''Gökyüzü Yarıldı...''Bölüm:123

67 11 1
                                    


Günümüz - Cassy

(Önemli detaylar pek içermediği için ara kesit gibi kullanıyorum aslında ikinci kitapta günümüzden devam etmeyi bunun tam tersini yapmayı planlıyorum. Yakında ikinci kitaba geçeceğim yani umarım :D Bu çocuklarının kaçırıldığı bölümün çok sonrası yani ara kesit gibi ara ara neyse anladınız :D) 

Gözlerimi kıstım, yüzüme çarpan rüzgarı hissetmeye çalışıyordum. Bu bir tür hissetme stratejisiydi. Ne kadar kendimi zorlarsam zorlayayım hissedemiyordum. Motoru gece kulübünün önünde durdurup attan iner gibi indim. Deri ceketimin önünü hafif indirdikten sonra Boo'ya selam verdim ve içeri girdim. Etraf yine taze kan kaynıyordu, çok garip değil mi? Üstelik bunu benim söylüyor olmam... Parmaklarımı ovuşturup kalabalığın arasından geçtim, insanın başını çatlatabilecek düzeyde olan yüksek sesli müzikler bedenlerin birbirine çarparak dans etmesine sebep oluyordu. Her zamanki köşeme geçip en ağır içkilerden siparişimi verdim bu gece yalnız olmak istiyordum. Zorlu geçirdiğim haftalardan sonra eski haline dönen sıradan sıkıcı günlerimin şerefine... İç çekip birkaç tanesini arka arkaya fondipledim, kimse ayık kafayla dolanmadığı için bu şekilde içip yanmıyor olmama şaşırmamışlardı. Kalabalığın arasında büyük bir çığlık koptu, bir kadının çığlığı. İnsanlar önce gülüyorlardı ama sonrasında ciddi olan her ne ise birden çekilmeye başladılar. Kan kokusu alıyordum, yoğun kan kokusu. Kalabalığın açılan kısmına bakışlarımı yönelterek sebebini çözmeye çalıştım tam o sırada tavanın köşesinden gelen cam kırılma sesleri, insanların kaçışmaları ve benim dikkatimin tamamen dağılması ile sahne tamamen değişmişti. Gözümün önünde beliren iki şey vardı, bir 19. yüzyılda var olan Cassy'nin yerde yatışı ile günümüzün Cassy'si. Üzerimdeki yaratığı büyük uğraşlarım sonucunda duvara doğru fırlatarak kendimden uzaklaştırdım. Cılız gelen ses canının yandığının habercisiydi. 

''Tanrım, bugün başıma bela açmasanız olmazdı!'' 

Yaratık yarığın olduğu yerden kendini iterek bana doğru tekrardan atıldı. Onu sert bir cisimle karşıladım. Bir kez daha cam kırığı duyuldu, ortamda insan kalmadığı için çığlıkta yoktu böylece duymam daha kolay olmuştu. Peki ben neden hala buradaydım? Yaratığı ikiye katlar gibi bir hamle yaptıktan sonra derisini yırtmak ister gibi tırnaklarımı içine geçirdim. Ardı ardına kesilmeden geliyorlardı, yakaladığım diğer yaratığı daha büyük hırsla yırttım. Evet, derisini acımasızca yırttım. Henüz bana uğramayan bu kamburu olan dev yaratıklar yerdeki insan bedenlerini sömürüyorlardı. İnsanların derilerinden su akar gibi bir sıvı akmaya başlamıştı, hepsi aynı anda oturur pozisyona geçti. Gözlerinde beliren kırmızı renk ise beni daha da yoracaklarının habercisiydi. Koşarak dışarı çıktım. Motorumu dahil almadan oradan koşarak uzaklaştım. Bu Harry'nin işi miydi? Bence evet çünkü kokuşmuş yaratıkların geleceği tek yer yeraltı mağaraları. Ama yaratıkların tek hedefi yoktu hedef insanlardı. Bunlar adeta başa açılmış bela gibiydiler. Yavaşladım, vitrinin camına yansıyan son dakika haberlerine dikkat kesilmiştim. Gece kulübündeki haber yayınlanmıştı. Onları durduramamıştım, gideceklerini umarak oradan kaçsam da bunun doğru mu yanlış mı olduğuna hala emin değildim. Hükümetin silahı vardı ve birçokta asker... Eminim... Hayır, onlar yok olmayacaklardı. Eve doğru koştum. 


Eve girer girmez kapıyı ardımdan kapatıp üst üste kilitleri çevirdim. Odama girdiğimde farklı bir koku burnuma doldu. Artık habersiz ziyaretçi istemiyordum, gerçekten habersiz gelen ziyaretçilerden bıkmıştım. Işıkları açtığımda ise şu anki cümlelerimi boşa çıkaracak bir mutlulukla şakıdım. 

''Juliana!'' Onun o kızıl saçlarını o kadar özlemiştim ki... 

''Haberleri duydun mu diye gelmiştim fakat görünüşe göre senin çoktan haberin olmuş.'' Juliana yırtılan ceketimi işaret ederek gülümsedi. Bana zarar gelmediği için memnun gibi görünüyordu. 

''Onları tarif etmekte zorlanıyorum, Julia. Ama şuna eminim ki onlar benim için gönderilmedi çünkü insanlara büyük bir iştahla saldırıyorlardı.''

''Biliyorum, Cassy buradan gitmelisin hemde hemen. Harry bunun bir yoluna bakacağını söyledi. İnsanlar içinse yapabilecek bir şeyimiz yok kurtarabildiğimiz kadar kurtaracağız.'' 

Gülerek, ''Harry bir şeytansa neden iyilik yapıyor?'' dedim. 

''Aslında bu insanlarla alakalı. Eğer insanlar olmazsa kötülük yapıp gücünü kazanabileceği başka hiçbir kaynak yok bu yüzden onları kurtarmalı ki gücünü kazansın aksi takdirde Harry bile yaratıklara boyun eğmek zorunda kalabilir.''

''Peki, bunu neden o yapmak zorunda? Her gece beni rahatsız eden iyilik melekleri nerede?'' Melekleri özellikle vurgulamıştım. 

''Bugünlerde konseyde de yoklar. Sadece temsili melekler geliyor. Daha önemli işler olmalı.''

Bana öyle geliyordu ki bunların hepsi onların işi. Bir an önce dünyanın sonunu getirip bizi de yok ederek cehenneme sokmaya çalışıyorlardı. Komik çünkü bunun olması ve onlar tarafından yapılması... Komik işte! 

''Ya da bunları planlayan onlar ve bizi yok etmek istiyorlar. Onlara güvenilmeyeceğini biliyordum umarım Tanrı bunun farkındadır çünkü hepimizi yok edip kıyameti koparmak üzereler.'' 

Juliana iç çekerek başını beni onaylarcasına salladı. 

''Harry'nin planı ne?'' Julia dudağını dişleyerek bana baktı. Yüzüme her baktığında eski anıları gördüğüne emindim. Memnun olmadığımı söyleyemezdim sonuçta çekişmeli yıllar geçirdik Harry ile. Ve o, hepsine şahit olmak durumunda kaldı. 

''Bilirsin,'' dedi, ''o her zaman karanlık ve alaycı olmuştur.''planını anlatmaadığını dolayladı. 

''O ruhunu kaybedip tekrar geri aldığında bir şeylerin eksik kalacağını hep biliyordum. Kaderin ise neden bu iki uyumsuzu bir araya getirdiğine dair ise en ufak fikrim dahil yok.'' 

Juliana güldü. 

''Nereye gideceksin peki? Alaska? Kanada ya da Kuzey Kutbu?'' Soru sorarken bile sevimli olmayı başaran bu kıza gerçekten imreniyorum. Yıllardır büyümeyen yüzü, sesi ve bedeni ona hep sorun çıkarsa da boyu sayesinde insanlar bir yerden inanıyorlardı. 

''Seninle geliyorum!'' dedim heyecanla. 

İlk başta kaşlarını çattı ama karşısındaki inatçı kişiliği tanıyor olması gerekti artık. Güldüm o ise değişik gülme biçimiyle karşılık vererek ayağa kalktı. 


BEĞENMEYİ UNUTMAYIN SİZİ SEVİYORUMMM :)X -Lilith

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin