Cold FLOW

''Soğuk Savaş'' Bölüm:33

İYİ OKUMALAR! BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN! :)X YANIMDA OLAN HERKESE TEŞEKKÜRRLERRR :)X -L

 ‘’Seni öldürmek isteseydi şuan ölmüş olurdun. Senin gücünü tam anlamıyla çektiğinde öldürecek. Onlardan kaçarken bunu bana yapan ölüler veya o David bozuntusu değildi. Harry’di, bunları yapan Harry’di ve o… korktuğumuz başımıza geliyor.’’ Bay Hera öne atıldı, Juliana ona ters bakışlarını yolladığında omuzlarını geriye atarak başını sağ tarafa yatırdı.

‘’Sende kimsin?’’ diye sordu Juliana adama bakarak.

‘’O, Sandra’nın kardeşi Bay…’’ adamın yüzüne baktığımda elini Juliana’ya uzatmış gülümsüyordu.

‘’Ben Matt, Sandra’nın kardeşi Matt Hera.’’ Adının Matt olduğunu öğrendiğim adam cümlemi tamamladı. Odada ki şaşkın ifadeler artık silinmeyecek duruma gelmişti.

‘’Harika, bak Matt o sürtük kardeşin kardeşimin şuan aklını sömürmekle meşgul ve ah evet tabii ki sakinim. Harry artık savaştığı kişilerden yana ve buraya Cassy’yi öldürmek üzere büyük büyük bir ordu topluyor. Bizimle mi olacaksın yoksa sürtük kardeşine şu kulağının arkasında ki fırçayı ben mi---‘’ Julia’nın ağzını elimle kapatarak mahcup olmuş gözlerle Matt’e baktım, o hala gülüyordu.

‘’Buraya gelme amacım Lucy’nin resmini çizmekten çok size yardım etmekti. Sandra benim kız kardeşim olabilir fakat iyi melekler onun cehenneme dönmesini istiyor bu yüzden ben görevlendirildim. O bana da ihanet etti.’’ Juliana’nın ağzından elimi çektiğimde Julia bana sert bakışlarını fırlatmayı eksik etmedi.

‘’Hala yatan ölüler var, köylerdeki tüm ölüleri mezarından kaldırarak bize katılmalarını sağlayabiliriz. Harry ve David köyü yok ettiği için insanlar bunu garip karşılamayacaktır.’’ Juliana haklıydı, köydeki insanlar savaş olurken kaçmak zorunda kalmışlardı ve şehirdekiler dışında –ki onlar neredeyse başka bir ülke uzaklığındaydı- kimse kalmamıştı. Bay Valeries bile fabrikaya gitmekten eve dönemez hale gelmişti, fabrika buraya oldukça uzak bir yerdeydi.

‘’Pekâlâ, diyelim ki bunların hepsini başardık yani köye gittik ölüleri nasıl ayaklandıracağız? Hala çok az sayılırız.’’ Dedim Julia’ya bakarak. Ellerini belinin üstüne koydu ve sol dizini hafifçe kırdı.

‘’Fabrikada ki ‘insanların’ gerçekten ‘insan’ olduklarını düşünmüyorsun değil mi? Ölüleri sen kaldıracaksın ve sonrasını biz halledeceğiz. Savaşmayı aklının ucundan bile geçirme hem güçsüz düşmüş olacaksın hem de Harry seni öldürmek istediği için o dakika da önce gücünü çekip sonra sana acı vererek seni öldürecektir.’’ Haklıydı Harry’nin şimdiki düşmanı David değildi bendim.

                  ***

Hazırlıklar yapılmıştı, köye inip gökyüzünün yardımıyla lanetlileri diriltecektim. Peki, bu süreçte kim yara alacaktı? Veya bir darbe? Harry gerçekten ne yaptığını biliyor muydu? Onu neredeyse 1,5 aydır görmüyordum ama kokusunu burnumdan eksik etmiyordu. Bazen rüyalarımda onu görmeye yakın uyanıyordum ki bu oldukça rahatsız ediciydi.

‘’Bu gece dolunay var, şanslıyız.’’ Diye mırıldandı Juliana. Bayan Blaire bizden çok daha farklı yöne gideceğini belirtti ve korkmamam için Harry’nin çocukken taktığı metal kolyeyi hediye etti. Savaşacağım kişinin kolyesini takmak beni daha da yaralıyordu. Onu nasıl eski haline getirecektim ki?

‘’Ölüler dirildiğinde beni yerin dibine gömmek için her şeyi yapacaklardır.’’ Dedim, Angela kıkırdadı.

‘’Seni sevmeseler bile David’e katılırlarsa bir daha gün yüzü göremezler bu yüzden sana katılacaklardır.’’ Dedi Angela güven verici ses tonuyla.