Ateşin Kurbanı

By Elizabethstark1

510K 32.2K 36K

TAMAMLANDI! THE WATTYS 2020/TARİHİ KURGU KAZANANI Tarihikurgu #1 Tarih #1 Aşkın, iktidarın ve gücün savaşı! B... More

2020 Watty Ödülleri Kazananı
♦Bilgilendirme - Ülkeler♦
Bilgilendirme-Karakterler ♦
Bilgilendirme: Şahlar&Şahbanular
Bilgilendirme: Haritalar
Yeni Kitap!-2020/2021-Gazap Tanrısı'nın Çocukları♥♥♥
Resim & Şah ♦
Korkular & Altın ♦
Vekil & Düğün ♦
Zafer & Onur ♦
Işık & Hazine ♦
Uyanış ♦
Zafer Alayı & Aile ♦
Güven & Kızılcık Sopası ♦
Cezalandırma & İçgüdü♦
Sarhoş & Cariye ♦
Hırçın & Tutku ♦
Sorumluluk & Değişmek ♦
Buluşma & Etkilemek ♦
Odak & Kardeşler ♦
Uyuyan Güç & Zalim, Şarap♦
Masumiyetin Sorgusu & Adaletin Vicdanı ♦
Sessizliğin İnfazı & Acıyı Kucaklamak ♦
Basit & Sıradanlık ♦
Kılıç Düellosu & İhanet ♦
Müttefik & Kelime Oyunu ♦
Güç Yolu ♦
Korku Deliliği & Zalimlik Bedeli♦
Anka Kuşu & Ejderha ♦
Merdiven & Hükümdar Eşi ♦
Kuralsız Şah♦
Nemdas'ın Ruhu ♦
Aşkın Gücü♦
1. Kısım Ateşin Kurbanı Yapay Zeka Görselleri ♦
İkinci Kısım:Ateşin Işıltısı - Karakterler ♠
Tutkuyla Sevmek ♠
Gösteriş ♠
Canavar ve Küçük Kız♠
Kara Hırs♠
Maskeyi Kırmak ♠
Sen Kimsin?♠
Kırmızı İp♠
Şımarık Kız♠
Tecrübesizlik ♠
Sapheda'nın Gözyaşları♠
Anka'nın Çığlıkları♠
Özgürlüğü Öğrenmek♠
Gölgelerin Oyunları♠
Ufak Tefek Sohbetler/Notlar/Duyurular
Hiçliğin Zehri ♠
Şahbanu Anjali♠
Karanlık Ateş♠
Söz♠
Suyun Kızı♠
Korku ve Felaket♠
Merhamet ve Zalimlik♠
Boğmak♠
Ayna Kırıkları♠
Anka Hırsı♠
Yıldızlarla Dans♠
Acıdan Delirmek♠
Tutkunun Ölümü♠
Derin Yaralar♠
Yaşamak ♠
Diz Çöktürmek♠
Aşk Suç Mu?♠
Zamanı Gelince & Kraliçenin Ateşi♠
2. Kısım Ateşin Işıltısı Yapay Zeka Görselleri ♠
Üçüncü Kısım:Ateşin Hükmü Karakterler❦
Masumiyetim Silahım❦
Gizli Bir Sorun❦
Canavarın Hükmü❦
Oyun❦
Kurdun Adaleti❦
Yeniden Yükseliş❦
Kristal Oyunlar❦
Işığı Bul❦
Bencillik ❦
İki Kılıç❦
Medarat Yılanı❦
Karşılıklı İhanet❦
Delinin Yıldızı❦
Kendini Öldürmek❦
Şahbanu Acısı❦
Benim Hükmüm ❦
Özgür Bırakılan Kuş ❦
Çöl Köleleri❦
Güç Savaşı ❦
Zalimlik ve Kan❦
Tufan❦
Kaderi Değiştirmek❦
Kış ve İsyan❦
Işığın Teslimiyeti❦
Siyah, Mor ve Altın❦
Çölün Kızı❦
Acı Uçurumu❦
Hükümdar Hazırlıkları❦
Ateşin ve Suyun Uyumu❦
Eskisi Gibi Olmayacak❦
Delinin Savaşı❦
Yenilginin Zaferi❦
Ejderha Tacı❦
3. Kısım Ateşin Hükmü Yapay Zeka Görselleri ❦
4. Kısım : Ateşin Çığlığı - Karakterler♣
Kalplerdeki Savaş♣
Benim♣
Morun Etkisi♣
İçe Bakmak♣️
Planlar ve Gelecek♣
Hükümdar ve Baba♣
Sevgim Yetmedi♣
Orta Yol♣️
İspatlama♣
Baba Katili & Zincirler♣
Düşmanlık İçin Dostluk♣
Ölümü Düşünmek♣
Vicdan Kafesi♣
Soğuk Kibir♣
Zayıf Noktalar♣
Karanlıktaki Fısıltılar♣
Kraliçe Taşı♣
Gücün Dikenleri♣
Elimi Tut♣
Ufak Tefek Sohbetler/Sorular🔥🥀
Dikenli Gül♣
Ateşkes♣
Hüküm Bedelleri♣
Savaşçı Kalbi♣
4. Kısım Ateşin Çığlığı Yapay Zeka Görselleri ♣
5. Kısım:Ateşin Yazgısı♥
Hükümdarlık Naibi♥
Güneş'in Kızı♥
Meydan Okumak♥
Artangallı Şahbanu♥
Güzel Bir Hata♥
Düşünceler♥
Hassas Kalp♥
Tehlikeli Delilik♥
Ejderha Ateşi♥
Güç Kaybı♥
Hükümdarın Geleceği♥
Priya Tutkusu♥
Parçalanan Hayaller♥
Bilinmeyen Sızı♥
Geç Gelen Adalet♥
Bir Şahran♥
Rezil♥
Fırtına Öncesi♥
Zaferi Müjdelemek♥
Gelecek İçin Hayaller♥
Kan Yağmuru♥
Maute'nin Nefesi♥
Sashibai'nin İyiliği♥
Kendini Kaybetmek♥
Sönmeyen Ateş♥
Buzun Kıvılcımı♥
Savaş Öncesi♥
Yanan Şahbanu♥
Krisnae'nin Düşü♥
Banuşah♥
Son Emir♥
Gölge ile Savaşçı♥
Sapheda'nın Hüznü♥
Kan Oyunu♥
Krisnae&Sapheda(FİNAL)♥
5. Kısım Ateşin Yazgısı Yapay Zeka Görselleri Part-1 ♥
5. Kısım Ateşin Yazgısı Yapay Zeka Görselleri Part-2 ♥
♦♣♠♥Yeni Kitap♦♣♠♥
Kapaklar♦♣♠♥
❤Ateşin Kurbanı The Wattys2020 Özel Kapağı, 2020 Sohbet❤
Gölgenin Aşkı Yayında!

Beklenilen Kişi ve Haber♠

3.1K 232 222
By Elizabethstark1

Herkese Merhaba! Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı yazınız.
:) yorumlarda gelsin ama...

Bölüm şarkısı ile okuyunuz. :)

Aşağıda Usha ve Prihan var. Birde Anjali kolajı. Sizce başka kimin kolajı olmalı?

İyi okumalar!

Yayınlanma : 13.04.2018

Sashibai Şahlığı - Başkent: Ghunda - Kılıç Sarayı

Anjali


Çalışma odama öfkeyle gelmiştim. Toplantı istediğim gibi geçmemişti. İlk başlarda istediğim gibi Sandhya ezilirken şimdi o saçma konuşmasıyla insanları kendisine hayran bırakmıştı. Küçük kızın duruşu, bakışı ve seçtiği her kelime odadaki insanların düşüncelerini değiştirmişti. Bu yetmemiş, beni aşağılamıştı. Asil kandan olmamamı yüzüme vurmuştu. Küstahtı!

Oysa son günlerim oldukça güzeldi. Naresh ile Sandhya'nın arası iyi değildi. Aralarında kıskançlık krizleri çıkmıştı. Bunu tahmin ediyordum ve bu yüzden 3 Vamate kızını hareme yerleştirmiştim. Sandhya'nın kıskançlıktan çıldırmasını ve oğlumu bunaltmasını istemiştim. Ayrıca araları bu kadar iyi değil iken hırsızlık olayının ortaya çıkmış olması harikaydı. İşler istediğim gibi gidiyordu ama bu bozulmuştu. Özellikle Sandhya'nın toplantı salonuna gelmesini beklemiyordum. Kendisinin hitabetinin bu kadar kuvvetli olacağını düşünememiştim.

Kendime hızla bir bardak şarap koydum. O sırada dayım Pravin gelmişti. Yaşlı adam da öfkeliydi. Sandhya ona da saygısızlık yapmıştı. Dayıma bunak demediği kalmıştı. Dayım karşımdaki sandalyeye oturdu. Ona da şarap koymuştum. Şaraba hayır dememişti.

Dayım "Küçük kız, haddini aştı. Bizi herkesin içinde küçük düşürdü." dedi sinirle.

"Haklısın, dayı ama unuttuğu bir şey var. Karşısında ben varım!" dedim ve şarabımı içtim.

"Yine de seni umursamıyor. O kız hırsızları bulduğunda ne olacak?" dedi ve gülümsedim.

"Dayıcığım, anlamış olmalısın ki bu hırsızlık olayını ben planladım. Her şeyi düşünerek, en ince ayrıntısını kaçırmadan yaptım. Hırsızları bulamazsa, onu sürgün edeceğim ve gizlice ölümünü sağlayacağım. Hırsızları bulursa, onlara vereceği cezayı merakla izleyeceğim. Ne ceza verirse versin, insanlar onun masum olmadığını düşünecektir ve bu masumiyet maskesi kırılacaktır. Halk onun masum olmadığını düşünecektir ve hayran kitlesi azalacaktır. Bu yüzden Sandhya ceza verirken, zorlanacak."

"O zaman sende hırsızları bulamamasını istiyorsun."

"Hayır, dayı! Ben hırsızları bulmasını istiyorum. Onun masumiyetinin kırılmasını istiyorum. Hırsızları bulamazsa işin heyecanı kaçar." dedim gülerek ve dayım şaşkınca baktı.

"Beni şaşırtıyorsun, Anjali."

"Arzum, Sandhya'nın bana meydan okuduğu için pişman olması. Pişman olsun ve benim hayalimin peşinden gitmesin." dedim bardağımla oynarken.

"Sence mümkün mü? Sandhya vazgeçse bile oğlun vazgeçmeyecek."

"Merak etme, Sandhya ben vazgeçtim dediği anda oğlum durulur."

"Peki kardeşine ve kızına ne demeli? Bugün onlar Sandhya'yı savundukça, içimden ailenin yüz karaları dedim." dedi ve derin bir nefes aldım.

"Prihan her daim masumun yanındadır, bu yüzden onu umursama ama Vilraj öyle değil. O, Sandhya'nın en sıkı müttefiği olacaktır ve bunu bugün de kanıtladı."

"Ne yapacaksın peki? Vilraj'ı nasıl durduracaksın?" dedi ve sırıttım.

"Denizlerin vahşi canavarını kendi zehriyle uyuşturacağım. Onun bile kendinden daha çok sevdiği birisi var." dedim ve dayım yüzünü ekşitti.

"Usha'dan bahsediyorsan, Vilraj ondan nefret ediyor."

"Dayı, saf olma! Vilraj ne kadar ağzından nefret ediyorum diye sözler çıksa da, gözleri aşkını haykırıyor. Ünlü bir bilgenin dediği gibi duygular için göze, akıl için cümlelere bakmalıyız."

"Sence Vilraj oyununa düşer mi?" dedi alaycı bir şekilde ama onu umursamadım.

"Söz konusu aşk ise düşer. Unuttun mu? Aşk, en büyük zayıflıktır." dedim ve kapım tıklandı.

Gel sesimle içeri Usha girdi. Korsan kadın, bordo bir elbise giymişti. Belini saran siyah deri korsesi vardı. Sürmeli gözleri bana saygıyla bakıyordu. Saçlarını açık bırakmıştı. Ayrıca yanından ayırmadığı kılıcı dikkat çekiciydi. Kılıcın sapına bağlanmış kırmızı ip vardı. Örgü ipinin orada ne işi vardı ki?

Ona oturması için yer gösterdim ve oturdu. Dayım, Usha'yı dikkatle inceliyordu. Ona güvenip, güvenmemek arasında kararsızdı. Açıkçası bende öyleydim. O bir korsandı ve Sashibai de korsanlar güvenilmez insanlardı. Çıkarları için her şeyi yapabilecekleri içindi. Hislerimi belli etmeden Usha'ya gülümsedim.

"Dayı biliyor musun, Usha olmasaydı köylülere haber ulaştırmam zor olurdu. Bunun sana minnetarım." dedim ve Usha gülümsedi.

Usha "Benim için çocuk oyuncağıydı. Geçmişteki becerilerim yeterli oldu."

Dayım "Kimse şüphelenmedi mi?"

"Hayır. Baş Habiria bana güveniyor ve onun güveni bu iş için yetti. İnsanların duygularını iyi kullanırım."

"Güzel bir özellik." diye mırıldandım.

"Yerine göre değişiyor, Şahana. Bazen acı verici oluyor."

Dayım "Bu özelliklerini bizim için kullanman çok iyi." dedi ve Usha tek kaşını kaldırdı.

"Sizin için kullanmak mı? Dikkatinizi çekerim ki, ben sadece ama sadece Şahana'ya bağlıyım. Onun dışında kimseye hizmet etmem." dedi sertçe ve dayım kaşlarını çattı.

"Usha haklı, dayı. O sadece benimle çalışacak." dedim ve dayımın memnuniyetsizliği daha da arttı.

Dayım "Çıkarlarımızın aynı olduğunu düşünüyordum."

"Aynı değil. Benim çıkarlarım aynı zamanda Sashibai'nin çıkarları demek. Senin çıkarların ise sadece senin oluyor." dedim kibirle.

"İyi o zaman, yeğenim. Ben gidiyorum." dedi ve sinirli bir halde gitti.

Bazen bu yaşlı adama dayanamıyordum ama şu anku konumumu kısmen ona borçlu sayılırdım. Belki de değildim. O beni hareme sokmuştu. Hareme girmemle, düşmanlar edinmiştim ve annem öldürülmüştü. Acı bir şekilde ölmüştü. Eğer hareme girmeseydim, annem yaşıyordu olurdu ve bu benim için her şeye bedeldi. Hala onun yanarak ölmesine isyan ediyordum. Neden diyordum. Neden benim canımı değil de, onun canını yakmışlardı?

Adımın seslenmesiyle karşıma baktım. Usha dikkatle bana bakıyordu. Bir an için varlığını unutmuştum.

Usha "İyi misin?" dedi merakla ve kafamı salladım.

"İyiyim. Sadece bir anda aklıma yanarak ölen annem geldi." dedim.

"Kötü bir ölüm." diye fısıldadı.

"Evet, kötü bir ölüm. Buna sebep olanlar da bundan daha beter bir şekilde ölmeleri adaletimi göstermiyor mu?" dedim ve gözümün önüne ateşin içinde çığlıklar atan Yashila gelmişti.

"Kana kan, dişe diş."

"Aynen öyle. Annem ne hissetti ise, katilinin de bunu hissetmesini istedim. Bunu başardığım zaman, katilin ölümünü gördüğüm zaman, işte o his tarif edilemez."

"Bende intikam istiyorum. Kana kan, dişe diş olacak şekilde." dedi yavaşça ve aklıma kardeşim geldi.

"Vilraj'dan mı? Eğer ondan alacaksan, buna izin vermem!" dedim sertçe ve güldü.

"Ondan intikamımı aldım bence. Bana hala aşık! Bundan daha güzel bir intikam mı olur? Ben intikamımı ondan almak istemiyorum. Ben intikamımı Arvind'en almak istiyorum." dedi hırsla ve güldüm.

"Şu seni ispiyonlayan değil mi?" dedim merakla.

"Evet."

"Arvind senden uzakta."

"Değil. Arvind buraya geliyor." dedi sinsi bir gülümsemeyle.

"Bunu duymadım. Neden geliyor?"

"Bilmiyorum. Vilraj'ın işi olmadığına eminim. Çünkü o benim niyetimi biliyor. Gelme sebebi ne acaba?"

"O zaman bu sarayda seni sevmeyen birisi var ki, hayatın boyunca en sevmediğini karşına dikiyor. Ayrıca bu Arvind'in ne özelliği var? Belki işime yarar." dedim ve tek kaşını kaldırdı.

"Dobralığınız beni şaşırtıyor. Arvind, Vilraj için birçok şey anlam ifade ediyor. Bir abi, bir kardeş, bir yardımcı, bir baba ve bir sevgili, bir âşık."

"O zaman sonuna kadar Vilraj ile olur. O zaman ondan kurtulmana yardımcı olabilirim."

"Olmalısın zaten. Yoksa Arvind yüzünden Vilraj gerçekten yoldan çıkar. Ya da Vilraj yüzünden Arvind yoldan çıkar." dedi ve kapım tıklandı.

Gel sesimle içeri Prihan girdi. Güzel kızım Usha'yı görmekten memnun değildi. Yine de onun karşısına oturdu. Yeşil bir elbise giymişti. Boynunda yeşil elbisesinin renginde altın zincirli yeşil taşlı kolye vardı. Alnında ise incili bir taç vardı.

"Neden geldin, Prihan?" dedim ve bana baktı.

Prihan "Son zamanlardaki olaylar hakkında konuşmak istiyordum. Fakat sen müsait değilsin." Dedi Usha'ya bakarak.

"Usha'nın yanında da konuşabilirsin." dedim ve kızım derin bir nefes aldı.

"Direk söylüyorum o zaman. Anne, Sandhya'ya yardım et!" dedi ciddiyetle.

"Neden?"

"Çünkü Naresh'in mutluluğu için yapmalısın. Sandhya o hırsızları bulamazlarsa, sence ne olur? Sen onu sürgün edersin ve Şah kardeşim delirir."

"Benimle iddialaştı!"

Usha "Şahten, bence bu işe karışmayın."

Prihan "Sen kimsin ki, beni uyarıyorsun? Bir korsandan akıl alacak değilim." dedi kibirle.

"Ah, tatlım. Sende de hanedanın özelliği olan kibir var. Ayrıca Şahana Leylane'nin kibirli laflarını da gösteriyorsun."

"Anne! Ben bu kadına güvenmiyorum ve hoşlanmıyorum."

"Yine de, kibar olabilirsin. Seni nasıl yetiştirdi isem, o şekilde davran. Karşımda küçük bir Şahana Leylane görmek istemiyorum. Onun gibi insanları aşağılamaya hakkın yok." dedim sertçe.

"Anne!"

"Yeter! Şimdi odamdan çık ve bir dahaki yanıma geldiğinde karşıma benim kızım olarak gel. Leylane olarak değil." dedim ve Prihan ayağa kalktı.

"Peki, Şah Anne. Peki." dedi ve odadan sertçe çıktı.

Usha ise şaşkınca bana bakıyordu. Herhalde o bu tarz davranışlara alışkın olduğu için, umursamazdı fakat ben değildim. Prihan öyle davranınca, aklıma Leylane gelmişti. Onun kibri, kibirli lafları gözümün önündeydi. Priya hanedanında da kibir vardı. Yönetmenin, iktidarın verdiği kibir vardı. Buna dayanamamıştım.

"Usha, kızımın davranışı için kusura bakma." dedim ve Usha omuz silkti.

Usha "Ben buna alışkınım, sıkıntı değil. İnsanlar her daim korsanları güvenilmez ve aşağılık görür." dedi umursamazca.

"Yine de insanlar arasında kibir fazla olmamalı."

"Haklısın. Benim gitmem lazım, Şahana. Yapılacak işlerim var."

"Dur, senden bir şey isteyeceğim. Benim için şu Arvind'i araştır. Son zamanlarda neler yapmış gibi şeyleri öğren. Bunun için Aryan ile konuşabilirsin, o seni casuslarıma yönlendirir."

"Peki." dedi ve gitti.

Bende derin bir nefes aldım. Yapılacak çok iş vardı. Hepsini yaptım. Haremin giderleri, yeni çıkacak kanun önerileri gibi şeylerdi. Ardından ziyaret etmem gereken kişiler vardı. Haremin acemi kızlarının bulunduğu yere geldim. Beklediğim gibi Vamate kızları buradaydı. 3 güzel kızı hareme almıştım. Merhamet maskesinin altında çıkarlarım için bunu yapmıştım.

3 kızı karşıma çağırdım ve onlara baktım. Aryan'dan öğrendiğime göre hala kıtanın ortak dilini konuşamıyorlardı. Çünkü Vamate de kendi dilleri dışında başka bir dil öğrenmemişlerdi. Ortak dili bile bilmemeleri can sıkıcıydı. O yüzden onlarla onların dilinde konuşuyordum.

İçlerinden büyük ablaları bir adım öne çıktı. Okyanus gibi mavi gözleri vardı. Saçları ise başak sarısıydı. Kusursuz bir güzellik denilebilirdi. İsmini Brinda olarak değiştirilmişti.

"Brinda, nasılsınız? Alıştınız mı?" dedim Vamate dilinde ve kız gülümsedi.

Brinda "Elbette alıştık, Şahana. Burası çok güzel bir yer." dedi nazikçe.

"Konuşmada sorununuz var mı? Diğer kızlarla anlaşabiliyor musunuz?" dedim ve dudaklarını ısırdı.

"Şey, yarım yamalak konuşuyoruz ama anlaşıyoruz. Herhangi bir sorun yok."

"İyi, iyi. Burada rahat edeceksiniz, mutlu olacaksınız, sizin için yeni bir yuva olacak." dedim ve arkadan bir ses geldi.

"Tıpkı bana olduğu gibi, değil mi Şah Anne?" demişti ve sesin sahibi Sandhya yanıma geldi.

Kıyafetini değiştirmemişti. Etkilyeci bir şekilde kıza mor yakışmıştı. Onu farklı bir havaya sokmuştu. Bir Şahbanu edası vardı. Bu da beni sinir etmişti. O kim oluyordu ki? Ne hakla o şekilde davranırdı? Bu kıza gün geçtikçe daha az tahammül ediyordum.

Sandhya kızları süzdü ve onlara gülümsedi. Kızlar ise çekingen bir şekilde onlara bakmıştı.

Sandhya "Demek meşhur Vamate kızları karşımda." dedi Vamate dilinde. O da, benim gibi Vamate dilini bilen nadir insanlardandı.

Brinda "Baş Habiria ile tanıştığımıza memnun olduk. Sizin adınızı ülkemizde de duymuştuk." dedi ve Sandhya gülümsedi.

"Bende adınızı çok duydum ama iyi bir şekilde değildi. Hatta hatırlarsanız, içinizden birisi büyük abimle evlendirilecekti."

"Bu doğru mu?" dedim şaşkınca.

Brinda "Evet. Müttefiklik için bunu yapacaktık ama sonra anlaşmazlıklar çıktı." dedi sessizce.

Sandhya "Yine de kader bizi karşı karşıya getirdi. Şu an siz de haremdesiniz, bende."

"Kader ağlarını örmüş!" dedim gülümseyerek.

"Ve örmeye devam ediyor, Şah Anne'm."

Brinda "İzninizle odamıza çekilebilir miyiz?" dedi naif bir sesle.

"Gidin." dedim ve gittiler.

Sandhya "Sanırım yerime cariye bakıyorsunuz." dedi Vamate dilinde. Anlaşılan küçük kız konuşmaları kimsenin anlamasını istemiyordu.

"Bilmem! Sadece yardım ettiğim insanlara bakmak istedim." dedim gülümseyerek.

"Eminim öyledir. Aşırı yardımseversiniz, bunu bilmeyen yok!" dedi gülerek.

"Sen neden geldin?"

"Merak! Bunca güzelliği meşhur olan kızları görmek istedim. Bu bir suç mu?"

"Değildir. Sonuçta kıskançlık doğal bir duygu."

"Evet, doğal bir duygu kıskançlık. Ama ben onları kıskanmıyorum ki! Kıskanacak bir şey göremedim. Bir tutam sarı saç, bir çift mavi göz mü beni geçecek? Naresh benim sadece bir çift kara gözüme, siyah saçıma mı aşık oldu sanıyorsunuz? O, bende daha fazlasını gördü ve beni istedi."

"Oğlum, sendeki fazlalılığı bir resimle mi gördü? Bir resim senin zekanı açıklar mı? Bir resim senin güzelliğini gösterir, daha fazlasını değil." dedim alaycı bir şekilde.

"Benim güzelliğime aşık olsaydı, benden sıkılması gerekir Şahana. Bakın görün ki, hala şahımın yanındayım ve bu hep böyle olacak."

"Ah, tatlı Sandhya. Daha çözmen gereken bir hırsızlık meselesi var. Bunun sonu hiç ürkütmüyor mu?"

"Hayır. Sonucunu biliyorum ve yakında göreceksiniz. Ben oğluma gideyim."

"Git, git. Son günleriniz olabilir." dedim ve gözleri irileşti.

Bir şey diyemeden gitmişti. Bende odama çekilmiştim. Yemek yemiştim ve kitap okumuştum. Aslında dil çevirileri de yapabilirdim. Dil çalışmalarını seviyordum. Öğrenmeye hevesli olduğum için, buraya geldiğimde kendimi geliştirmiştim ve meyvelerini almıştım. Hala bir şeyler öğreniyordum. Öğrenmek de benim için bir tutkuydu.

Bugün verdiğim sürenin 4. Günüydü. Bugün son olacaktı. Hala bir ses yoktu. Bulmasını çok istiyordum. Onun masumiyetinin kırılmasını istiyordum. Vereceği cezayı bekliyordum ve insanların tepkisini hevesle beklemekteydim.

Kızım Prihan ile beraber odamda yardım vakıflarının harcamalarına bakıyorduk. Çalışma odamın kapısı aniden açıldı ve içeri öfkeyle Usha girdi. Sinirliydi, öfkeliydi. Onu bu kadar öfkelendiren şey neydi ki? Prihan bana baktı ve bir şey demedi.

"Ne oldu, Usha? Neden saygısızca içeriye daldın?" dedim sertçe ve Usha bana baktı.

Usha "Durdur onu!" dedi öfkeyle.

"Kimi?"

"Kardeşini! Vilraj'ı!" dedi gözleri dolu dolu bir şekilde ve ayağa kalktım.

Yanına geldim ve oturttum. Genç kadın, sinirinden ağlıyordu ve Vilraj'ın bu kadının canını acıtmasına kızıyordum. Onu gerçekten olduğu gibi seven birisini üzmeye hakkı yoktu. Tamam, geçmişte hatalar olabilirdi ama geçmiş, geçmişti. Neden üzüyordu ki? Neden can acıtıyordu?

"Prihan, rahatlatıcı çayımı doldur ve Usha içsin. Sinirleri gevşer. Ayrıca önüne kurabiye tabağını koy." dedim ve kızım dediğimi yaptı.

Usha titreyen ellerle bardağı aldım ve bir yudum içti. Kokusu bile gevşetici olabilirdi onun içindi. Sırtını sıvazladım ve çayı içmesini bekledim. Ayrıca çikolatalı kurabiyelerden de yedirdim. Tatlı bir kadın için her şey demekti.

"Şimdi anlat bakalım. Ne oldu?" dedim ve bana baktı.

Usha "Arvind geldi. Bugün o baş belası saraya adımını attı." dedim ve akan yaşlarını sildi.

"Geleceğini biliyordun."

"Ama ilk günden Vilraj'ın odasına yerleşeceğini bilmiyordum!" dedi soğukça.

Prihan "Ne?" dedi şaşkınlıkla. Hislerime karşılık bulan kelimeyi demişti.

"Bunu nasıl öğrendin?" dedim ve Usha gülümsedi.

Usha "Vilraj karşıma çıktı ve ilk önce Arvind geldi dedi. Bunu zaten biliyordum, sabah gördüm. Sonra ise odama yerleşmesi için yardım edeceğim dedi. Ben ise bir şey diyemeden gitti."

Prihan "Birisi dayıma dur demeli, anne."

"Vilraj delinin teki ve nasıl yıkımlara sebep olduğunu bilmiyor." dedim.

Usha "Bilgin olsun, Şahana. Arvind şimdiden Sandhya'nın tarafına geçti. Onu kızla konuşurken gördüm. O iğrenç gülümsemesiyle elini öpüyordu. Biat eden bir köpekti!" dedi öfkeyle.

"Benimle asla anlaşamayacak, bundan emin olabilirsin. Benden Arvind'i başka bir odaya ver diyorsan, bunu yaparım. Vilraj öz kardeşim olsa da, bir kadını asla üzmeye hakkı yoktur."

"Yap bunu. Lütfen yap! Onları yan yana görmeye dayanamıyorum, içim acıyor, ruhum ölüyor. Sevdiğim adama benim dışımda başka birisinin yanında olmasına katlanamıyorum." dedi ağlayarak ve ona sarıldım.

"Korkma, o deli ile aynı dilde konuşan bir tek varım."

Prihan "Zavallı Usha." diye mırıldandı.

Sarılmayı bıraktığımda, Usha yaşlarını sildi.

Usha "Güçlü olmalıyım, güçlü durmalıyım. Arvind benim güçsüz olmamdan hoşlanır. Sonuçta benden nefret eden birisi."

"Arvind ile de konuşacağım. Saraydaki davranışlarına dikkat etmesini hatırlatacağım." dedim.

Prihan "Dayımla ilişkisi ne olursa, olsun saraya uymalı. Bende yardımcı olacağım, Usha." dedi ve Usha minnetle baktı.

Usha "Teşekkür ederim Şahten." diye mırıldandı.

"Şimdi odamdan çıkın ve bende bu iki adamı çağırayım. Prihan, sen biraz daha Usha ile ilgilen."

Prihan "Anne, benim söylemem gereken bir şey vardı. Ne yapacağımı bilmediğim bir şey."

"Prihan! Zamanı mı sence? Daha sonra konuşuruz."

"Geç kalmazsak, iyi." diye homurdandı ve Usha ile odamdan çıktı.

Aryan'dan Vilraj ve Arvind'i çağırmasını istedim. O ise işleri olduğunu ve birazdan geleceklerini demişti. Bende beklerdim. Ayrıca hala hırsızların bulunmasını bekliyordum. Ne zaman haber gelecekti bilmiyordum. Yarına kadar vakitleri vardı. Eğer bulunamazsa, Sandhya'yı benim için heyecansız bir son bekliyordu. Sürgün ve ardından gelen ölüm. Çok sıkıcıydı. Biraz daha bu küçük kızla oynamak istiyordum ama bu küçük kız buna müsaade etmiyordu. Aptalca davranıyordu.

Kapım tıklandı ve gel sesimle içeri Vilraj ile Arvind geldi. Arvind beklediğim gibi değildi. Kardeşim gibi kaslı bir vücudu yoktu. İnce yapılıydı. Kıvırcık saçları vardı. Yüzünde ise saygılı bir ifade vardı. İfadesizdi. Kardeşim ise merakla bana bakıyordu. Onu neden çağırdığımı merak ediyor olmalıydı. Ayağa kalktım ve ikisinin karşısına geldim.

Vilraj "Arvind seni tatlı ablam Anjali-i Radhanka ile tanıştırayım." dedi alaycı bir şekilde.

Arvind "Tanıştığımız için büyük bir onur duydum." dedi.

"Bende seni merak ediyordum, Arvind." dedim ve ona dikkatle baktım.

"Merakınıza değer olduğum için şanslı olmalıyım. Benim gibi bir adamı, nasıl koskoca Şahana merak eder ki?"

Vilraj "Neden olduğu açık, sevgilim." dedi.

"İlk önce şunu sormam lazım. Arvind senin neyin, Vilraj? Geçmişi değil, bugünü ve geleceği söyle." Dedim sertçe ve Arvind kardeşime baktı. Bakışlarında bir aşk vardı.

"Seni zerre ilgilendirmez, abla."

"İlgilendirir. Bu saraydaki her insan beni ilgilendirir."

"Arvind onlardan birisi değil."

"Bu saraya adım attı ise, ilgilendirir. Ya söylersin, ya da onu kovarım." dedim soğukça ve Vilraj güldü.

"Ah, doğru! Sen bu sarayın hanımısın değil mi? Doğrusu şimdilik hanımısın. Ortada bir Şahbanu olmadığı için sarayı sahiplenmen doğal. Oysa tahtın sallanıyor, farkında mısın?"

"Konuyu değiştirme!"

"Değiştirmiyorum. Sadece sonuca varmak için söylüyorum."

"Kısa kes!"

"Arvind benim için bir dost, bir kardeş, bir yardımcı, bir baba ve bir sevgili, bir aşık. Oldu mu?" dedi ve alaycı bir tebessümle ikisine baktım.

Arvind "Eğer ilişkimize karşı çıkacaksanız, zararlı çıkarsınız." dedi soğukça.

"Hayır, hayır Arvind. İstediğinizi yaşayın, umurumda olmaz fakat benim önemsediğim birisinin canını acıtmışsınız."

Vilraj "Dur, tahmin edeyim. Usha!"

"Evet. O yüzden Arvind'e başka bir oda vereceğim." dedim ve Vilraj kahkaha attı.

"Bunu sen mi yapacaksın? Güldürme beni!"

"Neden yapayım? Usha'yı üzmeye hakkın yok! Sırf onun canını acıtmak için, bu adamı kullanamazsın. Sırf intikam için başka birisinin sana karşı olan hislerini kullanamazsın. Arvind sana aşkla bakıyor ama sen bu aşka karşılık veremiyorsun!"

"Sana ne, benim aşk hayatımdan!" diye bağırdı.

"Beni ilgilendiriyor çünkü insanları yakıyorsun."

Arvind "Vilraj'a karışamazsınız, Şahana." dedi ve ona gözlerimi kısarak baktım.

"Yanlış kişileri dost ettiğin gibi, yanlış kişileri düşman ediniyorsun!" dedim öfkeyle.

"Vilraj'ın beni tercih etmesi, Usha'yı kızdırabilir ama o kaltak bunu hakketti. Korsanlıkta ihanetin affı yoktur, Şahana. Korsanların kurallarını bilmiyorsunuz."

"Kardeşim herhalde benim her kuralı yeniden yazdığımı anlatmadı." dedim gülerek.

Vilraj "Arvind, hatırlarsan sana ablamın benim gibi olduğunu demiştim."

"Yeter! Emrim kesin, Arvind sen burada kalacaksan başka bir odada olacaksın."

"Olamaz, gerekli izni Şah yeğenimden aldım. Geceleri yalnızlık çektiğimi ve bir arkadaşa ihtiyaç duyduğumu söyledim. O da kabul etti."

"Arsız! Bunu sırf Usha'nın canını acıtmak için yapıyorsun."

Arvind "Neden yaparsa, yapsın sonuç olarak ben ona Usha'dan daha yakın olacağım Şahana. Bunu Usha'ya iletin."

"Oğluma diyeceğim ve beni dinleyecektir."

Vilraj "Artık şunu sorgula abla. Oğlun sadece seni dinlemiyor. Yanında danışacağı farklı kişiler var. Ben ve Sandhya bunun en iyi örneği. Zamanla senin hükmün sona erecek. Zamanla Anka düşecek ve Ejderha yükselecek."

"Küstah!" diye bağırdım ve tokat attım.

Öfkeyle ona bakarken, Vilraj ise yanağını okşadı. Mavi gözleri alaycı bir şekilde bana baktı. Çocukluğundan beri böyleydi. Hep farklı olmuştu, bu yüzden diğer kardeşlerimle anlaşamazdı. Fakat benimle arasındaki bağ farklıydı. Beni çok seviyordu, bunu biliyordum. Aynı zamanda bana çok kızıyordu, onu da biliyordum. Onunla en çok anlaşan olduğum gibi, yaramazlıklarını hemen söyleyen de ben olmuştum. Çocukken böyleydik ve şimdi yine aynıydık. Birbirini çok seven ama aynı zamanda kızan abla kardeştik.

"Keşke benim tarafımda olsaydın, Vilraj." diye fısıldadım gözlerim dolarken.

Vilraj "Keşke o harem denilen çukura girmeseydin, abla. O zaman her şey bambaşka olurdu." dedi yere bakarken.

"Sen benim en sevdiğim kardeşimsin, aynı zamanda beni en çok kızdıran."

"Çünkü biz aynıyız, biliyor musun? Kadın olsaydım, bende senin gibi olurdum. Daha eğlenceli halin olabilir." dedi hınzırca bana bakarken.

"Kesinlikle." dedim ve yanına gelip, tokat attığım yanağını okşadım.

Yaşlarım yanaklarımdan süzülünce, o da yanaklarımı sildi. Ardından bana sarılmıştı.

Vilraj "Görüyorsun, Arvind. Ne kadar kavga etsek de, bizim birbirimizden başka kimsemiz yok." dedi gülerek ve ona baktım.

"Evet, abla kardeş arasında olur öyle kavgalar." dedim gülümseyerek.

Arvind "Aile içi atışma."

Vilraj "Kimse de olmayan bir atışma. Birbirimizin sonunu hazırladığımız bir atışma, Arvind. Ben kazanırsan, ablam yok olacak. O kazanırsa, ben yok olacağım."

"Ben sana sonuç yolunu sunuyorum." dedim.

"Bende sunuyorum."

"Asla!"

"Asla!"

Arvind "O zaman savaşmaya devam." dedi ve kapım tıklandı.

Gel sesimle içeri Aryan girdi. Heyecanlıydı.

"Ne var?" dedim.

Aryan "Hırsızlar bulundu, hanımım. Komutan bulmuş." dedi heyecanla.

"Ah, ne güzel bir haber!"

Vilraj "Senin bunu istemeyeceğini sanıyordum." dedi kaşlarını çatarak.

"Sandhya'nın kötülüğünü isteyecek kadar taş kalpli, değilim. Beni Arvind'e kötü gösteriyorsun."

"Arvind, ablam Sashibai'nin en iyi insanı. Herkese iyilikle yaklaşır. Kalbinde zerre kötülük yoktur." dedi ve güldüm.

İstediğim olmuştu ve küçük Sandhya hırsızları bulmuştu. Şimdi sıra adalet anlayışına gelmişti. Ya saflığına devam edecekti, ya da adalet için saflığını bozacaktı. Her ikisinde de insanların gözünde imajı zedelenecekti. Onun gerçek bir Şahbanu olmadığı görülecekti. Benim de zaten amacım buydu. İnsanlara onun gerçek bir Şahbanu olmadığını göstermekti. Bu ülkenin gerçek bir şahbanusu vardı ve o da bendim. Benim dışımda kimse olamazdı. Kimse!

Prihan

Usha

Anjali'nin düşünceleri nasıl? Beklediğiniz gibi mi?

♠Anjali planındaki amacına ulaşacak mı?

Prihan'ın söyleyeceği şey neydi?

Arvind'i nasıl buldunuz? Sarayda nasıl bir etkisi olacak?

Anjali ve Vilraj ilişkisi nasıl sizce? Nasıl yorumluyorsunuz?

Sorulara cevap gelsin! :)) :))

Continue Reading

You'll Also Like

882K 7.1K 68
YENİ BÖLÜMLER EKLENİYOR. EN GÜZEL HİKAYELER... KİŞİSEL GÖRÜŞLERE GÖRE SEÇİLİR KİTAPLAR!!!!! Y...
1.4K 94 13
"... Verdiğim son nefese kadar ellerim ellerinde, gözlerim gözlerinde ve sevgin tam kalbimin üzerinde olacak. Seni seviyorum sevgili kahvelerinin mav...
2.1M 92.6K 81
Bu kitap Nemesis Yayınevi tarafından kitaplaştırıldığı için bölümler kaldırılmıştır. *** Ve bir gün susmayı öğrendim, kimse farkına varmadı. Söyleme...
247K 34.4K 50
Geçmiş hayatınızı yaşama şansınız olsaydı ne yapardınız? On yıllık ilişkisi büyük bir ihanet ile son bulduğunda Eda artık bir gerçeği kabul etmek zor...