8.5

8.4K 555 47
                                    

Sıla'nın yaptığı pankekleri alıp odama çıktık. Mutafağa sürekli birileri girip çıkacağı için orada oturamazdık. Sıla yemeğini rahatça yesin istiyordum.

Elimizde tabaklarla koltuğa oturmuştuk. İtiraf etmeliyim ki Sıla'nın eli gerçekten hamarattı. Hele mutfaktaki o hali gözümün önünden gitmiyordu. Gidip arkasından sarılmamak için kendimi zor tutmuştum.

Karnım doyduğu halde tabağımda ne varsa yedim. Sıla yapmıştı bunu, mümkün değil bırakamazdım.

"Senin yüzünden kilo alacağım." Dedim tabağı koltuğun yanındaki sehpaya bırakırken.

"Bana uyar." Dedi sırıtarak. "Çok tatlı olursun muhtemelen."

Sonra Sıla'nın gözleri dudaklarıma kenetlendi. "Dudağında çikolata kalmış." Dediğinde refleks olarak dudaklarımı yaladım. "Neresinde?" diye sordum.

"Ben silerim." Diyerek bana yaklaştı. Sıla? Ne yapıyorsun? Fark ettin mi bilmiyorum ama dudağımı dudağınla silmek üzeresin. Hmm, seviye atlamaya mı çalışıyorsun acaba? Neyse zaten benim canıma minnet.

Tam dudağıma kadar yaklaştı ama dudaklarını değdirmedi. Gözlerimin içine bakarak baş parmağı ile dudağımın kenarını sildi. Sonra da sırıtarak geri çekildi. Öylece kalakaldım. Beynim boşalmış gibi hissettim. Böyle bir baştan çıkarmayı daha önce hiç yapmamıştı. Resmen az önce benimle oynadı.

"Sen." Dedim ellerimin üstünde Sıla'ya yaklaşarak. "Az önce ne yaptığının farkında mısın?"

"Ne yapmışım?" diye sorarken dudaklarını yaladı. Yemin ederim kaşınıyordu. Bu yüzden kaşıyacaktım.

Ben Sıla'ya doğru gittikçe o da geriye doğru gitti. En son koltuğun başına dayandığında durdu. Göğüs kafesinin hızla inip kalktığını görebiliyordum. Anlaşılan sevgilim heyecan arıyordu.

Eğilip boynunu öptüm. Titrek bir nefes alıp verdi. Boynundan çenesine doğru çıkarken defalarca kez öptüm. "Beni öpecek cesaretin olmadığı için mi bu küçük oyunu oynadın yoksa bu şekilde baştan çıkarılmam hoşuna mı gidiyor?" diye sordum öpücüklerimin arasında.

"İkisi de." Diye yanıtladı.

"O zaman bu yapacağım için bana kızamazsın çünkü kendin istedin."

Kafasını onaylarcasına salladı. Onu delirtmek istercesine yavaşça öptüm dudaklarını. Amacıma ulaştığımı Sıla'nın alt dudağımı dişlemesiyle anladım. Acele et dercesine dudağımı ısırmıştı. Gülümsedim. Sıla'yı tekrar öperken bir üst seviyeye çıkmaya karar verdim. Elimi tişörtünün altına sokup karnına koydum. Sıla inlerken öpmeye devam ettim. Elim yukarı doğru çıkarken Sıla'nın nefes alışverişi bir hayli bozulmuş, göğsü daha hızlı inip kalkmaya başlamıştı.

Memesini avuçladığımda neredeyse çığlık atacaktı. Bir yanım 12 yaşında ergenliğe girmiş veletler gibi hissediyor, diğer yanım ise heyecandan kuduruyordu. Sıla'yı öperken meme ucunu sıktım ve aniden geri çekildim.

Hem daha fazla ileriye gitmemek için kendimi durdurmam gerekiyordu hem de baştan çıkarılmış bir şekilde ortada bırakılmak nasılmış göstermem gerekiyordu.

"Öbür taraf beni çağırıyor." Dedi Sıla elini kalbine koyarak. "Gel diyorlar İlay, ben gidiciyim." Dedi nefes nefese bana bakarak. Şu bakışı ve şişmiş dudaklarıyla bile yeterince tahrik ediciydi. Eğer devam etseydim muhtemelen sonuna kadar giderdi.

"Bayılmadığına göre bir dahaki sefer iki elimle avuçlayayım." Diyerek sırıttım.

"Gözlerim kararıyor gibi hafiften."

"Tamam, fazla ileri gittiğimi kabul ediyorum. Bayıl hadi yarım saate ayıltırım."

"Hayır. İstemiyorum. Ne bayılmak ne de kendimi kaybetmek istemiyorum. Böylece bir dahaki sefer bunları yapan ben olabilirim."

Sıla'nın da istediğini biliyordum ama bu kadar kararlı olduğunu bilmiyordum. Bana yaklaştığında kollarımın arasına girmesine izin verdim. Kafasını boynuma gömüp boynumu öptü.

"Özür dilerim sevdiğim." Dedi. "Söz veriyorum çok az kaldı."

"Beni aklı uçkurunda olan erkeklerle bir tutma Sıla. Her ne kadar tahrik olsam da kendimi tutabiliyorum. Ayrıca seni her halinle seviyorum. Hem hemen üstüme atlayan kızlardan olsaydın eğlencesi kalmazdı." Diyerek güldüm.

"Kimmiş o kızlar?" dediğinde gülüşüm birkaç saniyeliğine kesildi sonra kahkaha atmaya başladım.

"Lafın gelişi söyledim Sıla. Kimsenin üstüme atladığı falan yok."

"Bıraksam atlayacaklar ama."

"Ben izin vermem merak etme. Üstüme atlayacak tek kız sensin. Tabi yapabilirsen." Diyerek laf attım.

Sanırım yüzünü görmüyor olmamın verdiği cesaretle, "Altımda inlerken bunu hatırlatırım." Dedi. Bu cümleyi Sıla'nın kurması mı daha şaşırtıcıydı yoksa kendinden emin bir şekilde söylemesi mi kestirememiştim.

Pankeklerin içinde alkol koyulabiliyor muydu? Sıla kendini sarhoş edecek bir madde koymuş olabilir miydi pankeklerin içine? Çünkü şu an aşırı açık sözlüydü. Bu defa transa giren ben olmuştum. Çünkü söylediği cümle kendimden geçmeme yetmişti.

Utangaçlığı seviye atladıkça beni daha çok şaşırtıyordu. Tamamen ön görülemezdi ve beni Sıla'ya çeken nadir şeylerden biri buydu. Onu sürekli merak etmekten kendimi alamıyordum. Daha ne kadar ileriye gidebilir diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Sıla'nın kendisi bir bulmaca gibiydi ve sanki hayatım boyunca çözmeye çalışsam bile asla tamamlayamayacakmışım gibi hissediyordum. 

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now