12.3

6.7K 436 45
                                    

Aaa bir bölüm daha gelmiş sdkfdsgd

<<<<<<<<<<<

"Acımıyor değil mi?" Sıla 100. Kez aynı soruyu sorduğunda sabırla 100. Kez aynı cevabı verdim. "Hayır bebeğim, acımıyor."

Evet, yapılırken bayağı bir acımıştı. Sıla'ya çaktırmamak için dişimi sıkmış ve sürekli gülümsemiştim. Ama sızısı kısa sürede kaybolmuştu. Dövmecinin uyarılarını ben çok umursamasam da Sıla pür dikkat dinlemiş, dövmeciden çıkar çıkmaz da beni eczaneye götürmüştü.

Şimdiyse sahilde oturuyorduk. Dışarıda yediğimiz için aç değildik, Emirhan denize gireceğini söylemişti. Kızlar da ona katılınca, biz de yapacak bir şey bulamayınca sahilde oturmaya karar vermiştik.

"Sen istersen denize gir." Dedim Sıla'ya. "Ben buradan seni izlerim."

"İstemiyorum. Yanında kalmak istiyorum."

Hiçbir şey konuşmadan öylece denizi izliyorduk ama bu bile huzurluydu.

"Selaam." Dedi arkamızdan bir ses. Elif, grubu ile beraber gelmişlerdi. Yanlarındaki çocukların isimlerini hatırlama çalıştım. Hepsi Ankara'da okul arkadaşıydı. Simge ve Görkem sevgiliydiler. Sıla utangaç olduğu için etrafı gözlemlemekte iyiydi. Dediğine göre diğer çocuğun, yani Doğukan'ın Elif'de gözü vardı. Ama garibim Elif'in eşcinsel olduğundan hatta Tuğçe'yi sevdiğinden bir haberdi. Sıla bunu söylediği zaman Tuğçe de Doğukan'ı sevsin dizilere konuk olan aşk beşgeni çıksın ortaya demiştim ve ardından gülmüştük.

"Selam." Diyerek karşılık verdim. Sıla utanarak saklanmaya çalıştı. Elimi beline atarak ona yer açtığımda rahatça sarıldı.

"Nasılsınız?" diye sordu yanımıza oturarak. Tuğçe de ona eşlik etmişti. Diğerleri anında soyunarak denize doğru koşmuşlardı. "Denize neden girmiyorsunuz?"

Damla denizden onları görünce el işareti yapmış yanına çağırmıştı.

"Regl." Dedim kısaca özetleyerek. "Siz nasılsınız?"

"Biz de iyiyiz."

"Aaaa, İlay dövme mi yaptırdın?" diye sordu Elif gözleri omzuma kayarken. Üstü streçle sarılı dövmeme baktım bende.

"Evet, bugün yaptırdım."

"Ama bu çok güzel." Dedi hayran hayran bakarak. "Gökkuşağı renkleri mi ben mi yanlış görüyorum?"

"Öyle. Sıla'nın ikinci adı Çiçek, çiçekler oradan gelme." Diye açıklamasını da yaptım çünkü sorunun devamında muhtemelen anlamı ne diye soracaktı. "Ortada da Portekizce 'Hayatım.' Yazıyor."

"Çok anlamlı." Dedi gözleri parlayarak.

"Yani sevgiliyiz deyince bu kadar ciddiye almamıştım ama siz gerçekten birbiriniz seviyorsunuz." Dedi Tuğçe de konuşmaya katılarak.

"Girls like girls," diye mırıldandı Sıla. "Like boys do." Sıla'nın sıkça dinlediği şarkılardan biriydi bu da.

"Sıla bana sevmeyi ve sevilmeyi öğretti. Ondan önce ruh gibi yaşıyordum sadece." Al işte, regl yüzünden duygusal bir konuşma yapmak üzereydim. Kendimi konuşma devam etmeden durdurdum. "Sıla'dan başka kimseye ihtiyacım yok."

"Ailen nasıl karşıladı?" diye sordu çekinerek.

"Sadece babam var, o da bana pek karışmaz. Pek iyi bir ebeveyn evlat ilişkimiz yoktur, yeni yeni aramızı düzeltmeye başladık. Pek para sıkıntım yok, dolayısıyla beni evlatlıktan reddetse bile sesimi çıkarmazdım."

Aptalın Biri (GirlxGirl)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang