''Çello Ve Piyano'' Bölüm:59

491 41 6
                                    

           BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN!!! -L

                   ***

Ben uyuyana kadar uyumamıştı ki sanki her an gidecekmişim gibi davranıyordu. Uyandığımda ise hava karanlıktı, bacaklarımı yataktan sarkıtıp hemen peşine zemine değen ayaklarımın üzerinde durmaya çalıştım. Harry odada değildi odadan çıkıp etrafa göz gezdirdim fakat kimse yoktu, aşağıdan sesler geliyordu. Yaylı çalgının sürtünüşü ve birkaç dakika aradan sonra piyanodan yükselen notaların hüznü… Biri acı içinde kıvranıyor olmalıydı, klavsen de olabilirdi.

Başımı odaların içine uzatıp birilerini aradım ama hala yükselen müzik sesleri vardı. En alt kata indiğimde birinin hıçkırığını duydum, kıvırcık saçlı sırtını arkaya dönmüş oturuyordu. Harry yayın arasına geçirdiği parmağı destek olarak kullanarak elinin tersine gözlerini sildi. O ağlıyordu.

Yutkunurken yaklaşıp yaklaşmamak üzerinde totem yapıyordum, yaklaşmazsam belki iyi şeyler olabilirdi? Ah, hayır. Ne saçmalıyorum böyle? Yayı yeniden teller ile buluşturup güzel bir şekilde itip çekti, kendinden geçişi ve hüzünlü notaları kulağımda dans ettirerek çalması beni korkutuyordu.

Omzuna parmaklarımı koyarak durup bana bakmasını sağladım. Gözleri bu kez kan ağlamıyordu, yaş ve kırmızıydı.

‘’Böyle şeyler çalabildiğini bilmiyordum.’’ Dedim hüznünü birkaç saniyeliğine de olsa unutması için.

‘’Çello ve piyano gerçekten dünyanın en harika iki enstrümanı.’’ Duru sesi yutkunmalarının arasından öylece çıkıvermişti. ‘’Belki, bana da öğretebilirsin?’’ diye sordum, gözlerinin ışıldadığını fark ettiğimde aramızdaki buzların eridiğini de fark etmiştim. Onu o kadar çabuk mu affedecektim? Sırf ağlarken gördüm diye mi? Hayır, hiç sanmıyorum.

‘’Güçlerim sayesinde hızlı olup anında bu ikisine yetişebiliyorum ama sen yarı insansın bu yüzden hangisini ilk öğrenmek istediğini söyle.’’ Kaşlarını kaldırıp çelloyu yere bıraktı.

‘’Her gün bir çello bir piyano olarak öğretebilirsin ama bugün çello ile başlamak istiyorum.’’ Onaylarcasına başını salladıktan sonra kalktığı sandalyeye oturmam için işaret verdi.

‘’İlk olarak notaları öğrenmen gerekiyor bu matematiksel şekillerin ne olduğunu göstereceğim. Anahtarlarla ilgili kısa bir bilgi verdikten sonra Çelloyu nasıl tutacağını ve onunla nasıl bütünleşeceğini göstereceğim.’’ Harry anlatırken dudaklarına bakıyordum, tam odaklandığım anda karnımda hissettiğim minik kıpırdanmayla beraber yerimde hareket edip elimi karnıma götürdüm. Bir anda dudaklarını birbirine bastırdı ve saçlarını karıştırarak başını salladı.

‘’Sadece…’’ ne diyebilirdim ki? Endişelenme mi?

‘’Kalbin çok hızlı attığı için bundan rahatsız olmuştur.’’ Dedi beni tamamlarcasına ama benim demek istediğim bu olmadığından pekte tamamlamış sayılmazdı. Dudaklarımı ısırıp ona koyduğum mührü kaldırıp kaldırmamayı düşündüm.

                             ***

Saatlerce konular anlattı, garip simgeli notaların ne olduğundan bahsetti. Müzik kurallarını özet geçti ve son olarak anahtarlardan bahsetti. Yarı insan olmadığım için her şeyi çok çabuk kavrıyordum bu benim annemden gelen en büyük hediyemdi.

‘’Bacaklarının arasına al.’’ Dedi düz bir sesle bunun üzerine ona bakıp güldüm. ‘’Ne?’’ diye sordu anlamayan bakışlarla.

‘’Seni almışım gibi hissediyorum.’’ Bu aralar içimde düşündüğüm şeyi direk dışıma yansıttığım için özüm ortaya çıkıyordu. Ona karşı beslediğim sapıklık içgüdüsü bir şekilde patlak vermişti.

‘’Göğsünün üstüne koy ve işte bu şekilde ellerini yerleştir.’’ Gülmemek için dudaklarını ısırırken konuyu dağıtmak için başka konuları arkaya sokuyordu.

Çellonun perdesiz bir çalgı olması işi daha da zorlaştırsa da yapabileceğime inanıyordum. Melekler gibi bir gün arpta çalacaktım bir diğer hedefim o’ydu.

‘’Yay çekişim oldukça çekici ha?’’ dedim, gerçekten hormonlarım tavan yapmış olmalıydı. ‘’Bayan lütfen biraz kendinize hâkim olur musunuz?’’ dedi, gözlerimi kısarak ona baktığımda geriledi.

‘’Cassy…’’ diye mırıldandı. Korkmuş gibi görünüyordu.

‘’Ne? Ne oldu?’’ Çelloyu bırakıp ayağa kalktım ve endişeyle ona yaklaştım.

‘’Gözlerin,’’ dedi şoka girmiş bir şekilde. ‘’az önce simsiyahtı. Tıpkı benimkiler gibi.’’ Dedi. Başımdan aşağı buz dolu kova akmış gibi hissediyordum.

Bu normal miydi? Gözlerimin siyahlaşması? Hayır aptal! Kesinlikle normal değil.

‘’Nasıl? Sen ciddi misin? Bu nasıl olur?’’ Harry’ye dehşete düşmüş şekilde bakarken arkasında gördüğüm figürle beraber birbirine yapışan dudaklarımı aralayarak yutkundum. Karşımdaki şeytanın Aurası dışına çıkmış gibi duruyordu. Ellerini kaldırdı ve gölgenin içinde kan yarattı, çığlık atarak geriledim.

‘’Bebek, gerçekten bizim bebeğimiz.’’ Diye mırıldandıktan sonra yere yığılmaya hazırlanan bedenimi yakaladı ve kucağına alarak taşımaya başladı.  

NOT:ESKİ ZAMANLARDA NOTALAR ŞİMDİ BİLDİĞİNİZ GİBİ DEĞİLDİ BAKLAVA DİLİMİ ŞEKLİYLE YAZILIRDI VE PORTRELERİN ARASINDA BOŞLUK YOKTU HATTA 6 ÇİZGİ CİVARLARINDAN OLUŞURDU. 

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :)))X -L

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin