11.9

7K 475 68
                                    

Gençler şimdi hep beraber dua edebilir miyiz? YAZARIN 3 DEKİ SINAVI TEST OLSUN AMİN RAHAT RAHAT KOPYA ÇEKSİN AMİN

ŞUNU BİRKAÇ DEFA TEKRARLAYIN MÜBAREKLER HADİ JSDKDLFSFS (DUA İSTEMEK İÇİN BÖLÜM ATTI.......)

<<<<<<<<<<<

Sıla'dan

Başkalarının yanında gerçekten rahat değildim. Birkaç günlük münasebetimiz sayesinde Emirhan ve Damla'nın yanında utangaçlığım çok ciddi boyutlara ulaşmıyordu. Sadece Damla bizi olur olmadık durumlarda bastığında yerin dibine giresim geliyordu. Her ne kadar İlay'ın hiç umurunda olmasa da. Şimdi de iki tane kız çıkmıştı başımıza. Ve elbette ki arkadaş grupları da.

Poğaçalarımızı yerken bizi şevkle beraber takılmaya davet ediyorlardı. Hatta plaj voleybolu oynamak için sormuşlardı. Tabi voleybol lafını duyan sevdiceğimin gözleri anında parlamıştı.

"Şort ve askılı ile oynayabilirsin." Diye fısıldadım kulağına. "Kimsenin, sen smaç basarken o muhteşem karın kaslarını görmesini istemiyorum. Yani tabi ki ne giyeceğine ben karışamam. Ama hoşlanmıyorum."

Onu kısıtlamak istemiyordum. Ne yapıp ne yapmayacağını söylemek istemiyordum. Ama deli gibi kıskanıyordum ve bunun sonu yoktu.

"Sen iste yeter ki çiçeğim." Dedi gülerek. Ay ben bu kıza daha ne kadar aşık olayım? Daha ne kadar düşeyim bu kıza?

Baş parmağı ile dudağımın kenarındaki kırıntıları silmeye başladığında güldüm. Tabi adı Elif olan kızın bakışlarını da üstümüzde hissediyordum. Bir derdi vardı ama neyse, yakında çıkar kokusu.

"Maşallah. Allah nazar değdirmesin yine vıcık vıcık aşkınızı yaşıyorsunuz." Diye takıldı Emirhan.

"Ağla, kudur." Dedi İlay karşılık olarak.

"Siz sevgili misiniz?" diye sordu Tuğçe şaşırarak. Yani sabahtan beri anlamadıysan gerçekten sezgilerinden şüphe ederim. Bir öpüşmediğimiz kalmıştı çünkü. Elif, Tuğçe'ye bakıp yutkundu. Bak mesela, benim zeka fırıl fırıl çalışıyor. Elif kesin Tuğçe'yi seviyor ama Tuğçe düz veya eşcinselliğe karşı tepkisini bilmiyor. Anında çözmüştüm olayı. Şimdi vereceği tepkiye göre Elif yolunu çizecek. Ya vaz geçecek ya içten içe sevmeye devam edecek. Ama kıyamam ya, bende geçtim o yollardan.

"Homofobiksen ötede oyna." Dedi İlay soğuk bir ifadeyle. Sonra eğilip yanağımdan öptü.

"Yok, ben... Sadece şaşırdım."

"Problem yok o zaman." Dedi İlay gülümseyerek. Bu gülümsemeyi biliyorum, rahat durun yoksa sıçarım ağzınıza gülümsemesi.

Saat öğlene yaklaşıyordu. Kızların grubu da uyanmış, herkes birbiriyle kaynaşmaya başlamıştı. Hangi bahaneyi bulsam da kaçsam diye düşünürken İlay'ın karnından gelen muhteşem gurultuyu duydum.

"Ulan ne ara acıktım?" dedi karnını tutarak.

"E sevdiğim, sabahtan beri yerinde durmuyorsun ki." Dedim kıkırdayarak. "Gel, yemek yapalım seninle."

"Sıla, İlay'la yapmak istediğine emin misin? Şahsen ben emin değilim." Dedi Damla gözünü kısıp İlay'a bakarken.

"O zaten sadece beni izleyecek." Diye yanıtladım. "Ne yemek istersiniz?"

"Valla bir içli köfteye hayır demem." Diyen Emirhan'a İlay tekme salladı. "Menemen yapacak. Me-ne-men. İstersen ye, istersen yeme." Diyerek elimden tutup eve doğru sürüklemeye başladı.

"Sanki kendi yapacak. Ne bu artistlikler ulan? Sıla'yla arama girmesene!"

Son cümlesi İlay'ı kudurtmuştu. Ben tutamadan elimi bırakıp Emirhan'a koşmaya başladı.

"Kiminle kimin arasına giriyormuşum? Sen bir daha söyle onu bakayım. Söyle de ağzını yüzünü kırayım." Diyerek kaçan Emirhan'ı kovalamaya başladı. Emirhan kendini savunacağım derken gelişi güzel bir tekme sallayarak İlay'ın baldırına vurdu. Acıyla yüzünü buruşturan İlay'ı gördüğümde, tam o anda bende hatlar koptu.

"Emirhan kaç." Diye bağırdı İlay. Ama Emirhan daha olayın farkına varamadan karnına tekmeyi yemişti. Benden. Uçan tekme, olaya güzel girmiştim.

"Pardon." Dedim sonra. "İlay'ın bacağı acıyınca, refleks olarak..." Bir yandan kendimi açıklamaya çalışıyor bir yandan endişeyle İlay'a bakıyordum. İzleyen 10 kişilik gruba güzel bir gösteri sunduğumuzdan emindim.

"Oğlum gavura vurur gibi vurdu be!" dedi Emirhan karnını tutarak. "İç kanama geçiyorum galiba."

"O kadarcıkla ölmezsin merak etme." Dedi İlay kalkmasına yardım ederken. "Bir daha bana vururken iyi düşün olur mu? Tekvandoda bilmem hangi renk kuşak sevgilim var çünkü."

"Siyah." Diyerek araya girdim. Önemsiz bir detaydı, ama olsun.

"Siyahmış." Dedi İlay'da.

"Hay sizin aşkınıza." Deyip sonrasında sövmeye başlayan Emirhan'ı geride bırakarak eve ilerledik.

"Ne yemek istersin, en sevdiğim?" dedim mutfakta masanın sandalyesine oturmuş, yüzünü avcuna yaslayıp beni izlemeye başlayan İlay'a.

"Öncelikle seni." Diyerek kolumdan tutup kendine çekti. Büyü bir iştahla dudaklarımı öpmeye başladığında karşılık verdim. Şu an Damla %99 bir haltlar yediğimizi düşünüyordu ve doğru yoldaydı.

"Doydum." Dedi sırıtarak. Karnı guruldadığında kıkırdadım.

"Ama hala aç olan bölgelerin var." Dedikten sonra son bir kez öpüp ayrıldım. "Acaba diğer grup da bize katılır mı?" diye sordum. Ona göre yapacaktım çünkü.

"Katılsınlar mı?" diye sordu İlay. Eğer hayır dersem hiç şüphesiz dediğimi yapardı. Evet dersem 10 kişilik yemek yapmak zorunda kalacaktım. İki ucu boklu değnekti resmen.

"En sevdiğim." Dedim İlay'a seslenerek.

"Söyle çiçeğim."

"Dışardan söylesek mi?"

"Söyleyelim tabi. Herkese de Sıla'nın uykusu geldiği için aşırı yoruldu o yüzden yemek yapamayacak deriz." Beni kucağına oturtarak sarıldı. Çok seviyordum, aşırı seviyordum. Allah bozmasın, yani baya seviyordum.

İlay Damla'ya haber verirken kollarımı ona sarıp başımı boynuna dayadım. Deniz kokan kokusundan derin bir nefes çektim. "Sana bayılıyorum." Dedim fısıldayarak.

"Evet, bayılıyorsun. Gerçekten." Diyerek laf attığında ikimiz de gülmeye başladık.

Aptalın Biri (GirlxGirl)Where stories live. Discover now