3.6

10K 687 72
                                    

Kız baygın haldeyken karnına bir tekme attığında onu durdurmam gerektiğini anca fark edebildim. Gözü dönmüştü resmen. Ben sinirliyken ben de mi böyle oluyorum acaba? Yok ya olmuyorumdur.

Kolundan tutup çektim.

"Sıla tamam dur."

Kıza doğru adım atıp,

"Sen kime vurduğunu zannediyorsun orospu çocuğu." Diye bir tekme daha atmaya yeltendiğinde zorla kendime çektim ve tekmesi havada kaldı.

"Sakin ol şampiyon bayıldı zaten."

"Sana vurdu. Gözümün önünde sana vurdu." Dedi sesini yükselterek.

"İyiyim ben bir şeyim yok."

"Yaralanmadın değil mi?"

"Hayır, iyiyim."

"Peki." Dedi birden uysallaşarak.

Daha sonra kavga büyüdükçe büyüdü, ortalık karıştı bu süreçte yüzüme birkaç darbe aldım ve Sıla tam dört kişiyi hastanelik etti. Biz en son voleybol oynuyorduk anasını satayım olay çete kavgası gibi bir şeye döndü. Müdür ve koçlar bile arada kaynamıştı yemin ederim.

Okula polis geldi ve kavgaya karışan herkesi emniyete götürdü. Müdür hepimizi nezarethaneye tıktırdı, polis de ailemiz gelmeden bir yere gidemeyeceğimizi söyledi. Çok harika bir gündü gerçekten.

Bir sürü kişi hastanelik olmuştu ve olay tam olarak orada patlak vermişti. Kısaca bir ergen kavgası deyip geçiştirebileceğimiz bir şey değildi ve ben dahil pek çok kişi reşitti. Bu suça giriyordu.

Nezarethanelerden taşıyorduk resmen. Her bölümde en az 20 kişi vardı. Sıla bir köşeye geçmiş yüzünü kapüşonlu ile örtmüştü. Yanına gidip oturduğumda bana bakmadı. Başı öne eğik konuşmaya başladı.

"Şu öfke kontrolü fikrin hala geçerliyse bence gidelim. Yoksa ikimizin de sinirlendiği bir ortamda katliam çıkarabiliriz."

"Katılıyorum. Dört kişiyi hastanelik ettin Sıla. Dört."

"Burnun kanıyordu." Diyerek sesini yükseltip bana baktığında takım arkadaşlarım ve aynı nezarethanede bulunduğumuz okuldan birkaç kişi dönüp bize baktılar. Sıla yine utanarak başını eğdi.

"Aslında iyi yaptın. Hak ettiler. Ya kırılsaydı burnum, değil mi?"

"Evet." Dedi beni onaylayarak bense gülümsemekle yetindim. Aileler birer birer gelip çocukları çıkarıyordu. Benim babamdan ise bir haber yoktu. Muhtemelen geceyi burada bile geçirebilirdim.

En son Sıla ile beraber kalmıştık. Ciddi ciddi çoktan saat geceye geliyordu ve sadece ikimiz kalmıştık.

"Babam işten ne zaman başını kaldırır da beni almaya gelir bilmiyorum." Dedim nefes vererek.

"Annem dedemin yanında telefonun bile çekmediği sikik bir dağ başında. Ablam kim bilir nerede sürtüyor, babamı da valizini toplayıp gittiği günden beri görmüyorum. Yani şu kapıdan kim çıkıp gelecek çok merak ediyorum." Diye yanıtladı beni.

Sıla pek yara almamıştı. Sadece beceriksizce attığı yumruklardan sonra eklem yerleri biraz sıyrılmıştı. Elini tutup sıyrılan yerlere baktım. Sonra da benden hiç beklenmeyecek bir şeyi yaparak yarasından öptüm.

Sıla'nın kalp atışı kesinlikle hızlanmıştı, tabi ki benimki de. Bomboş nezarethane kalp atışlarımızla inliyordu resmen. İkimiz de odak noktalarımızı başka bir şeye vererek sakinleşmeye çalıştık. Ben karşıdaki duvarda olan çatlağın neden oluştuğunu falan düşünmeye başlamıştım.

Sonra babam göründü kapıda, yanında bir polisle.

Sıla bir bana bir babama baktı sonra kafasını öne eğip dizlerini çenesine çekti. İçimden ağlamak geliyordu. Beni hiç almaya gelmeseler de olurdu, ama keşke birisi çıkıp gelseydi Sıla'yı almaya.

Polis kapıyı açarken konuştum.

"Sıla da bizimle çıksın."

"Ailesi henüz gelmedi ve ailesinden kimseye ulaşamadık zaten. Küçük hanım bir süre daha bizimle kalacak."

"Onun ailesi benim. Şimdi ya ikimiz birden çıkarız ya da küçük bir kavga için saatlerce nezarethanede tutulduğumuz için dava açarım."

Kavga kesinlikle küçük değildi. Ve dava açarsam kaybedeceğim de kesindi. Bir ihtimal işe yarar diye düşünüyordum.

İlk cümleyi söylediğimden beri Sıla gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu ben ise ona bakmaktan kaçınıyordum.

"Ben kefil oluyorum ikisini birden çıkarın." Dedi babam. Sanırım hayatımda ilk defa babamı sevdim.

Sıla ile emniyetten çıktık.

"Arkadaşınla tanıştırmayacak mısın İlay?" diye sordu babam meraklı bakışlar atarak.

"Sıla Bozdemir. Biraz utangaçtır tanışmaları sevmez."

"Damla'dan başka arkadaşın olduğunu bilmiyordum."

"Demek ki varmış?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Bu 'Daha fazla soru sorma.' Dememin farklı bir şekliydi.

Babam Sıla'yı eve bırakmayı teklif ettiğinde,

"Hayır bugün benimle kalacak." Dediğimde babam şaşırmış, Sıla ise gözlerini kocaman açarak bana bakmıştı. Babamdan daha çok şaşırdığı kesindi.

Sadece bugünlük eve gitmesini istemiyordum. Tek başına eve dönmesini, kimse onu almaya gelmediği için saatlerce üzülmesini istemiyordum. Acı çekmesini istemiyordum. Çünkü o acı çektiğinde bir şekilde benim canım yanıyordu. Bunu nasıl açıklayabileceğimden bile emin değilim.

"Ablam merak eder, eve gideyim ben." Diyerek karşı çıkacak oldu.

"Sıla benimle geliyorsun. Ablana mesaj atıp bende kaldığını söylersin. Sakın tekrar karşı çıkma."

Emir veren bir tonda konuşmak istemiyordum. Ama ağzımdan öyle çıkmıştı bir kere. Yine de Sıla bir şey demedi ve sessizce kafasını salladı.

Eh bu gece biraz eğlenceli olacak sanırım.

>>>>>>>>>>>

Şeytan kulağıma fısıldıyor diyor ki smut yaz bende ona gelişine çakıyorum bir tane daha göz göze bakamıyor bunlar ne smutu diye sjnfksdlfsd hayırlısı ya sjhfksd

Aptalın Biri (GirlxGirl)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora