6.2

9.2K 606 32
                                    

Çiçeğim: Neredesin?

İlay: Evdeyim

İlay: Duş aldım birazdan geleceğim

Çiçeğim: Ama haksızlık ya

Çiçeğim: Bende duş almak istiyorum koktum iki günde

İlay: Dikişin var senin olmaz

İlay: Çok istiyorsan silerim ben senin bütün vücudunu dafasdfas

Çiçeğim: Resmen cinayete teşebbüs bu yaptığın

Çiçeğim: Öldüreceksin beni

İlay: Tamam sakin ol şaka yaptım dsjkfkls

İlay: Yine de bir düşün istersen

İlay: Ben bu fikre her zaman açığım

Çiçeğim: Sen gelmeden bir şekilde halledebilirim sanırım

İlay: İstediğin bir şey var mı?

Çiçeğim: Sadece sen

İlay: Yarım saate oradayım

Çiçeğim: Bekliyorum

Çiçeğim: Of Anıl geldi

Çiçeğim: Bu çocuk niye okula gitmiyor ya

Çiçeğim: Yalnız gelmiş bir de

Çiçeğim: Ben şimdi bunu nasıl başımdan savayım

Çiçeğim: Hasta halimde usta bir erkeksavar olamıyorum

İlay: Şunu 15 dakika yapalım

İlay: Çıkıyorum şimdi

Çiçeğim: Acele etme hiç konuşmazsam kendiliğinden gider herhalde

Çiçeğim: Bir yıllık tecrübeme güveniyorum

Çiçeğim: Anıl sıradan bir erkek değil

Çiçeğim: Çocuğu bir yıldır başımdan savıyorum

Çiçeğim: Hasta halimde anılsavar olabilirim

İlay: Geldiğimde o Anıl'ın ağzına sı

İlay: Neyse

İlay: Telefonla uğraşmaya devam et

İlay: Çıkıyorum ben

Telefonu cebime attığım gibi hazırladığım sırt çantasını omzuma taktım. Evden resmen uçarak çıkmıştım. Arabaya bindiğimde ellerimle direksiyonu sıktığımı fark ettim. Anıl durduk yere sinirlendirmişti beni. Ne işi vardı onun benim Sıla'mın yanında. Yalnız benim Sıla'm. Benim. Şu dakikada sahiplenmiştim Sıla'yı.

Ceza yemeyi göze alarak hız sınırını aştım. Henüz ehliyetim yoktu ama yakında olacaktı. Daha yeni 18 olmuştum ve ehliyet alacak zamanı bulamamıştım. Hastanenin otoparkına girene kadar aslında nasıl sürdüğümü bile fark etmemiştim. Aklımdaki tek düşünce Anıl'ı odadan ne şekilde atsam acaba idi. Kafasını yere sürte sürte mi çıkarsam yoksa parmaklarını kırıp acile mi göndersem?

Odaya daldığımda Sıla telefonuyla uğraşıyordu. Tıpkı dediğim gibi. Anıl ise Sıla'yla konuşmaya çalışıyordu. İkisi de kafasını çevirip baktığında Sıla'nın gözlerinde her türlü duyguyu gördüm. Anıl ise 'Niye geldi şimdi bu amk?' der gibi bakıyordu. Ya da ben öyle algılamıştım. O yüzden doğrudan ona bakarak konuştum.

"Sıla'nın dinlenmesi gerekiyor. O yüzden def ol." Bir an 'Gider misin lütfen?' diye bitirecek gibi oldum cümleyi. Sonradan harika kişiliğim düzeltti.

"Hasta olan Sıla farkındaysan." Dedi sinirli bir ses tonuyla. Ama ben o siniri senin bir yerine sokarım çocuk.

"Anıl. Beni ikiletmemen gerektiğini çoktan öğrenmiş olman lazım. Yoksa ailene küçük bir ziyaret düzenleyebilirim. Biliyorsun bana bayılıyorlar." Dedim tehdit ederek.

Sinirle soluyarak ayağa kalktı.

"Ha bir de," diyerek onu durdurdum gitmeden. "Bir daha Sıla'nın yanına yaklaştığını görürsem onunla konuşmaya çalışan dilini keserim. Def ol git şimdi." Arkasına bile bakmadan gitti ama giderken suratının pancar gibi morardığına eminim. Yediremiyordu. Gökçe bir konuda haklıydı, Anıl ana kuzusuydu ve anneciği ne isterse onu yapardı. Anneciği ise benimle iyi geçinmesini istiyordu.

Anıl gittikten sonra Sıla'ya döndüm.

"Çok şükür." Dedi elindeki telefonu bırakarak.

"Bir daha yanına yaklaşamaz."

"Sen söyledin diye mi?"

Onaylarcasına kafa salladım.

"Saçların hala ıslak, hasta olacaksın." Dedi üzüntülü dolu sesle.

"Bir şey olmaz."

"Neyse buraya bir yatak attırırız kalırsın yanımda."

"Hastaneleri özellikle hastanede yatmayı hiç sevmem." Diyerek koltuğa oturdum.

"Sevmediğin halde üç gündür benimle birlikte olmanı kesinlikle benden hoşlanmana bağlamadım. Kesinlikle. Ciddiyim." Dedi kafasını sallarken bir yandan da kızarmaya başlamıştı.

"Bağlayabilirsin. Senin için buradayım."

"Kız gidiyorum bak." Dedi elini kalbine koyarak.

"Sıla, sen ölmeden en azından gerçekten öpüşsek diye dua etmeye başladım." Dedim gülerek.

"Tamam öp beni." Dedi sakinleşmek için derin bir nefes alarak.

"Ama öper öpmez elime şu lanet küpü ver." Dedi. "4x4 olanı. Onu yapması daha uzun sürüyor."

"O zaman sevişmek için bir koşu 10x10 falan alayım sana." Dedim alayla.

Kalbinin atış sesini buradan bile duyabiliyordum. "Ölecek gibi olursam hemşire düğmesine basmayı unutma. Kurtarsınlar beni, daha seninle yaşamak isteğim bir hayatım var." Nefes alışverişlerini düzene sokup sakinleşmeye çalıştı tekrar.

"Öpebilir miyim?" diye sordum yatağına doğru yaklaşarak.

"Öp." Dedi. Kendini ikna etmeye çalışır gibi bir hali vardı. Yanına oturduğumda bende heyecanlanmıştım. Konuşurken bir şey yoktu, icraata geçince dumur oluyordum. Gözlerini kapatmıştı Sıla.

Dudaklarına yaklaşarak bende gözlerimi kapattım. Önce dudaklarımı bastırdım sonra alt dudağımı iki dudağım arasına alarak emmeye başladım. Sıla karşılık vererek aynısını üst dudağıma yapmaya başladığında ise içimde bir şeylerin patladığını hissettim. Öpüşmemiz daha da ileri giderken zorla kendimi çekerek nefes almaya çalıştım. Nefesim kesilmişti ki bu öpüşme süremizden kaynaklı değildi. Nefesimi kesen Sıla'ydı.

Küpü Sıla'ya verip odadan kaçarcasına uzaklaştım. Koridordaki tuvalete girerek defalarca yüzüme su çarpmaya başladım. Yanıyordum. Ellerim titriyor, bacaklarım tutmuyordu. Bayılacak gibiydim.

Kendimi sakinleştirip odaya döndüm. Sıla transa girmiş gibi küpü çözüyordu. Odaya geldiğimi bile fark etmemişti. Muhtemelen kafasındaki düşünceleri uzaklaştırmaya çalışıyordu. Nasıl hissettirdiğini bilmek istiyordum. Çünkü bendeki etkisi hiç iç açıcı değildi. Daha fazlasını isterken bulmuştum kendimi.

Yine de Sıla'ya sormadım. O da küpü yapıp, bozup yeniden yaptı. Bunu defalarca kez tekrarladı. Uykuya dalana kadar hem de.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now