Cold FLOW

''Şişedeki Kan.'' Bölüm:26

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIIN :)X -L

‘’Bunun için uğraşıyorsun Harry, iyi bak ve onu iyi dinle.’’ Dedi Angela, Julia bakışlarını tekrar Angelaya çevirip sinirle baktı.

‘’Belki de sadece korkuyorumdur? Olabilir değil mi? Ben insanım, insanlık özelliğini kaybeden sizsiniz! Şimdi kapa çeneni.’’ Ani gelen sinirle beraber herkesi şaşırtmıştım, Helena ayağa kalkıp kollarını bana uzattığında geri çekildim.

‘’Burnun…’’ dedi Juliana bir yandan da burnunu kapatıyordu.

Burnumdan akan sıvıyı silmeye çalıştım, Harry ayağa kalkıp beni dirseğimden yakaladığı gibi evin dışına doğru sürükledi.

‘’Hey! Canımı yakıyorsun.’’ Dedim burnumu silmeye devam ederken.

‘’Sen benim canımı daha çok yakıyorsun.’’ Belki de gök gürültüsü böyle duymamı istemişti, olabilir değil mi? Hayır, doğru duymuştum. Harry beni sürüklemeye devam ederken bir anda durdu ne yaptığını anlayamıyordum. Ağacın gövdesine tırnaklarını sertçe geçirdi ve ıslak tahtayı kopardı, ucunu sivrileştirerek kesici bir şeye dönüştürdü.

Üzerindeki kumaşı başından çıkarıp attı ve kazığa benzeyen şeyi göğsüne doğru tuttu.

‘’Ne yapıyorsun!’’ dedim endişeyle, paniklemiştim. Onu öldüren hiçbir şey yoktu evet ama onun işi belli olmazdı o aptal meleklerle anlaşıp kendini yok etmenin yolunu bulmuş olabilirdi.

‘’Kalbimden gelen kan ile ölümünü yavaşlatacağım.’’ Bu ne demekti? ‘’Kolumdan akan kanın bir faydası yok iblis sayıldığım için ve hislerimi araladığın için bir bedeli olmak zorunda. Meleklerden biri senin tarafından şanslısın Lucy, bana ömrünü nasıl uzatabileceğinden bahsetti. Burnun tekrar kanadığında bunu yapmam gerekiyordu şurada ki yaprağı al ve akan kanın birazını doldurmaya çalışarak iç. Ben göğsümde yara açarken olabildiğince hızlı ol çünkü yaralarım hızlı kapanıyor.’’ Dudaklarımı itiraz etmek için araladığımda başıyla yaprağı işaret etti.

Onu kızdırmamak için yaprağı aldım ve göğsünün altına tuttum, Harry kendini ikiye bölermiş gibi keserken bağırıyordu. Hisleri aralandığı için acıyı yüklü miktarda hissediyor olmalıydı, ona bakmayıp elimde tuttuğum kanlı yaprağı dudaklarıma götürdüm ve tiksinerek içmeye çalıştım. Boğazımdan geçen sıcak sıvının her saniyesinde kavuruşunu hissettim. Harry elindeki tahtayı ikiye bölüp ağacın dibine gömdü, ayağa kalkıp elimde ki kuru kanla kaplı yaprağı avucunda ufalayarak yok etti.

‘’Bu işe yarayacak mı?’’ diye sordum mide bulantımı gizlemeye çalışarak.

‘’Göreceğiz. O meleğe güveniyorum, beni sevmese bile seni seviyor. Sadece seni ölümden kurtarana kadar buna katlanmak zorundasın, bunun için 3 haftamız var. Baş dönmelerin, kan kusmaların olacak fakat eskisi kadar yoğun ve rahatsız edici şekilde olmayacak.’’ Önden yürümeye başladı.

‘’Teşekkür ederim Harry.’’ Dedim, durdu. Bir şeyler söylemek istediğini biliyordum fakat bunun için mucize gerekliydi.

‘’Lucy, anneni tanıyordum.’’ Dedi aniden ve bana döndü. ‘’O David’i senden uzak tutabilmem için elinden geleni yaptı şu da var ki David hepimizden hızlıydı. Bana güvenmek zorundasın.’’ Ciddiydi ve ilk hallerine göre daha kibar sayılırdı.

‘’Sandra için beni sandalyemden atmaya çalıştın.’’ Kinayeli tavırlarımı koruyordum.

Hiçbir şey söylemedi tek yaptığı bana doğru birkaç adım atarak yaklaşmaktı. Parmaklarını bileğimin üzerinde hissettim ardından yüzünü bana doğru yaklaştırdı, kalp atışlarım dışarıdan duyuluyordu.

‘’Benim hakkımda olumsuz düşünmek istedin, odanda ki Julia ile olan konuşmalarını duydum. Gece uykunda adımı mırıldanırken peşine hata olduğunu da söylüyorsun çünkü evet korkuyorsun. Ben artık bazı şeylerden eminim, sana zarar vermeyeceğini bilsem bu bağlılığı sürdürürüm. Belki bu bağlılığım sana acı çektiriyor ama sen beni heyecanlandırıyorsun Cassy.’’ Dedikten sonra dudaklarının ucunu dudaklarıma değdirdi fakat buna öpmek denemezdi çünkü öpmemişti sadece nefesini üfleyerek değdirmişti.

Söylediklerini sindirmek benim için kolay olmamıştı çünkü Harry artık yavaş yavaş itiraf ediyordu, peki ya ben? Ben itiraf edebilecek miydim? 

BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN :D :)X -L