6.3

9.5K 581 47
                                    

Hafta sonuna girdiğimizden yarın iki bölüm atma olasılığım çok yüksek jkfksafds

<<<<<<<

Sıla ile bütün gün birbirimizden çekindik. Günlerdir içime yerleşen girişimci ruh kendisini bir çekingene bırakmıştı. Gözlerimizi kaçırıyor, konuşamıyor ve birbirimizden kaçıyorduk. Gerçekten beş metre karelik odanın içinde birbirimizden kaçabiliyorduk. Nasıl başarıyorduk hiçbir fikrim yok. Canım felaket bir şekilde sigara istediğinden hastanenin karşısındaki markete gidip iki paket sigara aldım. Sıla'yı küpler sakinleştiriyorsa beni de sigara sakinleştiriyordu.

İçinden birkaç tane içip odaya geri döndüm. Şimdi daya iyiydim ve Sıla'yla konuşabilecekmiş gibi hissediyordum.

Odaya girdiğimde o önce davrandı.

"Sigara içmişsin." Dedi gözleri parlayarak.

"O kadar belli mi?"

"Steril odadaki farklı kokuyu alabiliyorum." Diyerek gülümsedi. Bu kadar rahat konuşuyor olmasını tuhaf bulmuştum ki Sıla'ydı bu. Çoktan utanıp kızarmaya başlamalıydı. "Bende içmek istiyorum."

"Doktoruna sorayım içebilirsin derse veririm." Dedikten sonra odadan çıktım. Doktorunun bugün nöbetinin olması tamamen şansımaydı.

Kapısını tıklayıp odasında olmasını diledim. Bütün hastanede karış karış doktor arayacak halim yoktu. Kapıyı açıp içeri baktığımda koltuğunda oturduğunu gördüm.

"Gel İlay." Diyerek içeri davet etti. Bugün Sıla'nın yatışının 4. Günüydü ve doktorla o kadar çok konuşmuştum ki belli bir seviyede samimiyetimiz vardı artık.

"Doktor şeyi soracaktım, Sıla sigara içebilir mi?" Evet bir adı olmasına rağmen ona doktor diye seslenmeyi seviyordum.

"Normalde içebilir ama tavsiye etmiyorum. Zehir çünkü. Kendinizi zehirlemeyin."

"Kötüye bir şey olmaz." Diyerek ona takıldım.

"Bunu dört gündür arkadaşının başından ayrılmayan insan mı söylüyor?" diyerek kaşlarını kaldırıp karşılık verdi.

"Kötüler de değer verebilir." dedim kafamı sallayarak.

"Elbette verebilirler. Ama senin kötü olduğunu düşünmüyorum. Sen neden öyle düşünüyorsun?"

"Doktor bunun tartışmasına hiç giremeyeceğim şu an. Sorun yoksa Sıla'yı çatıya çıkarmak istiyorum. Biraz hava alsın hem."

"Çıkarabilirsin. Ama dikişlerine dikkat et." Diyerek kafasını da onaylarcasına salladı. "Bir psikiyatriste gitmeye ne dersin? Faydası olabilir."

"Sağ ol doktor. Ben almayayım. Görüşürüz." Deyip odadan çıktım.

Arkamdan seslendiyse de duymazlıktan gelerek devam ettim. Odaya girdiğimde Sıla pencereden dışarıyı izliyordu.

"Hadi bakalım gidiyoruz." Dediğimde dikkatini bana verdi.

"Taburcu mu ettiler?" dedi gözleri parlayarak.

"Henüz değil. Çatıya çıkıyoruz biraz hava al istedim." Dediğimde gülümsedi.

"Teşekkür ederim."

Yanına giderek kalkmasına destek oldum. Kolunu belime sardığında bende onu belinden tutarak yürümesine yardım ettim. Diğer eliyle de serum aparatını tutuyordu.

Yavaş yavaş yürüyorduk. En azından yüz ifadesine bakınca canının yanmadığına emindim. Veya yandığını belli etmiyordu. Şu an sırıtıyordu ve canı acısa böyle sırıtamazdı değil mi?

"Dün bir rüya gördüm." Dedi gülerek.

"Ne rüyası?"

"Beni çok güzel öptün." Dediğinde durdum. Bende diyorum nasıl kabullendi Sıla bu. Rüya olduğunu sanmış garibim.

"Hmm." Diyerek fikrimi belirttim. Çok açıklayıcı bir fikir olduğunu biliyorum, evet.

Çatıya çıktığımızda birkaç kişi dışında boştu. Birazcık esiyordu ama üşütecek gibi değildi. Sıcak esiyordu.

Çatıdaki banklardan birine oturup cebimden paket çıkardım. Sigaranın birini yakarak Sıla'ya uzattım.

"Al bakalım."

Sigarayı alıp içmeye başladı. Bende kendime bir tane yaktım.

"Sıla hiç psikolojik destek almak istedin mi? Utangaçlığın için?"

"Bir keresinde psikoloğa gitmeyi denedim ama o da psikiyatriye gönderdi ilaç almam için. Ve ben ilaç içmek istemediğim için kendi kendime yenmeye karar verdim."

"Niye istemiyorsun?"

"İlay psikiyatri ilaçları bağımlılık yapar. Ve benim bağımlı olduğum tek madde sensin. Başka bir şeye ihtiyacım yok."

"Dün seni öptüm." Diyerek konuya girdim. "Ve o bir rüya değildi."

"Demek bu yüzden çok gerçek hissettirdi. Yani öncekiler gibi değildi hiç." Dedikten sonra ne dediğinin fakına vardı. Sonra benim söylediklerimin.

"Sıla sakin ol." Dedim uyararak. Kalbinin atış sesi yine zirveye oynuyordu. Bayılmasını istemiyordum.

"Bana birkaç dakika ver." Diyerek bitirdiği sigaranın yerine yenisini yaktı.

"Çok güzel öptün be." Dedi birkaç dakika sonra neşeli bir sesle. Hala utangaçtı ama hava karanlık olduğu için saklaması kolaydı. O yüzden rahat davranabiliyordu.

"Sende." Diyerek karşılık verdim. Dünkü heyecan kendini yenilerken bende bir sigara daha yaktım. Üzgünüm doktor şu an kendimi zehirlemezsem her an Sıla'nın dudağına yapışabilirdim ve bu ikimiz için hiç iyi olmazdı. O bayılırdı ve ben onu tam 7 kat aşağı taşımak zorunda kalırdım. Ya da sedye isteyerek hastaneyi ayağa kaldırırdım.

Çatıda yaklaşık bir saat oturarak ikimiz de temiz hava aldık. Saate baktığımda aşağı inmemiz gerektiğini fark ettim çünkü Sıla'nın kontrol zamanı gelmişti.

"Odaya dönmemiz gerek."

"Tamam ama yarın yine çıkalım." Diyerek ayağa kalkmaya çalıştı. Yine destek olarak beline sarıldım ama konuştuklarımızdan sonra ikimiz de elektrik çarpmış gibi geri çekildik. Kafamdaki düşünceleri bir kenara bırakıp tekrar elimi beline koydum.

"Son dört gündür hayatımın en güzel günlerini yaşıyorum sanırım." Dedi Sıla yürürken. "İlay teşekkür ederim yanımda olduğun için."

"Bunun için teşekkür etmene gerek yok. Sana değer veriyorum Sıla. Benim ağzımdan çıkması pek inandırıcı olmuyor belki ama seviyorum seni. Kendi çapımda."

"Biliyorum." Diyerek beni durdurdu. Odaya yaklaşmıştık. "Sana demiştim, bana seviyorum demene gerek yok gözlerimin içine bak yeter diye. Ve sen son zamanlarda öyle güzel bakıyorsun ki kendimi kaybediyorum ben o bakışlarda. Tek isteğim bana öyle bakmaya devam etmen. Bana sevgini anlatmak için kelimeleri kullanmana gerek yok. Kendini zorlamana gerek yok. Ben görüyorum seni." Diyerek yaklaştı ve çenemden öptü. Tamamen bilinçliydi ve utanmamıştı. Gülümsüyordu. Bu onun için büyük bir adımdı. Boynumdan çeneme çıkmıştı sıradaki durak sanırım dudaklarımdı. Onun da sırası gelecekti.

"Hadi odaya girelim. Birazdan doktor gelir."

"Doğukan Bey'e hala doktor mu diyorsun?"

"E doktor?" dedim kendimi haklı çıkarmaya çalışarak. Sesli bir şekilde güldüğünde bana yaptığının aynısını yaptım. Gülüşünden öptüm.

"Şimdi de ben öptüm." Diye fısıldadım kulağına doğru. "Gülüşünden."

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now