''Tarih Yeniden Yazılıyor.''Bölüm:101

102 14 20
                                    


1810 

Hizmetçimiz ukala tavırlarını gizlemeden odanın perdelerini aralarken elindeki elbiseyi bana uzatmayı ihmal etmedi. 

''Efendim, anneniz hazırlanmanızı lütfetti. Konuklarımız geldiğinde çay için hazır olmazsanız ağır cezalar ile cezalandırılacağınızı da ekledi.'' 

Genç kız arkasını döndüğünde gözlerimi büyüterek onu taklit ettim. Şu lanet ailenin oğluyla evlenmek istemiyordum. Benden yaşça büyük birinin evine gelin gitmek eziyetten başka bir şey değildi benim için. Tanrıya dua edersem belki beni affederdi? David'e acilen mektup yazmalıydım. Evet, yazmasına yazmalıydım da neden bilmiyorum içimde bir boşluk hissi vardı. Sanki David'i eskisi kadar sevmiyor gibiydim ve bu beni korkutmuştu. 

Hazırlanmak için ayağa kalktım. O lanet korseye bugünlük katlanabilirdim ama neden? Neden buradan gitmiyordum ki? Açık balkondan gelen ses ile başımı hızla çevirdim, Bayan Glaries kesinlikle beni çağırıyordu! Benim güzel atım, onu çok özlemişim... Ne? Onu neden bu kadar özlemle anıyorum ki? Veya neden andığımı hissediyorum? Gerçekten bugüne çok garip başlamış olmalıyım. Saçlarımı tarayıp peruğun arasına sıkıştırdıktan sonra kokoş görünümüme iğrenerek bakıp aşağı indim. Annem nazik bir hanımefendi edasıyla oturmuş çayından yudumluyordu bir yandan da koltuğunun yanında oturan Fox isimli köpeğimizin başını okşuyordu. Ne şefkatli bir kadın ama... Gözlerimi devirerek karşısındaki koltuğa oturdum önce bana öylesine bakarmış gibi baktı sonra elindeki çayı bırakıp biraz öne eğildi. 

''Bugün uslu dur, lütfen.'' Dedi, sanki köpekmişim gibi. 

''Ben köpek değilim anneciğim, umarım bunu hatırlayabilmişsinizdir?'' 

Annem hiçbir şey demeden tuttuğu nefesi bırakarak arkasına yaslandı. Etrafta dolanan hizmetçiler her zaman ki bu kısa süreli konuşmamıza alışmış bir şekilde işlerine devam ediyorlardı. Dakikalar birbirini kovalarken misafirler geldi, kadın oldukça görkemli görünse de onu gözüm tutmamıştı. İyi kız görünümü verip bütün gün boyunca beni yormalarına izin verdim nihayetinde gittiklerinde odama çekilme şansı yakalayarak koşarak o koca salondan uzaklaştım. 

Gerçekten buradan gitmek istiyordum ama nereye gidecektim? En önemlisi neden içimde bu cesareti bulamıyordum? David'e gecenin kör karanlığında mektup yazıp baykuş'um ile yollarken içimde dert vardı sanki acı çekiyordum, bilmediğim bir acıydı bu. Önceki asi tavırlarımı içimde bulamıyordum. Kuşum uzaklaşırken bende gözlerimi uyumak için kapattım. 


***

Odamın kapıları sertçe açıldı, bu patavatsız giriş tarzlarından hiç mi hiç hoşlanmıyordum. 

''Harry!'' Ağzımdan kaçan bu isim ile afalladım ve doğrulduğum yerde bana bakan hizmetçi ile göz göze geldim. Bu isim o kadar tanıdık geliyordu ki... Sanki unuttuğum, gözden kaçırdığım bir şeyler vardı. 

Omuz silkerek yataktan kalktım, hizmetçide önemsemeyerek işine devam etti. 

Kahvaltı için aşağı indim, babam her zaman ki gibi erken vakitte evden ayrılmıştı. O tarlada çalışan insanları izlerken çok vakit harcıyor olmalı. Annem çayından nazikçe yudumlarken ellerini çenesinin altında birleştirip gülümsedi. 

''Bu akşam Christian ile tanışma fırsatı bulacaksın.'' Dedi gülerek. Onu abartılı şekilde taklit ettim. 

''Öyle mi?'' 

Annem birkaç saniyeliğine gözlerini kaçırsa da bozuntuya vermeden ve ifadesini değiştirmeden bana bakmayı sürdürdü. 

''Sizin için, aile bir çeşit balo, kutlama gibi bir şey düzenliyor. Oldukça kalabalık ve soylu aileler, tanıdıkları da çok fazla.'' 

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin