''Damlayan Kan.'' Bölüm:66

430 41 4
                                    

HİKAYENİN ASIL ADI DAMLAYAN KANDI BEN DE BU BÖLÜME VERMEK İSTEDİM ÇOK KARANLIK BİR BÖLÜM OLDU SANKİ :D BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN İYİ OKUMALAR! :))X -L


Ona yalan söylemeyi tabii ki istemezdim onun acı çeken duygularını hissediyordum ve istemsizce emiyordum. Bu onu güçsüzleştiriyordu bu yüzden mümkün olduğunca ondan uzak durmaya çalışıyordum biliyorum ondan uzak durmam onu kötü etkiliyor ama ona yaklaştığımda daha çok acı çekecekti ve daha çok güçsüzleşmesine sebep olacaktım.

''Onu görmek istiyorum.'' Dedi, Julia ve Chris aynı anda bana döndüler. ''Şimdi olmaz yorgunsun ve dinlenmelisin.'' Soğuk sesim onun başını döndürüp daha da güçsüz kılıyordu. Bir süre sessizce bana baktı ve başıyla onaylayıp geri döndü. Herkes rahat nefes alırken ben ise sadece başımı sallayıp öne eğdim ardından sırtımı duvara yasladım.

Sıkıntıyla iç çektikten sonra başımı başka yöne çevirdim.


CASSANDRA


Odaya girerken Harry'nin ayak seslerini duyabiliyordum bir anlığına durup omzumun üstünden arkama baktım, kimse yoktu. Başımı olumsuz anlamda salladıktan sonra odaya girdim gece bebeğimi görmek için yeniden çıkacaktım.


Yatağa uzandığım sıra kapı açıldı gözlerim kapalı olduğu için sadece sesleri duyabiliyordum. Kapının ardından gelen soğukluk vücudumun titremesine sebep olmuştu, dudaklarım yastığın üzerine sarkıtılmış bir şekilde titriyorlardı. Gözlerimi araladığım sıra arkamdan gelen karanlık figürü fark ettim yan yattığım için arkamı göremiyordum.

O Harry değildi burada başka biri vardı arkamdan gelende Harry değildi buna artık emindim şuan başka bir varlıkla aynı odadaydım.

Ellerimi yastığın altından çektikten sonra arkamı dönmeden yavaşça yataktan kalkıp bacaklarımı yere doğru sarkıttım. Ayağımın altına vuran soğukluk uyuşmamı sağlıyordu.


İlahi Bakış


Cassandra yerinde doğrulduğu sıra ardından gelen karanlık onu izlemeye devam ediyordu kız korkmuyordu ama onu hissediyordu. Arkasına bakmadan yatakta doğruldu ve yavaşça kalktı. Birkaç adım ilerledikten sonra olduğu yerde durup eski kaldığı evdeki gibi odayı aydınlatan ay ışığını izleyip iç çekiyordu ki ardından gelen karanlık bulut ona doğru biraz daha yaklaşmıştı.


Kız gözlerini sıkıca yumdu ve bunların kısa süreli kabus olmasını diledi ama değildi acı sızladıkça bunun kabus olmadığını biliyordu. Cassandra hamle yapmak için zaman kolluyordu, aniden arkasına döndü ama karanlık sis orada değildi.

Çünkü karanlık sis şuan arkasında ona bakıyordu birkaç adım daha yaklaştı ve boynuna soğuk nefesi üfleyip onu tam anlamıyla titretti. Çocukken korktuğu canavar ile şuan yüzleşiyordu, ne yapacağını bilmese bile onunla yüzleşmek istediğine emindi. Yatağa çarpan dizleri acıdığında ne kadar ilerlemiş olduğunu fark etti. Üzerindeki beyaz gecelik neredeyse yırtılmak üzereydi, Cassandra onu devamlı çekiştiriyordu.

Odada yalnızdı ve karanlık sis onu takip ediyordu. Cassandra omzunun üstünden arkasına baktı, bir şeyin tavana yükseldiğini fark ettiğinde gözlerini başıyla beraber hafifçe yukarı kaldırdı. Ona bakan bir çift gözle göz göze gelmişti, bedeni korkuyla titrerken Harry'nin ismini mırıldandı.

Kapıya koşarken tavandaki o belirsiz şey ondan daha hızlı hareket ederek onu yakaladı ve kendine doğru çekti.

Cassandra var gücüyle kaçmaya çalışırken 'belirsizlik' onu çekmeye devam ediyordu. Bağırdı ikiside aynı anda cırladı ve ortada oluşan tını -biri diğerine göre daha pesti- odada derin şekilde yankılandı. Kızın sesi belirsizlikle beraber birleşirken odada çıkan ışık kapının açılmasıyla yok olmuştu.

Harry yatakta oturan Cassandra'nın yanına ilerliyordu, afallamış ifadesini saklamaya çalışırken yatağın tahta oymalarını avucuyla kavrayıp kendini öne doğru fırlattı.

''İyi misin, ben şey...'' Harry cümlesini tamamlayamadan kız ona dönmüştü.

''Bir çığlık mı duydun? Evet, ben de duydum.'' Dedi Cassandra, sesi buz gibiydi.

''Her neyse dinlenmen gerekiyor.'' Cassandra garip ifadesini gizlemeye çalışırken güldü, kahkahası hiç normal değildi. Ayağa kalktı ve Harry'ye doğru birkaç adım attı. Kurumuş kanla kaplı sararmış ellerini Harry'nin yüzünde gezdirdi ardından onu şaşırtacak bir hamle yaptı, onu iştahla öptü.

Dudakları dudaklarını adeta sömürüyordu, Cassy'nin dişlerini Harry'nin dudaklarını sertçe ısırıyor ve onları kanatmak için büyük bir çaba harcıyordu.

'Sıra bende,'' diye iç geçirdi kız. 'gücüme güç katmaya son bir damla kan.'


Harry geriye çekildiği sıra kız üzülmüş gibi yaparak yanından hızla ayrıldı ve hızla odadan çıktı.


Cassandra eliyle alnını ovalarken hangi ara bu kapının önüne geldiğini düşünüyordu. Omuz silkti ve yatmadan önce aklına koyduğu şeyi yaptı, bebeğini görmek üzere uyuduğu odaya girdi.


Örtülerin arasında yatan bebeğini aydınlatan küçük ay ışığı soluk görünüyordu. Cassandra yavaşça bebeğe doğru yaklaştı ve parmaklarıyla yüzü kapalı olan bebeğin örtülerini ince parmaklarıyla araladı.

Dudakları morarmış ve kan dolu yüzü onun ani nefes ile dolmasına ve gerilemesine sebep olmuştu. Bebek nefes almıyordu, gözleri kapalıydı üstelik kan göz pınarlarında tortu oluşturmuş yapışmasına sebep olmuştu. Cassandra emin değildi bunun bir kabus olduğunu düşünüyordu ayaklarını yerde sürterek bebeğe yeniden yaklaştı.

Elini karnının üzerine koyduğu sıra şişen, ciğerlerini oksijenle dolduran bir bebeğin olmadığını fark etti. Bebek nefes almıyordu. Harry ona yalan söylemişti diğerleri de susarak ona ortaklık etmişti.

Kız odada yaşananların ardından daha büyük bir çığlık attı.


Harry neredeydi? Neden şimdi bu kadar geç gelmişti? Kızın bebeğe yaklaşmaya çalışan bedenini çekmeye çalışırken kulağına özür sözcükleri yağdırıyordu. Kendine küfür ederken kızı çekmek için büyük çaba sarf ediyordu çünkü Harry kızın gücünü çekerken kendi gücününde emildiğini hissedemiyordu.

Cassandra ona tekme attı ve dizlerinin üzerine çöküp intikam dolu gözlerle Harry'ye odaklandı. Bütün bunların sorumlusunun onun olduğunu düşünüyordu.

Ölülere bebeğin ruhunu verdiğini düşünüyordu ama öyle değildi, kız yine de buna inanmayacaktı. Henüz 18 yaşına yeni bastığı için bebeğin ölümünün kendi suçu olduğuna inanmayacaktı, bebeği kendine bağlayışı da dahil onun suçuydu.

Elleriyle elbisesini sıktı bedeni gereğinden fazla titriyordu, gözlerini yeniden araladığında gözleri artık eskisi gibi grimsi bakmıyorlardı. Simsiyahtı, tıpkı Harry'nin ruhu kadar karanlık, gece kadar aydınlık bir karartıydı.


BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER! :)X -L


Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin