''Karmaşıklığın İçindeyim.''Bölüm:118

77 13 23
                                    


19. Yüzyıl-Cassandra 


Boğazımda hissettiğim yanma hissi ile ayaklandım. Bileğimde hissettiğim soğuk metalik his ile gözlerimi bileğime çevirdim. Bir şey bağlanmıştı ve bileğim hareket ettikçe canımı yakıyordu. Neredeydim? 

''Bu kez konuşacak.'' Dedi biri aydınlığın arasında yürürken. 

Boşta kalan elimi boşluğa savurarak geri yattım. Bunun bir rüya olmasını diliyordum ama değildi. 

''Baba?'' fısıltı halinde çıkan titrek sesim odanın içinde yankılandı. 

''Sen sadece olmasını istediğimiz ama olmaması gereken bir varlıksın!'' diye bağırdı bana. 

Altımdaki şeyin titrediğini hissettim; şey diyorum çünkü ne olduğu belirsiz bir şeyin üzerinde uzanıyordum. 

Karnımın üzerinde hissettiğim yanma ile acı duygusu bedenimi titretirken dudaklarımdan kocaman çığlık kaçtı. Hayır, kaçmadı, çığlığı basarak bırakmalarını söyledim. Anlamsızca savrulan sorular eşliğinde karnıma bastırmaya devam ettiler. 

''Ne,'' dedim artık tükenirken, ''ne istiyorsunuz?''

''Bize--'' Kulaklarım uğuldamaya başladı, hatta öyle ki gözlerimde kapanıyordu.  

Babamın dediğini duymamıştım. Kulaklarım çınlıyordu artık her şey o kadar uzak ve bulanıktı ki... Ulaşmak isteyip de ulaşamadığım o noktadaydım ben. Bileğimi bilinçsizce hareket ettirince o akım bedenime tekrar yayılmıştı. Birinin soğuk teni cildimde dolanıyordu bu benim hareketimin kısıtlanmasına sebep olan etkenlerden bir tanesiydi. 

''Kendine gel!'' 

Sonra duyduğum kuvvetli bir ses ile uyandım. Hayır, gittiğim yerden geri döndüm. Bu bir rüya değildi, aynı kıyafet, yara ve dağılmış saçlar ile geri dönmüştüm. Harry çürüklerin oluştuğu bacağımın üzerine soğuk ellerini koyarak onları kapattı. Sanki şu an odaklanmam gereken şey o değilmiş gibi davranıyordu. Bacaklarımı ileri geri hareket ettirerek kaçış yolu aramaya başladım. 

''Dur, dur,'' kollarımı yakaladı ve ona bakmamı sağladı. 

Gerçekten çok korkmuştum, bir anda zaman değişmiş bir başka yerde gözümü açmıştım. Üstelik normal bir yer değildi gittiğim yer. Oradaki insanlar daha zalimdi, babam bile benden nefret ediyordu o dünyada. 

''Neredeyim ben?'' 

''Evindesin.'' 

Harry sanki cevap vermekten kaçınıyor gibiydi. Bana söylemek istemediği şeyler vardı ve bunu o kadar çok belli ediyordu ki... 

''Neredeydim?'' diyerek sorumu değiştirdim. 

''Sana su getireyim.'' 

Yataktan kalktığı an bileğini yakalayarak onu durdurdum. Şu an en son ihtiyacım olan şeydi yalnız kalmak. 

''Sorun değil artık güvendesin.'' Komik. 

''Ben neredeydim!'' 

Artık cümlelerin hakimiyetini kaybetmiş bir vaziyette bağırıyordum. Titreyen bedenim hala sakinleşmemişti, ellerim boşluğun arasında zangır zangır titrerken hala bir şeyler için efor sarf ediyordum. Bana baktı ve yatağa oturdu, öyle güzel bakıyordu ki o yeşillerin özündeki yerde boğulup gidecek gibiydim. 

''Cassandra...''

Tam o anda tekrar her şey bulanıklaşarak ortadan kayboldu. Bu kez dizlerimin sert bir zemin ile buluştuğunu hissettim. Tuttuğum nefesi bırakmaya çekiniyordum çünkü bıraktığım an Azrail ile yüzleşecekmiş gibi hissettiriyordu. Harry'nin sesini tekrar işittim. Bu kez beni yerden kaldırmaya çalışıyordu, farklı kıyafetlerle farklı bir zaman diliminde gibiydi. Ama o hala aynıydı. Özellikle bakışları. Devamlı bunun olduğunu hissettim, karnımın büyümesi ise durumu bir çeşit onaylayan araç gibiydi. Yolunda gitmeyen bir şeyler vardı ve ben hala anlayamamıştım. 

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin