''Başrol Benim.'' Bölüm:11

711 71 7
                                    

Harry eve döndüğün de oldukça sakindi ben daha kızgın yâda gergin birini bekliyordum.

‘’Ben sizi yalnız bırakayım.’’ Dedi Julia odadan çıkarken, Harry’ye son kez bir bakış attı ve odadan ayrıldı. Harry koltuğa yerleşirken ben de kendimi onun daha da uzağına çekmiştim. Uzun bir süre sessizce göz ucuyla birbirimize bakıyorduk. 

‘’David iyi mi?’’ diye sordum bu oldukça saçma bir soruydu çünkü onu bana ve çevreye yaptıklarından dolayı affetmeyecektim ki bununla beraber yok olmasını diliyordum. Harry koltukta kendi ileri doğru attı.

‘’Onu gerçekten önemsiyor musun?’’ beni terslemesini beklerken yumuşak ses tonuyla beni rahatlatmıştı, başımı öne eğdim. Gerçekten ne hissettiğim hakkında bir fikrim yoktu her cevap veremediğim saniye de neden onun için uğraştın neden şimdi vazgeçiyorsun? Diyordu diğer yanım. 

‘’Artık hiçbir şeyden emin değilim onu böyle görmek istememiştim. Umduğumdan kötüsü oldu.’’ Başımı kaldırıp gözlerine gözlerimi diktiğim de yeşillerinin parladığını fark ettim.

‘’Sana yardım edeceğim.’’ Dedi aniden fakat bunu söylerken bakışları yere düşmüştü onda bir şey vardı ve gerçekten anlam veremiyordum. Ayağa kalkıp merdivenlere yöneldiğin de ona seslendim ‘’Harry?’’ arkasını dönüp bana baktı kaşları hafiften yukarı kalkmış baygın gözlerle söyleyeceğim şeyi bekliyordu.

'’Teşekkürler.’’ Dudaklarını tek çizgi haline getirip buruk bir şekilde gülümsedi ardından gözden kayboldu. 

Harry gerçekten tuhaf bir erkekti ondan nefret ediyordum ama bana yardım edeceğini söylemişti üstelik David’e karşı kendimi yem yapmamla ilgili alaylı cümleler kurup beni küçük düşürmemişti.

Juliana salona gelip yanıma oturdu, elini elimin üstüne koyup gülümsedi.

‘’O gerçekten anlaşılamaz biri değil mi?’’ diye sordu. 

‘’Umarım bana yardım edebilir.’’ Dedim.

                                ***

Rüyalar ya kalabalıktır ya da bomboş benim ki ikisinin ortasıydı ne kalabalık ne de boş sadece kesik görüntüler ve kesik görüntü de ki insanlar vardı. Beynimin içinde ki ses her saniye daha çok bağırıyor ve canımı yakıyordu. Ben nerede olduğumu bilmiyordum sadece bir yerdeydim işte. Önce annem belirdi bulanık bir biçim de hemen ardından benim küçüklüğüm ve babam… Yüzünü göremiyordum ama neden? Yüzü siliniyordu ve sıra annemdeydi yüzü gittikçe bulanıklaşıyordu sıra bana geldiğinde gözlerim aniden açıldı. Ağzıma giren taş parçacıklarını tükürdüm başımı çevirdiğim de olduğum yerin bir yatak değil de boşluk olduğunu fark ettim. Boğazım yırtılana kadar büyük bir çığlık attım.

İlahi Bakış Açısı

 

Lucy oldukça büyük bir çığlık atıyordu sanki kurtarılabilirmiş gibi bunu sürdürmeye devam etti. En sonunda odasının kapısı aralandı ve içeri Harry ile Juliana girdi. Juliana havada süzülen kıza acıyarak bakmayı sürdürürken Harry balkona doğru uzun adımlar attı hemen ardından havalanan perdeleri balkonun önüne çekti. Lucy bağırmaya devam ediyordu canı öylesine acıyordu ki geleceği, geçmişi veya ne olduğunu değil bu acının ne zaman sona ereceğini düşünüyordu. Harry zavallı kıza döndüğünde gözleri gece kadar karanlıktı, parmaklarını bir pençe haline getirip ay ışığına yöneltip parmaklarını geri çekti. Artık bazı şeylerden emindi sadece bunu neden yaptığını bilmiyordu. David’in sesi odada yankılanmaya başlamıştı aynı zaman da Cassy’nin göbeğinden sırtına doğru akan kan birikintisi odanın sıcaklığını değiştirmiş beraberinde aç vampirleri getirmişti. Bu bir davetiye miydi? Yoksa ölümün başlangıcı mıydı? Lucy soluk bedeniyle havada süzülürken dizlerinin üzerine çöken Juliana ile beraber Harry bakışlarını ona yöneltmişti. Ne oluyordu? Hayır, ne oluyor değildi bu neler oluyordu.

‘’Harry, o ölüyor.’’ Diye fısıldadı kız, peki Harry’ye neden bir şey olmuyordu? Çünkü o iblisin başıydı ve istediği zaman lanetlendiği odaya istediği şekilde girebilirdi. Melekler ise onu cezalandırmak yerine ölme imkânı olan kişileri cezalandırır Harry’yi bir hiçlik içinde bırakmayı tercih ederlerdi. Lucy onlar gibi değildi belki ruhu melezdi fakat o bir insandı. Laneti ancak gerçekten kalbi atan insanlar bozabilirdi şimdi ise Lucy ölüyor, lanet geri geliyor ve beraberinde Juliana’yı da öldürüyordu. Harry karanlık gözleriyle tavanda sırıtan iblislere bakmak için çevirdiğin de onlar gülmeye devam ediyordu. Bunu biliyordu, Harry kızın iblisleri görebildiğini biliyordu. Her gece odasında Cassy’nin rüyalarını kontrol ediyor ve onun rahat bir şekilde uyuyabilmesi için etrafını kolluyordu.

Harry yaklaşmaya devam etti, kız havada asılı bir şekilde ruhunun çekilişine bilinçsizce izin veriyordu. Elini göğsünün üstüne koydu ve onu yavaşça yatağa indirdi sakin kalmak zorundaydı eğer paniklerse savaşı kaybederdi. Kızın soluk bedeni tekrar renk almaya başladığında Harry derin bir iç çekip geriye doğru adım attı ve bakışlarını Juliana’ya yöneltti.

Her ikisi de iyi görünüyordu, Juliana teşekkürünü mırıldanarak etmişti. Harry ise sadece başını sallayıp tek kelime etmeden odadan çıkmıştı. Öldüğü odada lanetlenmiş, sevdiği kadını kaybetmişti. Kalbi hala kırık olabilirdi eğer gerçekten bir kalbi olsaydı. Damarları kurumuştu uzun zamandır sadece boşluk vardı bu yüzden mutsuzdu. O üzerinde görülmemiş bir lanetle dolaşıyordu. Kıza gelince, onu neden kendi gücüyle David’den kurtarmıştı? David, Harry’nin kızı kurtarmasını garip karşılamıştı ama bunu yapacağını biliyordu çünkü kaybeden taraf en büyük bedel ödemeye hazırdı. David’in ruhu yoktu sadece kötülük ile donanmış et yığınıydı.

Juliana, Harry odadan çıktıktan sonra kızın yanına emekleyerek gitti ve ellerini soğuk ellerin üzerine koydu. Bazı şeyler için başlangıçtı bu ve Julia bunu en iyi şekilde görenlerdendi. 

OY VE YORUM UNUTMAYIN :)X -Lilith

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin