Cold FLOW

''Siyah Duman.''Bölüm:95

Cassy'nin Bakış Açısı 

Harry'nin kafası oldukça karışık görünüyordu. Kendini odadan atarken peşinden gelmemem için son derece başarılı bir performans sergileyerek beni ardında bıraktı. Ona olan açlık zaafına falan sahip değildim sadece afallamıştım. Uzun zamandır cinsellik ile ilgili söz konusu olabilecek bir durumda bulunmadığım için Harry soyunana kadar bunu karnımda hissetmemiştim bile. Aslında bakarsanız üzülecek o kadar çok şey vardı ki... Bu zaaf ise onlardan önce gelen şey daha önemliydi. 

Evin dışına çıkmış, hızla kasabaya giden yola doğru ilerliyordu. Kendi kendine bir şeyler gevelediğini görür gibi oldum ama bu Harry, beklenmedik bir şey değil, değil mi?

İçimdeki bu boşluk hissi ile boğuşurken neden bu durumla karşı karşıya kaldığımızı bir kez daha gözden geçirdim, kesinlikle bilmediğimiz bir şey vardı. Tam odadan çıkacaktım ki yerdeki parlak metal parçası gözümü alırcasına parladı. 

Harry odadan çıkarken parasını düşürmüş olmalıydı fakat bu paradan çok, bir madalyona benziyordu. Etrafı kolaçan edip yere çömeldim, gerçekten de bir madalyondu. Dişlerimin arasında madalyonu para gibi sıkıştırırken madalyon ağzımın içinde titredi ve geriye düşmeme neden oldu. 

''Tanrım, kendi gibi lanetli!'' diye söylendim ve madalyonu düşürdüğüm yerden alıp göğsümün üstündeki kumaşa sıkıştırdım. 

Julia bebeği bağlı olduğu ipten çıkarmış, içli bir şekilde bebeğe bakıyordu. Üzüldüğünü biliyordum çünkü bu bir tehditten çok manevi dürtüydü. Onun bu tür şeylere takılmayacağını biliyordum, ölüm onun için yalan gibi bir şey sayılırdı. 

Christian ise daha farklıydı, daha canlı... Beni fark edince hemen yanıma geldi ve Julia'ya ufak bir göz attıktan sonra tekrar bana döndü. 

''Harry nereye gidiyor?'' 

''Bilmiyorum.'' 

Chris bir an için tebessüm edip gerileyerek suratımı inceledi. 

''Ne çabuk toparlanmışsın.'' Dedi, imalı bir şekilde. 

''Ne?'' 

Kulağıma eğilip fısıldadı, ''Seviştiğiniz yüzündeki kızarıklıklardan belli, güzelim.'' NE? HAYIR! 

''Be-'' Chris konuşmama izin vermeden odadan hızla ayrıldı, Tanrı aşkına bir kez olsun beni biri gerçekten dinleme zahmetine girecek mi? 

Nefretimle sevişmek mi? Ben onunla sadece dans ediyorum. Bizi bu bok çukurundan çıkardıktan sonra onu deliğine tıkacak, bir daha asla çıkamaması için külleriyle onu lanetleyeceğim. Öncelikle şu iş bitmeliydi. 

Dişlerimi sıkarak odama çıktım.

***

Harry akşama kadar dönmemişti, hava neredeyse kararıyordu ve ormandaki kurtlar çoktan ulumaya başlamışlardı. 

Kapım tıklatıldı, ''Evet?'' 

Hafifçe aralanan kapı aralığından Julia başını uzatıp sempatik bir şekilde gülümsedi. 

''Gelebilir miyim?'' diye sordu, gülümseyerek ona gel işareti yaptım ve yatağı ortalayarak yanıma gelmesi için ona yer açtım. 

''Oturmayacağım. Bende garip bir şey var, Cassy. Bunu anlayamıyorum...'' Karmaşık konuşuyordu, onu nedense anlamakta zorluk çektiğimi hissettim. Gözleri bile bana bakmıyor, uzaklara dalıp iç çekiyordu. Daha gelir gelmez bu yaptığı harekete karşılık korkmadım değil.