14. Bölüm "Gözleri Aşka Gülen-2"

767 87 6
                                    

Elliye yakın fotoğrafın her birini susuzluktan çıkmışım gibi kana kana izliyorum.

Bir kafenin, Cafe Anne, camekânı ardından başlayan fotoğraflar serisi önce Eylül, tüm güzelliğiyle tek başınayken başlıyor. Kadraja girmeyi başaran diğer müşterilerin nasıl olup da bu meleği fark edemediklerini sorguluyorum.

Eylül'ün sıradaki pozuysa dışarıyı dalgın düşüncelerle izlerken çekilmiş. Kafasından geçen düşünceleri duyabilmek için feda edebileceklerimin haddi hesabı yok. Herhangi bir tedirginlik, endişe veya korkunun o güzel yüz hatlarını işgal etmemesi, günlerimi birazcık daha rahat kılacak tek ayrıntı olabilir.

Diğer poza geçiyorum. Eylül, kendisine içeceğini getiren orta yaşlı bir sarışın kadına gülümsüyorken ölümsüzleştirilmiş. Bakışları kadına doğru yönelse de eminim, ela gözlerinden yayılan sımsıcak dalgalar karşısındakinin içini ısıtıyor. Bir sonraki pozda ayağa kalkıp kadına sarılıyor, bir sonrakinde sarışın kadının eli, Eylül'ün son gördüğümden beri daha da büyümüş olan karnının üzerinde. Samimiyetleri, uzun zamandır tanıştıklarını düşündürüyorken şu basit fotoğraf karesindeki kadının yerinde olamamak, atmayan morarmış kalbime bir darbe daha indiriyor.

Eylül daha sonraki pozlarda aynı masada kupasını yudumlarken tek başına... Fotoğrafların bir tanesinde önündeki telefona bakarken yakalanmış. Güzel yüzünü çerçeveleyen kahverengi saçları, yanaklarını dokunup omuzlarına dökülüyor. Parmaklarım telefonun ekranını okşarken aslında aşk ve tutkuyla kutsadığımız bir gecede yastığımın üzerine dökülen saçlarının yumuşaklığını hatırlıyorlar. Burnuma bir vanilya kokusu doluyor, uykulu nefeslerinin ritmini neredeyse kulaklarımda duyabiliyorum.

Diğer fotoğraflarda Selçuk'un bahsettiği iki kişiyi Eylül'ün karşısına geçerken görebiliyorum. Kız, Eylül'e sıkıca sarılırken yanındaki adam Eylül'e elini uzatıyor, yüzleri kameraya dönük olmasalar da Eylül'ün gülümseyişinden bu kişilerin de ona çok yabancı olmadığını tahmin edebiliyorum. İş arkadaşlarıdır belki, diye düşünüyorum. Hayatına ve hayatındakilere ne kadar yabancı kaldığımı fark etmek delicesine korkutsa da derin bir nefes alıyorum.

Bitecek...

Az kaldı...

Diğer fotoğrafa geçtiğimde nefesim kesiliyor. Çünkü Selçuk, Eylül'ün kahkaha attığı andaki hâlini yakalayıp en güzel kareyi bana yollamış. Niçin güldüğüne dair hiçbir fikrim olmasa bile ben de kendimi haftalardır ilk defa gülümserken buluyorum. Eylül'ün gülüşü her zaman olduğu gibi sorunları unutturmayı başarıyor, kahkahası aldırmadan şarkı söyleyen kuşların neşesine sahiptir çünkü. Onu gülerken, gülümserken görenler bu dünyada dolaşan gizli meleklerden birini gördüğünü sanır. Kalbim tekrar derin bir özlemle burkuluyor.

Son pozlar ise Eylül'ün bu iki kişiyle sohbeti sırasında çekilmiş. Eylül'ün dikkatle karşısındakileri dinleyişini ve ara sıra gülümseyişine fotoğraflar sayesinde tanık olabiliyorum. En son fotoğrafın da bu pozlardan farklı olamayacağını düşünürken birdenbire donakalıyorum.

En son karede kafenin önündeler, Eylül o tanıdık kırmızı atkı ve beresine sarınmış; muhtemelen herkes evlerine gitmek için ayrılıyor. Çarpıcı olan şey, Eylül'ün bir öpücükle birbirlerine veda ettiği çifte bakışı... Onları izlerken nazikçe gülümsüyor, ama gözlerine o ışıltı ulaşamamış, bakışları dalgın. Aşka âşık kadının küçük bir sevgi gösterisinden bile rahatsız oluşu ruhumu lanetliyor.

Çünkü biliyorum, bu benim suçum. İnancını kaybetmesinin yegâne sebebi benim.

Yıllar öncesinden bana söylediklerini duyuyorum tekrardan...

"Sen beni sevmiyorsun, Sümer," diye bağırmış ve itirazımı beklemeden dayanamıyormuş gibi gözlerini kapatıp kafasını iki yana sallamıştı.

"Kelimeler aldatır, söylediklerinle yaptıkların aynı olmadıkça nasıl güvenebilirim ki... Kalbim sürekli kırılırken nasıl yapabilirim bunu?"

Derin bir nefes alıp her nefeste tekrar ettiğim yeminimi mırıldanıyorum.

Hector'u bir an evvel ortadan kaldırıp yanına geleceğim, sevgilim. Bir daha asla yüzüme bakmayacak bile olsan artık güvende olacaksın ve bütün yarınlarımı sana aşkımı kanıtlamaya harcayacağım.   

Not: Maksimum üç gün içinde bölümün devamı gelecektir. Aşağıdaki fotoğraf size ipucu olsun;)




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Mucizevi (Efsanevi #2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin