4.9

9.3K 648 44
                                    

Antrenman zamanı geldiğinde şükrederek sıradan kalktım. Ama antrenmandan daha sevindirici bir şey varsa o da Sıla'nın okula gelmesiydi. Soyunma odasının önünde gördüğümde koşup boynuna atlamamak için kendimi zor tuttum.

"Gelmişsin." Dedim soyunma odasına girmeden önce.

"Hasretine dayanamadım. İşleri Emirhan'a devredip geldim." Deyip kıkırdadığında boynuna atlama istediğim daha da arttı.

Kendimi tutarak diğer kızların yanına geçtim. Sıla'nın rahat tavırlarına bakarsak bizim takımdan kimse mesaj atmamıştı. Yine de sordum.

"Bizim takımdan birileri var mıydı mesaj atanlar arasında?"

Kafasını iki yana salladı. Bense çoktan üzerimdekileri çıkarmış, dolabımdaki yedek formalardan birini giymeye çalışıyordum. Sıla'nın gözleri üzerimde geziyordu. Yüzüne baktığımda dudaklarını yaladığını gördüm. Açık açık şehvetle beni istiyordu ve bakışlarıyla bunu saklama gereği duymuyordu.

"Yedin bakıyorum." Dedim sırıtarak.

"İlay yaaa." Diyerek kendi dolabına döndü. Biri ona bakıyor mu diye etrafa göz attıktan sonra hızlıca üstünü değiştirmeye başladı. Bende yan gözle bakmaya çalışarak manzaranın tadını çıkarıyordum. Sıla üstünü herkesten hızlı değiştirmişti. Gülüp formamı giymeye devam ettim.

Herkesi topladığımda koç konuşmaya başladı.

"Biliyorsunuz bir çalışma kampı düzenliyoruz." Dediğinde Sıla ile göz göze geldik. "Ne kampı?" dedi dudaklarını oynatarak. Tabi sevgilim amaçlarımdan bir haberdi.

"Her zamanki gittiğimiz yerde olacak. Aynı odada kalmak istediğiniz arkadaşlarınızı bu kâğıda yazın, otelde ona göre yer ayırttıralım." Diyerek elindeki kâğıdı uzattı.

Önce ben aldım kâğıdı. Sıla'yla adımı yazarak diğerlerine uzattım. Hepsi şaşkın şaşkın bir kâğıda bir bana bakıyorlardı.

"Bu sene de kura çekmek zorunda kalırız diye düşünmeye başlamıştım." Dedi Derya yüksek sesle. Sonra ağzından bir şey kaçırmış gibi elini ağzında götürdü. Diğer kızlar ona sinirle bakıp hepsi birer tane geçirdi. Elbette farkındaydım, benimle aynı odada kalacak olanı seçmek için aralarında kura çekiyorlardı.

"Sen emin misin?" diye sordu bir tanesi Sıla'ya. Sıla onunla ilgilenen birini gördüğü an utanç moduna girmek için bir iki adım geri attı.

"Hangi konuda?" diye sordu kısık sesle.

"Kampta İlay'la aynı odada kalacaksın."

"Ha?" Sıla şaşırmış kafasını kaldırmıştı. "Anlamadım."

"İlay senin adını yazdı." Dedi kâğıdı uzatırken. Sıla bir kâğıda bir bana baktı. Göz kırpıp gülümsediğimde ise yerinde sendeledi. İki adımda yanına giderek omuzlarından tuttum.

"Bayılma sakın." Dedim kulağına fısıldayarak. Diğerleri ise bizi izliyordu.

"Tansiyonum düştü." Diyerek doğruldu Sıla. "Bir sorunum yok." Kâğıdı geri uzattı. Ama bacakları titriyordu. Kim bilir aklından neler geçiyor.

"Bu kamp kaç günlük?" diye sordu fısıldayarak.

"Bir hafta. Zaten bütün gün voleybol oynuyoruz. Odalara sadece uyumak için gidiyoruz." Diye açıklama yaptım.

"Sen şimdi bir hafta boyunca aynı odada uyuyacağımızı mı söylüyorsun?" dedi gözlerini kısıp bana bakarken. Kafamı onaylarcasına salladım.

"Siktir." Diyerek tekrar sendeledi. Omuzundan tutup destek oldum. "Benim yüreğime bunlar fazla geldi."

"Sakin ol, sevgilim." Dedim kulağına fısıldayarak. Bunun onu daha beter bir hale getireceğini o sırada düşünememiştim.

"Galiba bayılıyorum." Dedi ağırlığını daha çok bana vererek.

"Sıla iyi mi?" diye sordu koç. Onun sormasıyla bütün gözler bize döndü. Sıla utandığı için ikinci kere düşünmeden benden tarafa dönüp kollarını boynuma doladı. Bende belinden tuttum. Şaşkın bakışlar sanki mümkünmüş gibi daha da şaşırmıştı. Haklılardı, Damla'yla dahi tensel temas kurmazdım ben.

"Tansiyonu düşmüş hocam. Bir şey yememiş herhalde dünden beri." Derken belindeki elimi sıkılaştırdım.

"Yedim yaaaa." Dedi boynumdan kafasını çıkarmadan.

"Sus sen."

"Tamam."

Sıla'yı biraz kendine gelmesi için kenara oturttuktan sonra o izlerken biz antrenmana başladık. Bahar'ın burnu giderek daha iyi oluyordu.

Bir süre sonra koç hepimizi durdurdu. "Artık bir tane karşılıklı maç yapalım." Dedi gülümseyerek.

"Performansınız iyi olursa oyuna girme şansınız hep olabilir." Diyerek yedekte duranlara baktı. "Sıla gel kızım sende." Diye Sıla'yı yanına çağırdı. Sıla anlamsız gözlerle bakarak yanımıza geldi.

"İlay'la aynı takıma veriyorum seni yakınsınız diye."

"Be-ben oy-oynayamam." Dedi Sıla kekeleyerek.

"Bir şey olmaz sadece elin alışsın diye oynatıyorum merak etme. Kimse senden harikalar yaratmanı beklemiyor gelen toplara vur yeter." Dedi anlayışlı bir şekilde koç.

Sıla utana sıkıla yanıma geçerken Sıla'yla voleybol oynayabileceğim düşüncesi bile beni heyecanlandırmıştı. 

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now