13.8

5.9K 398 75
                                    

Gecenin biri aptalın biri bölüm yazıyor dırırırırım

Bu gazla bütün hikayelere yb mi atsam napsam sjklsfsdfsd

<<<<<

Herkesle selamlaşmak beni yormuştu. Evde nereden baksak yirminin üstüne insan vardı. Sıla çoktan utanç moduna geçmiş, kafasını yerden kaldırmıyordu. Bir an önce yalnız kalalım diye içinden dualar etmiyorsa bende bir şey bilmiyordum.

Bitse kurtulsak diyen sadece biz değildik. Elçin abla elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyordu ama yüzünden sıkıldığını okuyabiliyordum. Elçin abla, tanıdığım kadarıyla iyi bir insandı. Normalde mirasa ortak olmasın diye tepkimi gösterirdim ama gözü parada pulda değil gibiydi. Bu konuda benden tam puan almıştı. Kurtulmak isteyen diğer bir kişide Yağmur'du, eh 15 yaşındaki bir genç kızı bu ortam boğuyor olmalıydı. Annesini çok sevdiği ve sırf onun için katlandığına yemin edebilirdim.

"İlay, hadi gençleri al da bahçeye çıkın. Sıkıldılar." Dedi babam yanıma gelip fısıldayarak.

"Bunu gerçekten benden istediğine emin misin?" diye sordum onay almak için.

"Tek seçeneğim sen olduğun seçme şansım yok ne yazık ki." Demek babam benim sosyal yeteneğimi çoktan kabullenmişti. Fazla sıkıntıda gibi göründüğünden yardım etmeye karar verdim.

Benden birkaç yaş büyük uzaktan kuzenlerimin yanına ilerledim. "Yo, moruklar. Hadi bahçeye."

Duman'ı cebine şarap şişesi sıkıştırmaya çalışırken gördüğümde onu durdurdum. Yaşı bana en yakın olandı. Bir yaş büyüktü sadece.

"Duman ben getirtirim sana içki defol çık bahçeye." Dedim dişlerimin arasından. İçki ve kadınlar en sevdiği ikiliydi. Sıla'yı uzak tutman gereken bir şahıstı. Gerçi benim yanımdaki birine sulanmaya cesaret edemezdi.

"Yağmur, hadi sende gel." Diyerek onu da davet ettim. Çekingen birkaç bakış attıktan sonra kafası önden beni takip etti. Bahçeye çıkmadan önce Zahide ablanın yanına uğrayım birkaç ikram göndermesini rica ettim.

Çok konuşkan uzaktan kuzenlerime karşın Sıla ve Yağmur'dan çıt çıkmıyordu. Utanç modu üstüne master yaptığımdan ikisini de açabileceğimi biliyordum ama dokunmadım. Şu an Sıla'yı açmak iyi bir fikir değildi çünkü Duman'ın bir üst modeli olan Serdar'ın homofobik olduğuna neredeyse emindim. Hala Sıla'ya bulaşmamış olması bile bir mucizeydi.

Akşama kadar yarı sohbetlerine katılarak, yarı Sıla'nın kulağına güzel sözler fısıldayarak vaktimi geçirmiştim. İki işi aynı anda yapmak beni yormuştu. Ben dikkatimi tek bir şey odaklayabilen insanlardandım ve dikkatimin sadece Sıla'nın üstünde olmasını tercih ederdim.

Birkaçı kendi evlerine giderken kalanlar da bizde kalacaklardı. Misafir odaları çoktan hazırlanmıştı. Sıla bizde kaldığında benim odamda kaldığını bildiklerinden onun için misafir odası hazırlamamışlardı. En azından gereksiz angaryadan kurtulmuştum.

Akşam yemeğinden sonra günün yorgunluğuyla herkes odalarına çekildi. Bu tanışma ve kaynaşma işlemi yarın da devam edecekti ve ben daha ilk günden yılmıştım. Sıla'yı da peşimden sürükleyip getirdiğim için kötü hissediyordum.

Yatağa uzanır uzanmaz kafamı Sıla'nın boynuna soktum. "Nasıl da özlemişim." Dedim kokusunu içime çekerek. Sıla'nın kıkırdayan güzel sesini duydum. Saçlarımı okşayıp mırıldandı.

"Bugün kulağıma fısıldadığın sözleri hangi kamyonun arkasında gördün?"

"Hey, romantikliğim ile dalga geçme. Elimden gelenin en iyisini yaptım."

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now