''Geri Gelmeni Bekledi...''Bölüm:85

Mulai dari awal
                                    

''Onun yaşlanmasını istemiyorum.'' Harry parmaklarının arasında tuttuğu piposunu araladığı dudaklarının arasına götürdü. Onu ilk kez pipo içerken görüyordum, oldukça yakışmıştı, neyse...

''Onu uyurken ısır ve uyandığında kana susamış vampir olsun!' Julia dalga geçerek elini havada salladı. 

Harry ona ters bir bakış atıp piposunu bir kez daha dudaklarına götürerek içine çekti. ''Son zamanlarda çok kilo aldı ve onun üzülmesinden korkuyorum yani şehre inemiyor arkadaşı yok üstelik biz insan değiliz bir süre sonra kötü hissedebilir.'' Dedi ve gözlerini kısa süreliğine kapattı. 

Juliana derin bir iç çekerek şöminede yanan ateşi süzüyordu. 

''Harry,'' dedi Juliana ve başını salladı. ''sadece sus.'' 

Acaba benim orada olduğumu mu anlamıştı? Tabii ya! Ne aptalım.

''Hizmetçiler insan onlarla iyi anlaşıyor ve bir ara onunla şehre inerim. Ona bunu göstermiyorsun ama onu çok sevdiğini biliyorum.'' Juliana bazen gerçekten yaşından olgun konuşabiliyordu aslında olgunluğun yaşla olmadığına beni inandırana Juliana'dır. 

Harry bileğini koltuğun kenarına sürterek boşluğa doğru elini sarkıttı, ''Cassandra mı? Dikkatini çekerim o da diğer Sandra gibi. Cass kısmını çıkar o sadece bir 'Sandra' anladın mı?'' Şaka mı yapıyor? Yoksa yapmaya mı çalışıyor?

Juliana da benimle aynı şeyleri düşünmüş olmalıydı ki yanında duran sehpanın üzerindeki kalın kitabı Harry'nin suratına fırlattı fakat Harry sarkıttığı elini hızla havaya kaldırarak kitabı havada karşıladı ve sinsice sırıttı. Juliana, ''Götün tekisin, Harry!'' diye bağırırken Harry kahkaha atıyordu. Ne iğrenç bir durum ama! Ben onun beni düşündüğünü sanıyorum herifin aklından neler geçiyormuş... 

Demek vücudumun bozulduğunu düşünüyorsun, Harold... Alacağın olsun...


***


Ertesi sabah başladığım bir tür açlık greviyle beraber insanları şaşırtmıştım. Hizmetçiler artık sadece portakal suyu ve yumurta getiriyor, öğlen ie beş çayında ise hiçbir şey yemiyordum.

Akşamları hafif yediğim yemeğin ardından evin etrafında birkaç kez turlayarak kaslarımın güçlenmesine yardımcı oluyordum. Bazen at ile minik gezintilere çıkmak istesem de yaşanan kötü hatıralar, bilirsiniz... Bir kez aldığınız yara sizi etkiler ve zor toparlanırsınız ben ise hiçbir şekilde toparlanmayı becerememiştim. 

Harry bir akşam ağzımı arayarak bu yürüme ve az yeme işimi dolaylı yollarla sormuştu. 

Dışarısının tehlikeli olabileceğinden bahsederek beni caydırmak istiyordu fakat öyle bir şey olmayacaktı, olmamıştı da. 

Eve daha az gelir olmuşlardı, biz üç bayan evde oturur işimize bakardık onlar ise işleri halleder, fabrika ile ilgilenirlerdi bazense ticaretin getirdiği zorunlu yolculukların esiri olarak şehirler arası yolculuk yaparlardı. 

Harry ve babası yaklaşık bir hafta kadar süre içerisinde bir başka şehirde olacak, yine gelmeleri de bir hafta kadar süre zarfı tutacaktı. 

Onlar gittikten sonra bu içine girdiğim işi abartarak açlığıma açlık kattım. Bir süre hiçbir şey yiyemez olmuştum hatta en sonunda Bayan Blaire beni ziyaret ederek hasta olup olmadığımı kontrol etmişti. Bilirsiniz, iyi değilsinizdir fakat o gelen klasikleşmiş iki kelimeye, hatırı kırılmasın diye 'iyiyim' demek gibi bir şeydir bu. 

Juliana ikinci haftanın başından beri çok fazla kilo kaybettiğimi söyleyerek gözümü korkutmaya çalışıyordu. 

Bazen bana zorla yemek yedirir ben ise yedikten sonra odama çıkıp lavaboda, musluğun yanında duran iğneyi alarak topuzuyla boğazımı zorlardım. İstifra ederek bütün yediklerimi çıkarırdım. 

Harry'nin gelmesine yakın gün yine aynı şekilde lavabodan çıkarken aynadaki yüzüm gözlerime çarptı. Bedenim süzülmüş, her an dağılacak gibiydi. Korktum çünkü hastalıklı birilerine benziyordum. Dışarıda benim gibi birini görsem vereme tutulmuş sanır veya ölmüş de ayaklanmış olduğunu düşünürdüm. 

Korsenin kaburgalarıma değen kısmı artık ilk giydiğim zamana göre hafif boşluk yaratıyor, beni sevindiriyordu. 

Ev halkı bundan her ne kadar memnun olmasa da Harry'i yılbaşı zamanı için güzel elbiselerin içinde karşılamak istiyordum. Ve ah, evet... Korse ile elbiseden nefret eder hatta erkek gibi giyinirdim lakin Harry yaramaz bir kız olmamı istemediği için, bir hanımefendi olana kadar böyle giyinerek cezalandırmıştı. Yinede ben her şeyden nasiplenmeyi iyi bilen kız bunu da başararak bu huyumu kullandım. 


Yine lavaboda kusarken sert bir şekilde kapı açıldı. Kapının açılışının etkisiyle beraber kapı duvara vurdu ve geri çarparak sanki kapının canı varmış da acımış gibi bir gıcırtı çıkarttı. 

''Lanet olsun,'' diye homurdandı Harry arkadan. Saçlarımı tek elimde toplayıp hafifçe doğruldum. ''ne yapıyorsun sen?'' dedi. Burnundan soluyor gibiydi, gibi değil öyleydi. 


BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN CANLARIMMMMIMIM -Lilith

Cold FLOWTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang