18. Bölüm - Evvelim Sen Oldun-2"

788 98 23
                                    

Sümer
Kazadan Sonra, Şubat Ayının Ortaları, Fransa 

Bu kadar adil bir düzenle yaratılmış bir evrenin yaratıcısı, muhakkak fani hayattan sonra da bir dünya yaratmış olmalı ki benim gibi günahkârlar hak ettiğini bulabilsin. Ben cehenneme gideceğimi kabulleneli aylardır kabullendim. Bizi büyüten ağacın altında, Eylül'ün yanağından akan gözyaşlarına şahit olduğumda artık emin olmuştum, benim için sonsuz mutluluk, ölçüsüz huzur diye bir şey yoktu ve asla olmayacaktı.

Cehennem burasıydı işte, bitmeyecek acıların diyarı...

Ruhum daha fazla acı çekebilmem için kırık bedenimi de alıp uçmuş olmalı bu diyara, çünkü nefes almak bile ayrı bir işkence tarzı... Vücudumu kontrol edemesem de bana bahşedilen tüm acı ve ağrıları hissedebiliyor, tepkisizce katlanmaktan başka bir şey yapamıyorum. Cildim, alevlerden dokunmuş bir kefen gibi sarıyor beni. Göremiyorum, görsem de algılayamıyorum, algılasam da hatırlayamıyorum. Kulağımda gülünç hayatım boyunca sevdiklerime söylediğim yalanlar yankılanıp duruyor. Hislerim hakkında, işim hakkında, kimliğim hakkında...

Ben Sümer Çetiner, gizli kimliğimle Türkiye'de Bora Sözeri, Almanya'da Stefan Franke, Fransa'da Gabriel Elliot Mercier... Ve daha onlarcası...

Umuttan beslenen bir karanlık, birdenbire kör edici aydınlığa dönüşüyor ve beyaza bürünmüş zebanilerimin beni çevrelediğini görüyorum.

Zebanilerim Fransızca konuşuyor.

"Araç içi trafik kazasıyla acil servisimize bilinci kapalı gelen ve ardından bölümümüze devredilen hasta. Eşyalarından çıkan kimliğe göre Bay Mercier, 28 yaşında. Mühendis. Geçmiş hastalıkları ve operasyonları bilinmiyor."

Biraz bekledikten sonra devam ediyor ses.

"Hasta yakını veya kazaya tanık olanlarla görüşme imkânımız olmadı. Acilde çekilen tomografisinde akut bir beyin hasarına rastlanmasa da vücudunda üst ekstremite ve kaburgalarında çoklu kırıkları mevcut. Sağ ön kolundaki kırığı ortopedi bölümü tarafından fikse edildi. Pnömotoraks öyküsü mevcut olan hasta ne yazık ki takibinde akut respiratuar distress sendromuna girdi ve aynı gece arrest oldu. Dr. Roux'un nöbetinde hemen müdahale etmesinin ardından iki siklusla tekrar döndü. Görüntülemelerinde beyin hasarı yok. Pupilleri izokorik. Bir hafta kadar entübe seyredildiğinde tüpüne aktif kanamaları oluyordu, adrenalinli aspirasyona rağmen kanaması durmuyordu, bronkoskopi yapıldı ve lobektomi kararı alındı. Post-op 8. gününde olan hastanın bilinci ara ara kısa süreliğine açılıyor. Ventilatörden ayırdığımız bir ara uyandı, deliryumdaydı, anlamadığımız bir şeyler söyledikten sonra damar yolunu çekti. Ondan sonra hipotansif oldu. Akciğer filmleri önceki günlere nazaran iyileşme eğilimindeydi ancak bu sabahki filminde pnömoni yönüne düşündüren opasiteler mevcut, antibiyotik başlamadan önce size de danışmak istedik. "

Bunlar ne diyorlar?

Uzun bir sessizlik...

Soğuk bir metalin göğsümün çeşitli noktalarına bastırıldığını hissediyorum. Canım öylesine yanıyor ki gözümün yaşardığını hissediyorum.

"Havalanmasında azalma var," diyor bambaşka bir ses. "Ateşi var mı?"

"Son gözlemde 37,8 olarak ölçülmüş Profesör. Ondan önce de 37,2. "

"Antibiyotiği başlayalım," diyor ve ekliyor az önceki ses. "Akciğerleri bu kadar hassasken basit bir pnömoniden bile kalbinin tekrar durması mümkün."

"Peki, Profesör."

Adım seslerinin uzaklaştığını duyuyorum. "Vizitten sonra filmlerini incelerken tekrar konuşuruz. Kazanın nasıl olduğunu bilen hiç kimse yok mu?"

"Hayır, Profesör. Polis hâlâ araştırıyor. Araç bariyerlerden yuvarlanıp patlamış. Bilinci geri geldiğinde Bay Mercier'den de bilgi almayı istiyorlar. "

"Şanslıymış. Peki, hiç hasta yakını yok mu?"

"Sistemde üzerine kayıtlı acil iletişim numarası olarak tek bir kişinin numarasını bulabildik." Araya karıştırılan kâğıtların sesi girdikten sonra devam ediyor. "Raphael Bernard diye birisi. Ancak numaraya ulaşılamıyor."

Raphael Bernard...

İsim çok tanıdık. O kadar tanıdık ki bu bile acı veriyor.

Cehennemde ıstırabıma kaldığım yerden devam etmeden önce hafızam fısıldıyor: İrfan Abi... 

Not: Siz söylemeden... Biliyorum, kısa. :-D
Yarın yine bölüm var ama... Geçen bölümlerde GkeKaragz kafasındaki Eylül ve Sümer'i paylaşmıştı, aşağıya bırakayım. Ne düşünüyorsunuz, sizin kafanızda kimler var?

 Ne düşünüyorsunuz, sizin kafanızda kimler var?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Eylül için Clara Alonso

Eylül için Clara Alonso

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Sümer için Matthew Daddario

Sümer için Matthew Daddario

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mucizevi (Efsanevi #2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin