''Karanlık Taraf.''

885 86 14
                                    

HİKAYEMİN YAVAŞTAN BÜYÜMESİNDE DESTEK OLAN HERKESE SONSUZ TEŞEKKÜRLER, SON KISIMDA AKLINIZDA KALAN SORULARA KISA AÇIKLAMALAR GETİRDİM BEĞENİ VE YORUMLARI UNUTMAYIN SİZİ SEVİYORUM İYİ OKUMALAR! -Lilith                           

                                                  ***

''İşte, kendine geliyor.'' Dedi bir ses, hayır, bu Juliaydı. Gözlerimi açıp elimi saçlarımın arasına daldırdım hemen ardından da doğrulmaya çalıştım, kalkmamla beraber başım dönmüştü yattığım yere yeniden uzanmak zorunda kaldım.

''Çok korkunç bir rüya gör-'' Julianın gözleriyle göz göze gelince yatakta geriye doğru gitmeye çalışırken yere düştüm aslında bakarsanız bir kuş edasıyla süzülmüştüm. Ellerimle gözlerini işaret ettim ''Yüce İsa! Sen de neyin nesisin?'' tekrar bayılmamak için kendimi zor tutuyordum.

''Lütfen Lucy, sana zarar vermeyeceğim. Bunu yapmak isteseydim çoktan yapardım değil mi?'' bu kötü bir rüya değildi bu oldukça gerçekti.

GÜNÜMÜZ

CASSY

''Rose, Christian'dan bir haber var mı?'' saçlarımın ucundaki turunculuklar koyulaşmıştı. Saçlarımın belli bir miktarını kavrayıp omzumun arkasına savurdum. Rose ise anlamsız gözlerle bakmayı sürdürdü.

''Hayır, Teksasa gittiği söyleniyor ama orası çok sıcak ve dayanamaz.'' Dedi, başımı sallayıp camdan dışarı bakmaya devam ettim.

''Sence Harry benden kaçabilir mi?'' diyerek sorumu yönelttim hemen ardından Rose'a doğru döndüm. Rose başını yere eğdi ve iki yana belli belirsizce salladı.

''Senden kaçabileceğini sanmıyorum,'' duraksadı, başını kaldırıp tekrar baktığında sivri dişleri dudağına uzuyor aynı zamanda kendi içine doğru çekiliyordu. ''aranızdaki bağı koparamayacağı şeyler var.''

Onu onaylarmış gibi yapıp tekrar camdan dışarı bakmak için önüme döndüm. New york bu gece çok aydınlıktı ve bir o kadar da karanlık. Bu benim oyunum Harry, benden kaçamazsın; karanlık benim, oyunumun içinde saklanamazsın.

1810

Derin derin nefesler alarak gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum, aradan saatler geçmişti ve bu duruma alıştığımı hissettiğim için sessizliğimi bozma ihtiyacı hissetmiştim.

''Bana her şeyi anlatın ya da şuradaki tek mermiyle göğsümden vurun ki şerefimle öleyim.'' Dedim, Juliana kahkaha attı. Espiri yapabilecek kadar olaylara uyum sağlamıştım, evet.

''Cassy, bizler kasabanın konuştuğu o kan emicilerden değiliz.'' Pekâlâ, bunu sindirebilirdim öyle değil mi? ''Ben vampir ırkından gelen biriyim, ailenin geri kalan üyeleri de öyle. Harry dışında. Bak bizler akıl okuyabilir, hızlı davranabilir, sana istediğimizi yaptırabiliriz hatta senin isteyebileceğin görüntüye bürünebiliriz ve sonsuza kadar yaşarız. Sonsuz gençlik... Ancak sana ve masum insanlara zarar vermeyiz.''

''Vampir efsanesi mi? Tanrı aşkına kasabadaki genç erkekler sizi kazıklamaktan onur duyuyor! Ayrıca beni burada zorla tutuyorsunuz ve geldiğimden başıma gelenler, ah!'' diye çıkıştım.

''Biliyoruz, bu yüzden kaçıyoruz. Yeni sürünün buralara gelmesi hiç iyi olmadı onlar tüm köyü yok ettiler ve sıra şehirdekilerde. Dinle Cassy ailen artık burada yaşamıyor çünkü ailenin olanlardan haberi var. Bunları sana bu şekilde söylemek istemezdik ancak sen bizim himayemiz altındasın. Güvendesin.''

''Nasıl?'' başımı sallayıp yüzüne bakmaya devam ettim hala anlamıyordum ve sanki konuşmayı yeni öğrenen küçük çocuklar gibiydim.

''Bunlar uzun detaylar bizler vampir değiliz Lucy güneşte çıkıp gezebiliriz bunun için herhangi büyülü yüzük, tılsım veya onun gibi saçma şeylere ihtiyacımız yok ayrıca iki türlü besleniriz,'' bana doğru yaklaştı ve çenemi kavrayıp yüzüme doğru eğildi ''ilki kan, o temel ihtiyacımızdır ikincisi ise korku. İnsanların korkularından besleniriz bu bizi daha güçlü kılar. Tıpkı o sana saldıran adam gibi ama o bir vampirdi, aptal seni korkutarak daha güçlü olabileceğini varsayıyordu.''

Cold FLOWHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin