Mucizevi (Efsanevi #2)

By YsmnUnal

192K 6.9K 1.1K

Kelimeler yanıltır, görünüşler aldatır... More

Birinci Kitap: Efsanevi
PROLOG
Eylül - "Denizin Çocukları"
Mucizevi Yayın Tarihi-Açıklama!
Alıntı #1
2. Bölüm "Hasret" - Eylül
3. Bölüm 1. Kısım "Yolun Sonu" - Eylül
3.Bölüm 2.Kısım "Yolun Sonu" - Eylül
4. Bölüm 1. Kısım "Ayrılık Şarkısı" - Sümer
4. Bölüm 2. Kısım "Ayrılık Şarkısı" - Sümer
5. Bölüm "Kendi Hâlimde" - Sümer
6. Bölüm "Sonsuza Yazdık" -Eylül
7. Bölüm 1.Kısım "Dayan Kalbim" - Eylül
7. Bölüm 2. Kısım "Dayan Kalbim" - Eylül
7. Bölüm 3. Kısım "Dayan Kalbim" - Eylül
8. Bölüm "Başkadır Başka" - Sümer
9. Bölüm "Resmen Aşığım" - Sümer
10. Bölüm "Böyle Bir Kara Sevda" - Eylül
11. Bölüm "Zaman Zaman" - Eylül
12. Bölüm "İncelikler" - Eylül
13. Bölüm "Aç Kapıyı Gir İçeri" - Eylül
21 HAZİRAN ve Mucizevi maratonu
14. Bölüm "Gözleri Aşka Gülen-1"
14. Bölüm "Gözleri Aşka Gülen-2"
14. Bölüm "Gözleri Aşka Gülen - 3"
14. Bölüm "Gözleri Aşka Gülen - Son Kısım"
Yeni Bölüm Duyurusu ve Birkaç Güzel Haber
15.Bölüm "Olur Ya-1 "
15. Bölüm "Olur Ya-2"
15.Bölüm "Olur Ya-Son"
16. Bölüm "Kendine İyi Bak"
17. Bölüm "Ayrılık-1"
17. Bölüm "Ayrılık-2"
17. Bölüm "Ayrılık-3"
18. Bölüm "Evvelim Sen Oldun - Giriş"
18. Bölüm - Evvelim Sen Oldun-2"
18. Bölüm "Evvelim Sen Oldun-3"
18. Bölüm "Evvelim Sen Oldun-Son"
19. Bölüm "Gelevera Deresi - Giriş"
19. Bölüm "Gelevera Deresi-2"
19.Bölüm "Gelevera Deresi-Son"
20. Bölüm "Güzel Ne Güzel Olmuşsun-1"
20. Bölüm "Güzel Ne Güzel Olmuşsun-2"
21. Bölüm "Ayrılanlar İçin -1"
21. Bölüm "Ayrılanlar İçin-2"
22. Bölüm "Gidersen-Giriş"
22. Bölüm "Gidersen-2"
22. Bölüm "Gidersen-3"
22. Bölüm "Gidersen - 4"
23. Bölüm "Her Şey Sensin-1"
23. Bölüm "Her Şey Sensin-2"
24. Bölüm "Deniz Üstü Köpürür-2"
25. Bölüm "Aşk Bitti-Giriş"
25. Bölüm "Aşk Bitti-2"
26.Bölüm "Köprüaltı"
27. Bölüm "Duvar-Giriş"
27.Bölüm "Duvar-2"
28. Bölüm "Kıyamam Sana -1"
28. Bölüm ''Kıyamam Sana -2''
29. Bölüm "Aşkın Kederi-1"
30. Bölüm "Ne pleure pas"
30. Bölüm "Ne Pleure Pas-2"
31. Bölüm "Aşkın Olmadığı Yerde-1"
Efsanevi Wattpad'de yeniden yayında!
32. Bölüm: "Aslolan Aşktır" - Giriş

24. Bölüm "Deniz Üstü Köpürür-1"

755 109 18
By YsmnUnal

SÜMER

24. Bölüm "Deniz Üstü Köpürür"

Günümüz, Mart Ayının Sonları, Almanya

"Bana öfkeli olduğunu biliyorum."

Arkasını dönüyor Eylül, sessizliği haricinde hiçbir şeyi bana layık görmüyor. Yine de beni susturmadığı her saniyeyi fırsat bilip cesaretleniyor ve devam ediyorum.

"Üstüne geldiğimde bana karşı daha da tavır alacağını da biliyorum. Bana susmamı söylemeden sadece şunları söyleyeceğim."

Ona karşı hissettiklerim o kadar güçlü ki kalbim sızlamaya başlıyor, cümlelerime devam etmeden önce kısa bir ara veriyor ve hayranlıkla onu izliyorum. Gözlerimi güzel yüzünden asla ayıramıyorum, hayatımın zirve noktasına varmışım gibi zaman tam burada dursun istiyorum.

"Artık buradayım, Eylül." Üstüne basa basa tekrar ediyorum. "Bir yere gittiğim yok. Ancak bana inanmadığını da biliyorum. Ama elbet bir gün ciddi olduğumu anlayacaksın. Oğlum için, bebeğimiz için, buradayım."

Eylül derin bir nefes veriyor. Tüm bu zırvalıklara dayanamıyormuş gibi gözlerini yumuyor. Ben bu anı dondurup, tam da şu ana gömülmeyi hayal ederken o, kaybolmak istermişçesine gözlerini kapatıp bakışlarını kaçırıyor benden.

"Elbette senin için de... Ancak seni anlayabiliyorum. Sabrediyorum. Kalbimin her daim senin için attığına inanmanın zaman alacağını biliyorum."

Eylül hınçla bana doğru dönüyor. Yalan söylemişim gibi öfkeleniyor.

"İlgilenm-"

"İlgilenmiyorsun," diye kesiyorum. "Söylediklerimin hiçbirini duymak istemiyorsun, biliyorum."

Ona doğru bir adım atıyorum. Teninin kokusunu burnuma değdiğinde daha da hararetleniyor sözcüklerim.

"İstanbul'da en son konuştuğumuzda gelen kadını da merak etmiyorsun. Onunla aramda sandığın gibi bir ilişkinin olmadığıyla da hiç ilgilenmiyorsun. Neden varmış gibi düşünmene izin verdiğimi de... Bunca zaman ne yaptığım da umurunda değil, neden habersiz gittiğim de..."

Eylül öyle hızlı nefes alıp veriyor ki, ne denli tehlikeli sularda dolaştığımı anlayabiliyorum.

"Hak veriyorum," diyorum. "Çok hata yaptım. En çok seni korumak isterken, en çok seni üzdüm. Sana söyleyebileceğim tek şey, onca şeyin ardından burada yalnızca sizin için olduğum. Beni affetsen de affetmesen de... Kapınızda yatmaya hazırım, sözlerime artık inanmadığını da gözlerinden anlıyorum, zamanla sana her şeyi kanıtlayacağım."

Cevap vermeyeceğini biliyorum, kelimelerimin bakışlarındaki sert duvarları aşabilmesi şu an için imkânsız...

Zaman... Zaman, her şeyin ilacı...

Zamanla her şey yoluna girecek, diye düşünüyor ve usulca arkamı dönüp oğlumuzun yanına gidiyorum.

Dalgın adımlarım beni küçük yatak odasına taşırken Eylül'ün bana duyduğu öfke dikkatimi o denli dağıtıyor ki; oğlumuzu küçük kundağının içinde kıpırdarken gördüğümde olduğum yerde kalıveriyorum. Çünkü yüreğimin en dibinde hissettiğim taşkın bir heyecan, bebeğimi ilk kez kucağıma alacağımı tekrar anımsatıyor bana.

Ona doğru birkaç adım atıyorum. Nefesim çekiliyor ciğerlerimden, bakışlarımı küçük hareketli bedeninden koparamıyorum.

Bu hissin tarifi mümkün değil.

Ne defterler dolusu kelimeler ne de sayfalar dolusu notalar hakkını verebilir karmaşık duygularımın. Oğlumu gördüğüm ilk andan beri tüm hayatımı gözümü bile kırpmadan nasıl ayaklarına sereceğimin, daha dokunamadığım biri için nasıl haftalardır hayaller kurduğumun, haftalar sonra ilk defa yaşama dair duyduğum umudun veya geleceğimi ne denli iple çektiğimin tarifi asla mümkün değil...

Ölüm uykusundan nihayet uyanmışım gibi, oğlumla tanışmak. Deniz ile ölen umudumun tekrar Deniz ile doğuşuna şahit oluyorum.

Öylece bekliyorum. Anın mükemmelliğine zarar vermemek istermişçesine ne ona doğru daha fazla ilerliyebiliyorum ne de gözlerimi kırpmaya cesaret edebiliyorum. Bütün hayallerimden bile güzel bu rüyamın elimden alınmasından korkuyorum; yine endişelerin soğuttuğu buz gibi bir odada, en sevdiklerimi yalanlarımla uzaklaştırdığım adi bir yalnızlıkla başbaşa uyanmak istemiyorum.

Dizlerimin üstüne hemen çökmeden önce boncuk gözlerdeki çakır bakışlarla karşılaşıyorum.

Bana bakıyor. Oğlum, benim Deniz'im, beni izliyor.

Yalnızca ismini değil, uzun kirpiklerinin ardındaki gözlerini de ağabeyimden almış bizim oğlumuz. Çakır bakışları her defasında soluğumu kesiyor, zamanı büküp geçmişe dönmüşüm gibi hissettiriyor. Bebeğimin cennetsi mükemmeliğiyle kendimden geçerken ne yaptığımdan habersiz yatağın kenarına yaklaşıyor, parmaklarımı uzatıyorum.

Öyle güzel kokuyor ki mest oluyorum. Tam da bundan daha güzel bir şeyin olamayacağına kanaat getirmişken o minicik eliyle uzattığım parmağımı yakalayıp kavrıyor, gözlerimin en içine bakıyor.

Hıçkırıklara boğulmaktan başka bir şey gelmiyor elimden. Çünkü bu denli kıymetli bir ödülü, bu kadar büyük bir sevgiyi, hak etmediğimi biliyorum. Kalbim bu zamana kadar sakladıklarını artık daha fazla kaldıramıyor; bütün pişmanlıkların, bütün yanlış kararların altında kalıyorum. Sarsıcı bir kaybetme korkusu işliyor benliğime.

"Annen ile seni kaybedersem ne yaparım ben..." diye mırıldanıyorum gözyaşlarımın ıslattığı bir fısıltıyla.

Kalbim ve ruhum olmadan nasıl yaşarım? Bu zamana kadar nasıl bekleyebildim? Neden bekledim?

Kaybettiğim bütün zamanın pişmanlığı yakıyor ruhumu, külleri gözyaşlarımdan oluşan bir yangınla kavruluyorum. Dizlerimin üstünde kaderime boyun eğiyorum. Gözlerimiz aynı seviyedeyken hayatımın sözünü veriyorum.

Sizi bir daha asla bırakmayacağım.

Hıçkırıklarımı derin nefeslerle bastırırken daha da yaklaşıyorum. Yumuşacık teninde parmaklarım dolaştıktan sonra kulağına eğilip tekrar ediyorum.

"Sizi bir daha asla bırakmayacağım."

Tuttuğu parmağımı daha da sıkıyor Deniz. Bakışlarını asla benden çevirmiyor. Gözlerim bir daha göremeyecekmiş gibi bir açlıkla seyrediyorum onu. Dudaklarını ve çıkık elmacık kemiklerini annesinden almış belli, ama burnunu benden, gözlerini de ismini paylaştığı amcasından aldığını görüyorum. Eylül ile çocuklarımızın nasıl olacağını pek çok kez hayal etsem de, gerçeğin hayalden ne kadar güzel olabileceğini destekleyen en iyi kanıt bu.

Bebeğimiz de aşkımız kadar efsanevi.

Her nefeste daha çok hayran oluyorum ona. Dahası nasıl mümkün oluyor bilmesem de annesi beni daha da sırılsıklam âşık ediyor kendine.

Akan zamanın izini gözlerinde kaybediyorum oğlumun. Parmağımı tutarak uyuklamaya başladığında nefeslerini sayıyor, göğsünün inip kalkışını eşsiz bir hayranlıkla seyrediyorum. Sol elimin aç parmaklarımı yanaklarında gezdiriyorum, ancak dokunuşlarım doyuramıyor içimdeki sevgi açlığını, kucağıma almak istiyorum.

Onu kucağıma alabilmek için parmağımı küçük avucundan çektiğim anda huzursuzlanıp ağlamaya başlıyor Deniz. Kısa bir an ne yapacağımı şaşırıp donakalsam da içgüdülerime güvenip kucağıma alıyorum küçük bedenini. Fırsattan istifade edip nefesler dolusu kokusunu çekiyorum içime.

"Karnı acıktı."diyor Eylül usulca. Arkamı döndüğümde odanın kapısında beklerken göz göze geliyoruz.

Bakışmamız ilk defa bu kadar uzun sürüyor. Kollarımın arasındaki küçük mucizeden ıslak yanaklarıma doğru bir yol çizen ela bakışlarında ilk kez öfkeden başka bir şeye rastlıyorum.

Ona doğru ilerlerken huzursuzca kıpırdanan oğlumuza bakıyorum tekrar. Burnumu kelimelerin arasında çekerken "Benim yüzümden ağlamasın da..." diye mırıldanıyorum oğlumu annesine teslim etmeden önce.

Eylül, muhteşem bir profesyonellikle omzuna alıyor oğlumuzu. Küçük hıçkırıklarla sarsılan minik sırtını sıvazlayarak yatağın ucuna oturuyor, bebeğimizin başına usulca merhamet dolu bir sevgi öpücüğünü konduruyor.

Gözlerimin tanık olduğu bu en güzel anı zihnime kazımak, tenime dağlamak istiyorum.

Yüzümde huzur dolu bir gülümseme ile ikisini izlerken Eylül'ün beklenti dolu ile bakışlarıyla karşılaştığımda şaşırıyorum.

"Emzirme vakti geldi," diyor Eylül.

Nasıl bir cevap vermemi istediğini anlamadığımdan sadece "Tamam," diye mırıldanıyorum.

Derin bir nefes sonrasında yanıtlıyor. "Salonda bekleyebilir misin?"

Kabullenip arkamı dönmekten başka bir şey gelmiyor elimden ve bir yabancı gibi odadan çıkıyorum. Her adımda daha da farkına varıyorum, aylar önce o kâbus gibi gecede gitmekle neleri arkada bıraktığımın...

Not: Yazar notu ve bu güzel bölümün devamı 02.12 akşamı gelecek... Yorumlarınızı büyük bir açlıkla okuyor olacağım.

Continue Reading

You'll Also Like

BL Feminen By ÖTÜKENLİ

Mystery / Thriller

4.6K 292 10
" Bu dudağına sürdüğün ne lan, ben demedimmi okula adam gibi gideceksin diye." 'Adı yok namı var; Mardinli' Şiddet ve +18 ögeler içerir!
KUZGUN By Filiz Puluç

Mystery / Thriller

664K 46.4K 21
Corvus geceleri, kendi doğrularına ters düşen suçluları avlayan, kendi yöntemleriyle kanıt toplayan, failleri polise teslim eden ve sonuca ulaştırdığ...
PUS (+18) By Siriustaki•°

Mystery / Thriller

6.4K 291 31
Bir grup suikastçı tarafından esir alındığında çok şey değişmişti, çok şey gerçek yüzünü göstermişti.İnce, uzun elleri bardağı kavradı. Alkol ve siga...
616K 21.9K 23
Sevgiden nefrete dönüşen imkansız bir aşkın hikayesi. "Onlar cehennemi yaşayacak, Aşk cennetin dilinden onlara kalan tek an olarak kalacak, bu aşkın...