''Geçen Gece, Bu Kulübede.'' Bölüm:133

192 8 6
                                    


Blake gözü dönmüş ayıdan farksızdı. Kadının cildinin üzerinde bıraktığı koyu kanın izlediği yeri ve son bulduğu noktayı dikkatle izledim. Harry omuzlarımdan kavrayarak beni kendine doğru çekti. Herhangi bir kumaş parçası gibi savruluyordum. Olduğu yerden kalkan Blake bize doğru birkaç adım attı. Gözleri Harry'e kenetlenmişti. 

''Onları kurtar.'' dedi dişlerinin arasından. 

''Ne için?'' diyerek karşılık verdi, Harry. Öylesine sinsi ve karanlık bir gülüştü ki bu... 

''Kendin dedin işte! 20 yıl bile yaşayamam, onları kurtar!'' 

Harry dudaklarının arasından minik bir inilti çıkartarak beni kenara çekti. 

''Sana yardım edeceğim,'' yardım edeceğini söylerken bunu vurgulamıştı. Sanki onun yalvarır gözlerle bakıyor olmasından zevk alıyor gibiydi. ''fakat bana bunu yapmam için tek bir neden vereceksin.'' 

Blake uzun bir süre yüzüne baktıktan sonra gözlerini kapattı. Harry ise heykele benzer halini uzun bir süre sürdürüp geri çekilerek, ''Tamam!'' diyerek haykırdı. 


***

Eskilerden Bir Anı

Çok derin bir rüyanın içindeydim. Kollarım pardösülü adama uzanmaya çalışıyordu. Bacaklarımın arasında sarsılan saten geceliği hissedebiliyordum. Çıplak ve bir o kadar da soğuk... Kar taneleri çıplak tenime değerken sanki bir kuş tüyü gibi aşağı doğru süzülüyordu. Çıldırdığımı düşünmeye başladığım bir anda adam bana yüzünü gösterir gibi olmuştu. Şapkasını başından atar gibi çıkartınca koşmaya başladım ama o beni yakalamıştı. İndirdiğim sert darbeler arasında beni bıraktı. Yeniden koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmiyordum, sonu gelmez bu yolda hızla koşmaya devam ediyordum. Bir anda bir mezarlığın ortasında buluvermiştim kendimi. Ortada duran mezar ve karşımda duran o adam... 

''Neden buradasın?'' dedim adama bakarak. 

''Ya sen?'' 

''Neden ben?!'' 

''Seni bekleyen bir şey var, Cassy, sadece iyi bak...'' 

Mezarlığa baktım. İsim yazmayan bu boş mezarlıkta duruyorduk. 

''Kim olduğunu biliyor musun?'' dedi adam tekrar. 

O anda kulaklarıma giren çınlama ile dizlerimin üzerine çöktüm. Bembeyaz olmuş yerler koyu gül rengini andıran kan ile kaplıydı. Bedenimin titrediğini hissedebiliyordum. Gelişen başka bir şey yoktu.


Gözlerimi açtığımda Harry üzerime eğilmiş, bileklerimi tutarak beni uyandırmaya çalışıyordu. Şişen göğsüm yavaşça aşağı indi. 

''Neler oluyor?'' alnına düşen saçı ıslanmış bir şekilde sallanıyordu. O kadar hoşuma gitti ki tebessüm ettim. Harry sırtını yatak başlığına dayayarak geri çekildi. 

''Sadece kötü bir kabus.'' diyerek geçiştirdim. Tıpkı onun gibi sırtımı yatağın başlığına dayadıktan sonra yüzüne baktım. Endişesi hafiflemiş gibiydi. 

''Kötü rüyalarına engel olamamaktan nefret ediyorum.'' 

Yatakta ayağa kalkıp birkaç kez zıpladıktan sonra dizlerimin üzerine oturdum. 

''Gördün mü? Ben iyiyim.'' Güldüm. 

Harry'nin bakışları bir anda değişmişti. Başımı yana yatırıp aynı şekilde ona baktım. 

''Beni baştan çıkarmaya mı çalışıyorsun?'' dedi. Ellerini kendine doğru çekerek kaşlarını çattı. 

''Belki,'' dedim kedi gibi yatakta üzerine doğru emekleyerek. ''ama bunu zaten her zaman başarmıyor muyum?'' Dudaklarının üzerine nefesimi üflerken burnunu genişleterek başını geriye yatırdı. 

Ellerimi göğsünün üstüne koydum ve bacaklarımı kucağına yerleştirdim. 

''Bu hiç akıllıca değil.'' diyerek uyardı beni. 

Kulağına eğilerek, ''Öyle mi? Seni istiyorum.'' diyerek fısıldadım. 

Parmaklarım boynunu sararken ensemden tutup beni kendine doğru çekti ve soğuk dudaklarıyla ısınmış dudaklarımı birleştirdi. 

Ensemden çekilen parmaklar kalçalarımı kavrarken bir anda yer değiştirdiğimizi fark ettim. Altındaydım. Bacaklarımı araladı. Yaramazca gezinen parmakları hiç olmaması gereken yerde duvarlarımı zorluyordu. Başımı yastığa bastırarak inledim. Bunu daha çok yapmamı istermiş gibi daha çok zorladı. Kokusu bile tahrik ediciyken neden zorlamaya ihtiyaç duyuyordu? Tırnaklarımı sırtına bastırdım, hırladı. 

''Harry...'' dedim nefes nefese, ''seni hissetmek istiyorum.'' 


Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin