9.9

8.6K 507 111
                                    

HALA HASTALIĞIM GEÇMEDİ AQ ÖKSÜRÜRKEN BOĞULCAM YAKINDA

YALNIZ BU BÖLÜM 1000 KELİME OLDU SDHJFKSDF

<<<<<<<<<

Sıla'dan

Temmuzu neredeyse yarılamıştık. Turnuvaların bitmesine son iki maç kalmıştı ve bizim okul namağlup ilerliyordu. En sevdiğimin bastığı smaçlar sağ olsun kimse topa dokunamıyordu bile. Ben yedek kulübesinde keyfime bakıyordum.

Bazen İlay terini silmek için formasını yukarı doğru çekiyor bütün karın kaslarını gözler önüne seriyordu. Damarlarımda akan kıskançlık kanı tavan yapıyor koçla konuşup zorla oyuna giriyordum. Sonra karşı takımda İlay'a bakanlara inat bir sürü sayı yapıyordum. Tabi ilgi üstümde toplanınca dayanamayıp çıkıyordum ama konumuz bu değil.

Üç gün aramız vardı ve İlay'ım beni yanına çağırmıştı. Öncesinde anneme uğramam gerekiyordu. Hala bir arabam olmadığından ve otobüslerde sürünmek istemediğimden taksiye bindim. İlay gelip beni alacağını söylese de şiddetle reddediyordum.

Eski evimize geldiğimde derin bir nefes aldım. Bütün velayetim babamdaydı ama haftanın iki günü anneme geçiyordum. Tam annemin sırasında İlay'a gitmem gerekiyordu yani gidip bir açıklama yapmam lazımdı.

Annemin üstüne fazla gitmiştim farkındaydım. Ama her şey üst üste gelmişti ve benimde bir sınırım vardı. Sınır geçildiğinden beri belki de İlay'dan fazla umursamaz olmuştum. İlay aklıma geldi yine. Of çok seviyorum be.

Annem mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu. Son zamanlarda aramız eskisine göre daha iyiydi. Babamla ayrıldığından beri kendini mutfağa ve eve adamıştı. Genellikle hamur işi yapıyordu çünkü hamuru yoğurmak sinirini atıyormuş. Masaya koyduğu poğaçalardan birini ağzıma atıp masaya oturdum.

"Sıla niye sessiz sessiz geliyorsun ödüm koptu." Bu çok yaşadığım bir durumdu. Yılların getirdiği asosyalliğin bana kattığı bir özel güçte sayılabilirdi. Fark edilmiyordum.

"Yine döktürmüşsün." Diyerek başka bir tanesini daha ağzıma tıktım.

"Ablan sabah ıspanaklı börek istemişti." Dediğinde yüzümü buruşturdum. Yemek ayıran bir insan değildim ama nedense ıspanaklı böreği bir türlü yiyemiyordum. "Birazdan onu yapacağım yardım etmek ister misin?"

"Ben almayayım. Birkaç saate İlay'a geçeceğim."

"İlay'ın ailesi..." diyerek durdu. "Senin kalmana bir şey demiyorlar mı? Hani arkadaş olsanız neyse de işte." Dili varmıyordu söylemeye. Hala tam anlamıyla kabullenebilmiş değildi.

"İlay genelde yalnız oluyor. Annesi orta okuldayken öldü babası da genelde işte. Babası bize karışmıyor çünkü karışırsa İlay ortalığı ayağa kaldırır."

"Ispanaklı börek seviyorsa çağır istersen." Annemin ses tonundaki umudu yakalayabilmiştim. İlay'la tanışmak istiyordu ama doğrudan bana tanışmak istediğini söyleyemiyordu. En sevdiğim, yerdi ıspanaklı börek. İlay'ı arayıp telefonu kulağıma götürdüm.

"Çiçeğim?" Ağzından bal damlıyordu yemin ederim. Yanımda olsa ısırırdım.

"En sevdiğim, ne yapıyorsun?"

"Sıkılarak seni bekliyorum."

"Ispanaklı börek yer misin?"

"Sen yapıyorsan her şeyi yerim."

"Annemle beraber yapacağız. Buraya gelmek ister misin?"

"Ne? Nereye?"

"Annemin evine. Benim eski eve yani."

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now