''Yıldızlar kaydı!'' Bölüm:122

76 11 9
                                    


ARKADAŞLAR BUNA ARA VERMEYİ DÜŞÜNÜYORUM İKİNCİ PROFİLİMDEN PAYLAŞTIĞIM YASAK AKADEMİYE BAKARSANIZ SEVİNİRİM O DA FANTASTİK BELKİ ONU BURAYA TAŞIRIM TEŞEKKÜRLER :))


Kenarda kokan kurabiyelerin kokusu burnuma gelmişti. Bir saçmalığın içinde gibi hissediyordum ama bu gerçekti, tamamen gerçek. Harry sırtını dikleştirerek salonun ortasına doğru ilerledi. Benim gözüm hala yüzüğün üzerindeydi gerçekten bu da neyin nesiydi? 

''Ailen ile konuşacağım.'' Diye fısıldadı kulağıma eğilerek. 

Sırıtarak yeniden doğrulduğunda gözleri parlıyordu ve zaman tam o anda durdu. Gerçekten dondu, benim dışımda hiç kimse hareket etmiyordu. Juliana gülen bir yüz ile Bayan Blair ise elleriyle uğraşırken donmuştu. Harry ise bana bakıyordu, sinsi bir gülüş ile... Etrafıma göz gezdirdim, burada aklımın almadığı bir şeyler dönüyordu. Önce Harry'e dokunmaya çalıştım ama sanki elime yıldırım düşmüş gibi bir acıyla geri sıçradım. Bir kez daha dokunmayı denemeyecektim fakat neden? Neden böyle bir şey olmuştu? Gözlerimi kapatıp yeniden açtım, her şey aynıydı. 

''Cassandra...'' Kulağıma gelen fısıltı beni ürkütürken kalbim heyecanla atmaya devam ediyordu. 

''Neler oluyor?'' dedim mırıldanırcasına. 

''Benimle gel çocuğum.'' 


Hani şu hayallerin ötesinde parlayan beyaz ışık vardır ya işte o tam buradaydı. Gölgelerin ardından uzatılan ele doğru uzandım. Gözlerim ele yaklaştıkça kapanıyordu. 

Anılarım gözlerimin önünde tekrar yaşandı. Durduramadım, hiçbirini. Gözlerimi arkada kalan insanlara, hayır, bu garip aileye çevirdim. Son bulduğum yer ise Harry'di. Soğuk dudakları sıcak nemli dudaklarımla buluşup duruyordu ve biz düşüyorduk. Düştüğüm hiçbir yer canımı yakmaz olmuştu. Bunun iyi mi kötü mü olduğuna karar vermek zordu. Işığın ardından bana uzanmaya çalışan el alanı daraltarak cehennem kadar sıcak bir yere çevirmişti. Ben neden bunlara şaşırmıyordum? Neden her şey yavaş bir anda gerçekleşiyordu? Yoksa bu zihnimin artık tehlikeli oyunundan mı ibaretti? Hatırladım. Her şeyi hatırladım. Hatırlarken kalbimin sızladığını hissettim. Ama inanamadım, sorun inanmaktı. O kadar şeyi yaşadığımda birkaç yılımın geçmesi gerekti değil mi? Felsefecilerin tuttuğu notlar gibi karmaşıktı gözümün önünde canlanan bu anlamsız hatıralar. Bacaklarım artık beni taşıyamayacak haldeydi, titriyordum. Sonu gelmez bu yolculukta Tanrı kınını kuşanmış, beni bulduğunda ise kılıcını çekerek sivri ucunu boğazıma doğrultmuştu. İlk başta düşündüğüm bu iken aslında hedefin boğazım değilde kalbim olduğunu şimdi anlamıştım. Harry insan değildi, diğerleri de öyle. Bende de bir eksiklik vardı, kendim ile ilgili. Ve bir anımda gerçek annemin, anne olarak bildiğim kişi olmadığını öğrendim. Belki bazı gerçekler acıtırdı ama bu gerçek daha çok acıttı. Bana sızdırılan bu bilgi yağmurları kaçak vererek saklanması gereken sırrı açığa çıkardı. Harry'nin porselen kadar parlak ve beyaz cildine baktım. Gözleri hala aynı noktaydı, alaycı bir şekilde sırıtmaya devam ediyordu. Ben ise terliyordum zaman kulaklarımda çınlayarak geçiyor gibiydi, tarif etmesi zor. Bu kez diz çökmeyecektim, bir kez daha bunu yaşamayacak kadar bilinçliydim artık. 

''Yine sana gelmemi sağladın,'' dedim imalı bir şekilde, beni duymadığını biliyordum, ''kalbime geri gelişin boş değildi, Harry. Nefretini yanında getirmişsin ama sevgini daha fazla.'' diyerek ekledim. 

''Sen, çocuğum... Kaybettin... Burada yaşayabileceğiniz en güzel günlerinizi yaşayın çünkü kıyamet çok yakında! Cadılar, kızım, seni almaya geliyorlar! Kanını koru!'' 

Beyaz olan her şey geri gitmişti. Kapı, terleme, gölgeler ve o esrarengiz el... Havada uçuşan tüyden başka geriye hiçbir şey kalmamıştı. Arkamı döndüğüm anda sanki gözlerimi uykudan uyanıp da açmışım gibi açtım. Böyle bir şey sadece zihnimde oluşmuştu, saliseler içerisinde. Harry paralel evrenimde ailesi ile beraber donmuştu. Sonra bir şey fark ettim, yönetiliyorum. Bu Harry'nin yeteneklerinden birisiydi. Değişen bakışlarımı alaycı ifadesine çevirdim. Yüzük gözümün önünde yeniden parladı. 

''İçinde taşıdığın zehri bebeğin doğumundan sonra benim için kullanacaksın demek?'' 

Harry'nin aniden bakışları değişti, daha sert ve daha ciddiydi. ''Ah...'' diyerek isyan etti ve köşedeki koltuğa oturarak beni kutlamalarını seyrederek geçirdi. 

Onu biraz olsun uzaklaştırmak istiyordum. Bu boş geçen zamanda neler olduğunu anlamak için kafa patlatırken aslında bunun oldukça anlamsız olduğunu fark etmiştim. Tarih sadece sayı üzerinde tekrar yazılıyordu, aslında olan ise şuydu; Tarih yeniden yazılmıyordu, yazılmışın üzerine yazılarak yeni bir durum ortaya sunuyordu. 


BEĞENMEYİ UNUTMAYIN :))X -Lilith

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin