Cold FLOW

''Minik Köpek'' Bölüm:40

ÇOK HEYECANLI YA 40. BÖLÜME ULAŞTIM FALAN ARKADAŞLAR HAFTADA 6 SAAT ÇALIŞMALARA GİRİYORUM HAFTAYA KORO VE ENSTRUMAN SINAVLARIM OLDUĞU İÇİN GECE SAATLERİNDE GELME İHTİMALİ YÜKSEK :D AŞK İSTEYENLER BİR SÜRE AŞK YAPMAYI PLANLIYORUM SİZİ SEVİYORUM BEĞENME VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIIN :)X -L

Cassy

 

Toprak ile kaplandığım günü asla unutamayacaktım. Sırtım kaşınıyordu ve her kaşıdığımda tırnağımı arasına soyulan deri kabukları giriyordu. Kan ile kaplanan kabuklar canımı yaktığı için yatakta yüz üstü yatıyordum. Gece farkında olmadan sırt üstü dönüşümün üzerine acı dolu inleyişlerimin ardından gözlerimi açarak doğruldum. Belimi ovalarken çevresine yayılan acıyı bastırmak istiyordum.

‘’Sanırım sırtın gittikçe kötüleşiyor.’’ Kapıyı kapatan iri figür görüş alanıma girdiğinde kapanan kapıya bakmayı sürdürüyordum, Harry o kadar sessiz girmişti ki kendimi yatakta başkasıyla basılmış gibi hissediyordum.

‘’Çok acıyor ve bunun sebebini bilmiyorum.’’ Dedim dudaklarımı büzerek.

Elinde ki tahta tabağı yatağın üzerine bırakıp arkamı dönmemi işaret etti, tabaktaki koku burnuma doluştuğunda gülümsedim, güzel kokuyordu.

‘’Bu nedir?’’ diye sordum tabağı işaret ederek.

‘’Bitkisel karışım. Helena senin için hazırladı ve ben de yaranı iyileştirmeye geldim.’’ Yaramaz çocuk edasıyla gülümsedi, kumaşı sıyırdıktan sonra soğuk parmak uçlarını sırtıma değdirdi. Canımı yakmamak için yaralara dokunmuyordu. Dudaklarını sırtımda hissettiğimde gözlerimi yumdum, karnım büzülmüştü nefes almam dâhil zorlaşmıştı. Boynumun kenarları kasılıyordu, kasıklarımda hissettiğim uyuşmayla beraber yutkundum. Başımı çevirip omzumun üstünden ona bakmaya çalıştım.

‘’O şeyi süreceğini sanıyordum.’’ Dedim gülerek.

Yaprağı yaraya değdirdikçe yanan yaralarıma o kadar iyi geliyordu ki canımı yakan yaraların iyileşmeye başladığını hissedebiliyordum. Oldukça nazikti, o sıvıyı her sürdüğünde vücudum kasılıyordu.

İşini bitirince yataktan kalkıp ellerini üzerine sürdü ve bana dönerek gülümsedi.

‘’Tekrar geleceğim, iyi uykular.’’ Göz kırptıktan sonra odadan ayrıldı. Artık o sinir bozucu melekler ile değildim, tavan boş ve beyazdı bir o kadar da güzel.

2 Hafta Sonra

 

Harry ile ara sıra at biner, piknik yapmaya gider ve karşılıklı birbirimize kitaplar okurduk. Bazen beni en beklemediğim anda yakalayarak kucağına alır etrafında döndürürdü, gün geçtikçe ona daha da çok bağlandığımı hissediyordum ve bunlar o kadar çabuk gerçekleşiyordu ki kendi hızıma bile yetişemiyordum. O karşı konulamaz biriydi, gözlerine her baktığımda sanki Sandra’dan kalan derin yaraları görebiliyordum. Ona ne zaman konusunu açsam beni tersliyordu kırıldığımı anladığında da gönlümü almak için çiçeklerden taçlar yapıyordu. Bazen benimle uyuyor bazense ben uyuduktan sonra odadan gidiyordu. Harry de başka bir şey daha vardı bu savaşın ticari izleriydi, o anlam veremediğim bir şekilde canımı yakıyordu.

‘’Cassy?’’ Juliana elleriyle dalgınlığımı bozmaya çalışıyordu, Bay ve Bayan Valeries den önce eve dönmüştü.

‘’Efendim?’’ dedim kaşlarımı kaldırarak.

‘’Harry geliyor kucağında o lanet olası köpeklerden biri var.’’ Dedi, onu karların arasında gördüğüm gün aklıma geldi kucağında köpek vardı.

Ayağa kalkıp dış kapıya doğru ilerledim ve Harry’yi karşılamak üzere kapıyı kendime doğru çektim. Gülümseyerek geliyordu, kucağında tuttuğu minik köpeği avuçlarıyla severken çok sevimli görünüyordu, gülümsemesine karşılık verip gülümsedim.

‘’Bir ağacın önünde acıyla inliyordu,’’ köpeğin kanayan bacağını gösterdi ve buruk bir ifadeyle gülümsedi. ‘’acısını alabildiğim kadar aldım fakat hemen temizleyip yarasını sarmalıyız.’’ Dedi.

‘’Çok sevimli, tıpkı sana benziyor.’’ Dedim, gözlerini devirip saçlarını salladı. Başının üstünden dökülen beyaz polenlere bakıp iç çektikten sonra peşinden yürümeye başladım.

                          ***

Köpeği kucağına yatırıp elindeki beyaz kumaş parçasını bacağına sarıyordu, Julia ve ben Harry’nin başında dikilmiş onu izliyorduk. Juliana burnunu kapattı ve bana dönüp dilini köpek gibi dışarı çıkararak taklidini yaptı.

‘’Tanrım kokusu beni tahrik ediyor.’’ Dedi Juliana, Harry ile aynı anda ona bakıp ‘ne demek istiyorsun?’ bakışı attık yani en azından ben bunu ima ederek o anlamsız bakışı atmıştım.

‘’Köpeklerden nefret ettiğini sanıyordum.’’ Diye konuştu Harry bize bakmadan yeniden işine odaklanmak için başını köpeğin bacağına doğru eğmişti.

‘’Nefret ediyorum, tüy döküp etrafı pisletiyorlar ve iğrenç kokuyorlar.’’ Kollarını birbirine dolayarak birkaç adım geriledi.

‘’Az önce kanıyla seni baştan çıkardı.’’ Dedim ve güldüm Harry de bana eşlik etti, Juliana ise kaşlarını çatarak işaret parmağını hava da salladı.

‘’Sen de Harry ile ‘asla’ olmayacağını ima ediyordun ama şuan onun bu ülkedeki hatta dünyadaki en tahrik edici erkek olduğunu düşünüyorsun. İma etmiyordun, evet ağabeyciğim(!) o bunu söylüyordu ki senin de ondan bir farkın yoktu.’’ Julia parmağını sallamaya devam ederken kaşlarımı kaldırıp hayretle ona baktım.

‘’Sakin ol Jully.’’ Dedi Harry, rahat tavrı beni şaşırtıyordu. Juliana kollarını iki yana açarak derin nefes aldı.

‘’Harika şimdide ay adlarından birini aldım.’’ Dedi ve ağzından bir şeyler geveleyerek odadan çıktı.

‘’Onun derdi ne?’’ dedim, bakışlarını yeniden bana çevirdiğinde güldü. ‘’Sanırım siz kadınların şu özel günleri oldukça sancılı geçiyor ha?’’ diye soruma soruyla cevap verdi.

‘’Ben sanıyordum ki… Yani o bana olmayacağını söylemişti.’’ Dudaklarımı ısırıp kızarak yanaklarımı saklamak için saçlarımla yüzümü örttüm. Bu konular beni daima utandırırdı. ‘’Yılda iki kere oluyorlar, Juliana’nın ırkından olan bütün kadınlar yılda iki kere bu sancıyı çeker ve bu aylar çocuk yapmaları için ideal aylar. O bir vampir değil vampir olsaydı olmayacaktı sadece o soydan.’’ Sondan bir önce ki cümlesini söylerken gözünü kırpıp bakışlarını boynuma indirdi. Kucağında ki köpek kımıldayınca tekrar ona baktı ve sırtını okşadı.

Harry gerçekten kaçıktı ve ben de onun esiriydim. 

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ŞU 2 BÖLÜMDÜR AKLINIZ KARIŞTI BİLİYORUM İLERİDE ANLAYACAKSINIZ :dD -L