''Ölüm Soğukluğunda ki 17(!)'' Bölüm:16

694 69 9
                                    

CASSYBAKİRELİĞİNİFELANKAYBETMEDİGALİBAOKISIMYANLIŞANLAŞILDI:DİYİOKUMALAR,BEĞENMEYİVEYORUMYAPMAYIUNUTMAYIN!:)X-L

***

Uyandığımda yataktaydım o lanet olası tavana bakarak gözümü açmak iğrenç bir duyguydu fakat şuan bunu düşünmek istemedim. Olanlar aklıma gelince yanaklarım kanlanmıştı, doğrulup etrafıma bakınmaya devam ettim.

''Çok iğrenç günlerimiz oluyor değil mi?'' dedi Juliana, başımı sola çevirip gülümseyen yüzüne sahte bir gülümsemeyle karşılık verdim. ''Gerçi ben o günleri artık yaşayamıyorum.'' Yüzü düşmüştü. Altıma bağlanan kalın kıyafet elbisesinden yapıldığını hissettiğim ıslak bez beni rahatsız ediyordu. Yüzümü buruşturup başımı başka yöne çevirdim.

''En azından haftanın üç günü bu sancılı şeye katlanmıyorsun.'' Gözleri hüzünle kaplanmıştı.

''O üç günlük sancıya dayanmanın sonucunda bebek sahibi olabiliyorsun, ben asla bebek sahibi olamayacağım.'' Dedi ve yatağa oturdu, elini tutup sıktım. Ona tüm sıcaklığımı verebilirmişim gibi davranıyordum. ''İnsan olabilmenin yolu olursa söz veriyorum öğrendiğimiz de sana yardım etmek için orada olacağım.'' Gülümsedi. ''Biliyorum.'' Dedi ve bana sıkıca sarılmak için kollarını boynuma doğru uzattı. Yatak egzersizlerinin en iyi tarafı da bu olsa gerek hayır, yatakta sarılmak tabii ki de bir egzersiz tabii bu yılda böyle şeyleri duymak pek mümkün değildir.

1AySonra

Aradan ay geçmişti Bay ve Bayan Valeries hala dönmemişti, ev eskiye göre daha canlıydı çünkü Julia şehirde ki arkadaşları için özel balolar hazırlıyordu. O saçma danslar bana her ne kadar eziyet gibi gelse de onun mutlu hissetmesi için mutluymuş gibi davranıyor, onun yanındayken balo hakkında kötü düşünmemeye çalışıyordum.

Harry için aynı şey söylenemezdi, eğer memnun değilse bunu söylemekten asla çekinmezdi. O da her gece olduğu gibi bu gece de salonda ki boş koltuğa yerleşmiş elinde ki içki dolu kristal bardakla birlikte koyu kahverengi olan kitap yapraklarına sahip kitabı okuyordu. Arada bir gözlerini yukarı kaldırıp bana baksa da ona aldırış etmeden etrafı incelemeye devam ediyordum.

''Güzel bayanlar her zaman en güzel dans edenlerdir.'' Önüme geçen benim yaşlarımda ki çocuğa dikkatlice baktım, arkada çalan orkestraya bakıp gülümsedikten sonra bana doğru elini uzattı. ''Sanırım karıştırdınız, dans edebilseydim eğer şuan şuralarda dönüyor olurdum.'' Salonun içini parmağımla gösterdim ve güldüm.

''Belki de gerçek anlamda sizinle dans eden beyefendi çıkmamıştır?'' dedi ve ısrarcı bir şekilde elini tekrar uzattı. Gözlerimi devirip parmaklarının ucunu tuttum, gülümsemesi genişlemişti.

Belimden kavrayıp dans eden kadın ve erkeklerin arasından geçirerek elimi yukarı kaldırdı ardından dans yerimizde beni döndürmeye başladı. Gerçekten hiç bu kadar harika hissetmemiştim adeta kuş gibi süzülüyordum. Peruk takmış kadınlar gülüşüme karşılık burunlarını kırıştırdılar ben ise gülmeye devam ediyordum. Sanki dünyanın üzerinde dönüyor gibiydim her şey mümkünse bu neden olmasın ki? Birkaç kez daha döndürüp belimden sıkıca kavrayıp kolunun üzerine yatırıp üzerime eğildi.

Yüzü yüzüme yaklaştığında sarımsı gözleri koyulaşmıştı fakat bu onu oldukça çekici kılıyordu. Öksürükle beraber başımızı imalı öksürüğün geldiği yöne doğru başımızı çevirdik. Harry kollarını birbirine dolamış gözlerini benimle dans eden çocuğa dikmişti, çocuk yeniden dikleşmem için belime destek verdi.

''Evet?'' dedim kaşlarımı kaldırarak, Harry bakışlarını bana yöneltmeden çocuğa bakmaya devam etti. ''Balo sona erdi.'' Dedi ve çocuğa gitmesi için başını imalı bir biçimde yana yatırdı. Çocuk bir bana bir de Harry'ye bakarken oldukça gergindi.

''Pekâlâ, şey umarım seni yeniden görebilirim. Ben-'' adını tam söyleyecekti ki bana doğru dönmüş olan yakışıklı oğlanın önüne tek hamleyle Harry geçip bakışlarını daha da keskinleştirerek cümlesini yarıda kesmişti. Çocuk hızlıca kapıya doğru yürüdü ve arkasına bakmadan çıkıp gitti, Harry'ye döndüğümde bana bakıyordu ben ise onun kapıya baktığını düşündüğüm için ani dönüşümle karşılaştığım bakışıyla irkilmiştim.

''Bunu neden yaptın? İnsanlar henüz gitmedi?'' diye sordum, ifadesinde bir nebze olsun değişme yoktu. ''Hayatını kurtardım o çocuk sadece vampirdi ve kansız yaşayamaz bizim gibi çok yönlü değil onun sadece kana ihtiyacı var.'' Dedi, gözlerim genişledi, dudaklarımı birbirine bastırıp yanaklarımı şişirdim.

''Neden vampirlerin kan için daimi tercihleri ben oluyorum?" başımı kaldırıp Harry'ye baktığımda, hayır boş havaya baktığımda o çoktan gitmişti. Onun bu hareketleri beni gerçek anlamda sinir ediyordu.

Julia boş zaman kovalayıp yanıma uğramayı akıl edebilmişti, sinirle gözlerine bakarken ellerini sakin ol dercesine havaya kaldırdı.

''Neler oluyor?'' diye sordu pürüzsüz ses tonuyla.

''Aptal ağabeyin canımı sıkıyor.'' Dedim tek nefeste, güldü ve omuz silkti. İç çekip evin dışına açılan kapıya doğru ilerledim, buradan birkaç dakikalığına uzaklaşmak iyi gelebilirdi.

Ellerimi birbirine sürtüp Julia'nın zorla giydirdiği elbiseye avuçlarımı sürerek terli ellerimi sildim. Söylenerek yürürken ayağıma takılan taşla beraber sendeledim, dengemi o küçücük taş ile kaybettiğim için düşecektim. Kollarımı kavrayan sıkı ellerle beraber geriye doğru çekildim ve arkaya doğru döndürüldüm. Harry sıkı bir nefes verip siyahlaşmış gözleriyle bana baktı gözlerim dudaklarına indiğinde kenarları kırmızılıklarla kaplıydı.

Küçük bir çığlık atıp kendimi kollarından kurtarmaya çalıştım, gözlerinin siyahlığı çekildi ve kırmızı oldu henüz yeşil olmadığı için ellerinin altında titremeye devam ediyordum ki yeşil olması da beni öldürmeyeceği anlamına gelmiyordu. Kolunda ki beyaz kumaşın üzerine kurumuş kanı sildi ve yüzünü temizleyip boşta kalan eliyle yeniden saçlarını düzeltti.

''Sakin ol, sana zarar verme niyetinde değilim. Öyle olsaydı bile bunu şuan yapmazdım.'' Dedi, yutkundum ve kolumu tutan ellerine baktım. ''Se-sen birini öldürdün.'' Dedim, uzun aradan sonra kekelemeseydim eksik kalırdı tabii ki de korkudan altıma yapacak duruma gelmeliydim sonuçta uzun zaman kavramına alışamamıştım, belki de kendimi rüyada sandığım için çoğu konuda rahat davranıyordum. ''Bebeğim, sanki bunu ilk defa yapan birine söylermişsin gibi söylüyorsun.'' Gülmeye devam etti ardından beni kendine daha çok yakınlaştırıp burnunun ucunu burnumun ucuna değdirdi.

''Ölmekte öldürmekte çözüm değil, o masum insanlara zarar veremezsin.'' Diye fısıldadım. ''Ah evet, bunu yapabilirim,'' durdu, biraz düşünürmüş gibi yapıp, dişlerinin sivriliğini içeri çekti. Yüzünü yeniden yakınkaştırdı ve gözlerini gözlerime dikti. ''özelliklede bunu, seni öldürmek için gelen vampirlere zevkle yapabilirim.'' Diye mırıldandı.

BEĞENMEYİVEYORUMYAPMAYIUNUTMAYIN:)X-L

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin