmıştı.

Gökçe mecburen çadır girerken, "Çığlık atarsam gelin tamam mı? Hiç güvenmiyorum çünkü Damla'ya. Uyuyor numarası yapıp her yerimi elleyebilir."

"Bak ya!" diyerek kaşlarını çattı Damla. "Nasıl da tanıyor beni, işte sevdiğim kız." Dedikten sonra kocaman sırıttı.

Gülerek çadırlara girdikten sonra uyku tulumunu açıp içine girdik. Ben sırf bugün için gidip iki kişilik uyku tulumu almıştım çünkü Sıla yanımdayken ona sarılmadan uyumak gibi bir seçeneğim olamazdı.

"Üşüyor musun?" diye sordum yan dönerek.

"Çok değil." Derken elini yanağıma koymuştu. Buz gibiydi eli.

"Üşümüşsün işte. Dur kendimi yakayım." Dememle gülmeye başladı.

"Benim daha iyi bir fikrim var." diyerek dudaklarıma yaklaştı. "Bence birbirimizi yakalım."

Benim ısım aniden yükselmişti zaten. "Güya intikam alacaktım amına koyayım." Diye söylendim. Sıla yine kıkırdarken gülüşünden öptüm. Hala utanmaya devam ediyordu, gülüşünden sonra kulağından arkasından da öpünce kıpkırmızı geçmişti.

"Biraz ısınalım mı o halde?" dudaklarının üstüne üfleyerek sorduğumda kafasını salladı. Yavaşça öptüm. Soğuğu unuturcasına, karanlığı umursamadan. Elleri kazağımın içine kaydı ve tam o andan itibaren gece daha da güzelleşti.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now