Dük ile Beş Çayı
  • Reads 342,988
  • Votes 42,572
  • Parts 50
  • Reads 342,988
  • Votes 42,572
  • Parts 50
Complete, First published Nov 04, 2022
Geçmiş hayatınızı yaşama şansınız olsaydı ne yapardınız?

On yıllık ilişkisi büyük bir ihanet ile son bulduğunda Eda artık bir gerçeği kabul etmek zorunda kalmıştı. 

Gerçek aşk diye bir şey yoktu. 

Varsa da onu bulmak gibi bir niyeti olmamıştı.

Arkadaşının zoruyla sonunda evden çıktığında aklına en son gelen şey bir falcının karşısına oturmaktı. Egzotik giyimli kadının karşısına oturduğunda ise söylediklerini dinlemekten başka çaresi yoktu. 

Falcı ona aşkı bulması için geçmişte yaptığı bir hatayı düzeltmesi gerektiğini söylediğinde parasını boşa harcadığını düşünmekten kendini alamamıştı. 

Fakat eve dönerken geçirdiği kaza sonucu gözlerini İngiltere'de 1823 yılında açtığında kendini önceki yaşamı olan Helena Anne Mercer olarak buldu. Şimdi tek yapması gereken yapılacak hatalı seçimi bulmak ve bunu engelleyebilmekti. 

Ama hiçbir hata bu kadar cezbedici olmamıştı.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add Dük ile Beş Çayı to your library and receive updates
or
#2ihanet
Content Guidelines
You may also like
GÖKTE BİR YERYÜZÜ KALDI by Nisatasaya
4 parts Ongoing
Ben, beni yakan güneşe, inanmadığım bir tanrıya ve nereden geldiğini bilmediğim kehanetlere dua etmek zorunda bırakılıyordum. Yakılıyorduk, parçalanıyorduk, sis tarafından yutuluyorduk. Binlerce asır önce gökten yeryüzüne düşen ve göğün tamamen bir boşluktan ibaret olmasına neden olan tüm yıldızlar sanki hâlâ düşmekteydi, çünkü ben karşıma baktığımda yangınlar, buharlaşan denizler ve taşan yanar dağlar görüyordum. Neresi olduğunu bilmeden, gerçek tanrının çoktan terk ettiği ve güneşin ısıtmayı bıraktığı bu diyara gelmiştim ve işlediğimi bilmediğim günahların gazabına uğruyordum. Bileklerimiz kelepçelerin içinde hapsoluyordu. Masumların boynu urgana kıstırılıyor, bedenleri ateşle yakılıyordu. Geçmişte gizlenen deniz şimdi dayanamayarak taşıyor, belki de bir zamanlar boğulan bedenler ve diyarlar tekrar doğuyordu. Eski parşömenler derdi ki, iki beden göğe yükseldiğinde, kızıl saçlar, ay ve güneş gözler ortaya çıktığında hikâye biter. Derler ki gök, tanrılarını bir gün yanımıza gönderecek. Ben, kendimi ateş sanırdım, bir avuç külmüşüm. Okyanus bilirdim, kurak çölden ibaretmişim. Şimdi gök sadece koca bir boşluktan ibaret. Gökyüzünde derin çığlıklar kaldı, biliyorum, ama biz onları duyamayacak kadar alçaktaydık. Ölü bir annenin mezarında doğmuştum, farkındaydım. Fakat beni mezardan kimin çıkardığını bilmiyordum. O yüce gördükleri toprak, daha ölmeden beni gömmeye çalışıyordu, belki de kendimi kurtaramayacaktım. Gökte bir yeryüzü kaldı, biz bunu fark edemeyecek kadar derindeydik. ... "Yeminler olsun, Sis bizi yutmasın. Işık bizi saracak, Karanlık bizden kaçacak. Lanetler şahit olsun. Sis bizi yutmasın. Toprak bize iyi davransın, Ölülerimizi saklasın. Güneşin yansımaları, Yüce toprağın içine gömdükleri, Ve ateşin sarıp sarmaladıkları. Lanetler şahit olsun ki sis bizi yutmasın.
You may also like
Slide 1 of 10
MAL-İ HÜLYA  cover
BERCESTE cover
Bir Erik Meselesi cover
Peki Ya Bir Kötülüksem cover
İskoçya'nın Esiri (Tamamlandı) cover
Cariye'nin İkinci Hayatı cover
RUHUNDAKİ GÖZYAŞLARI (TAMAMLANDI) cover
AHALİ cover
GÖKTE BİR YERYÜZÜ KALDI cover
DİP cover

MAL-İ HÜLYA

29 parts Ongoing

Ne yazıyor o meşhur kitapta; "Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir." İşte Gonca hatun o mutsuz aileye sahipti. Tek isteği güce sahip olmak isteyen bir babaya, gözünü mücevher ve altınlarla boyanılan bir anneye ve sadece gelecekteki postunu düşünen bir ağabeye sahipti. Ve etrafında ki akbabalara...