7. Bölüm 1.Kısım "Dayan Kalbim" - Eylül

1.1K 106 4
                                    

"Kırık kalpler yaşar
Gülen yüzler solar
Zaman durmaz, akar
Dayan kalbim, dayan"
-Gökhan Kırdar

9 Yıl Öncesi, Kuruluş Yemeği Günü, İstanbul

Eylül

Sümer, "Konuşacağız," dedikten sonra daha bir neşeleniyor, öyle ki mahalleye varınca "Kaptan!" diye bağırarak Rıhtım Market'e abartılı bir giriş yapıyor, hemen arkasından onu takip eden ben ise markete girer girmez Kenan Kaptan'ı aramakla meşgulüm... Kaptan, marketin arka tarafında depo olarak kullandığı odanın kapısında Sümer'e gülümseyerek tepki veriyor. Elindeki küçük not defterini pantolonunun arka cebine yerleştirip kalemi de kulağının üzerine sıkıştırdıktan sonra bize doğru ilerliyor, Sümer de iddialı girişini, başka muzip bir replik ekleyerek sürdürüyor.

"Aslan oğlan geldi."

Kenan Kaptan, Sümer'deki bu neşenin nedenini anlamak için bana bir kaçamak bakış fırlatıyor ve bakışlarımda cevabı bulamamış olmalı ki, üzerinde fazla durmuyor. Neredeyse kendi boyuna gelmiş olan Sümer'i kucaklayarak karşılıyor.

"Hoş geldin, oğlum," diyerek sarılıyor sıkıca. Sümer'in neşesini karşılıksız bırakmamak için sesindeki neşeyi ona denk tutuyor. "İyi özlettin kendini bu kez, Eylül ile gözlerimiz yollarda kalmıştı vallahi..."

Sümer, bu sözü teyit etmek için bakışlarını bana çevirdiği anda, üzerime hiç alınmıyor ve etrafı seyretmeye devam ediyorum. Yaramaz bir tebessüm dudaklarının kenarını bir süre meşgul ettikten sonra konuşmayı kaldığı yerden devam ettiriyor Sümer.

"Babamın çok selamı var sana, Kaptan."

Kenan Kaptan bana doğru ilerleyip kollarını benim için de açarken Sümer'i yanıtlamayı ihmal etmiyor.

"Benden de ona söyleseydin... Hani baban da gelecekti seninle? Geçen konuştuğumuzda belki Sümer ile İstanbul'a beraber döneriz, demişti."

"Son anda işi çıktı," diye yanıtlıyor Sümer. Eline aldığı bir makarnanın ambalajıyla oynuyorken mırıldanıyor. "Biliyorsun, karışıktır hep onun işleri."

Kenan Kaptan "Bilmez miyim..." dedikten sonra dikkatleri bana çekmek istercesine soruyor. "Sende bir durgunluk var, kızım. İyi misin?"

Kafamı sallarken Sümer'in arka plandaki meraklı bakışlarını tenimde hissedebiliyorum.

"Neyse," diye mırıldanıyor ve ardından derin bir nefes alarak araya giriyor Sümer. "Ben şimdi hazırlanmaya gidiyorum, Kaptan. Yarın yanına uğrarım. Haydi, görüşürüz," diyor elini sallayarak ve marketin çıkışına yöneliyor. Kapıdan çıkıp gözden kaybolmadan önce göz göze geliyoruz ve göz kırparken "Görüşürüz, Eylül," diye tekrarlıyor. Vurgusunda ne manalar sakladığını yalnızca kendisi biliyor.

"Ne için hazırlanmaya gidiyor bu sıpa?" diye soruyor Kaptan dikkatimi başarılı bir şekilde dağıtarak.

Açıklamaya başlıyorum.

"Benim okulumun kuruluş yemeği var da bugün, ona gidecek bu akşam,"

Kafası karışıyor ve haklı olarak "Senin okuluna?" diye soruyor. "Sen neden gitmiyorsun peki?"

"Bilmem..." derken omzumu silkiyorum ve Kenan Kaptan'ın şüpheleneceği bir hızda konuşmaya başlıyorum. "Tek başıma gitmek istememiştim de... Hem oturup ders falan çalışsam daha iyi olur. Dershanelerin indirim sınavları var, onlar için hazırlanırım."

Mucizevi (Efsanevi #2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin