Herkese Merhaba! Lütfen oylarınızı ve yorumlarınızı yazınız.
:) yorumlarda gelsin ama... Kendinizi belli edin lütfen. Vote/yorum bekliyorum. Bu kadar hızlı gelen bölümler bunu hakkediyor. :)Bölüm şarkısı ile okuyunuz. :) Billie Eilish - you should see me in a crown
Aşağıda Bahdar, Pravin, Krupa var.
Ayrıca Auralorina 'nın güzel bir Sandhya kolajı var. Ona da her şeyi için teşekkür ederim.
İyi okumalar!
Yayınlanma :16.09.2018 (20:20)
❦
Sashibai Şahlığı - Ghunda- Kılıç Sarayı
Sandhya
Toplantıya girmeden önce aynada son kez kendime bakıyordum. Oldukça güçlü, kudretli olmak zorundaydım. Yapacağım iş çok hassastı. Sarayın dengelerini değiştiriyordum. Kendi düzenimi kuruyordum. Üstelik bu düzen, gelecekteki varlığım için çok güzel olacaktı. Düşmanlarım olmayacaktı ve evlatlarım için iyi bir ülke bırakabilecektim. Onların yöneteceği bir devlet bırakmak, en büyük arzumdu. İçlerinden birisi hükümdar olacaktı ve diğerleri onu destekleyecekti.
Şahbanu tokamı düzelttim. Sahi, artık ben bir şahbanuydum. Şah Naresh'in Şahbanu Sandhya'sı olmuştum. Çabuk uyum sağlamıştım. Bu beni şaşırtmıştı. Sanki en başından beri buna hazırdım. Ruhum hükümdar olmak için var gibiydi. Artangal Prensesi iken kraliçelik eğitimi almamıştım. Normal eğitimimin üstüne birkaç şey eklenmişti. Çünkü kral babam beni abim Vityor'un yardımcısı olmamı istiyordu. Şimdi ise o kral olamamıştı ve ben Artangal'dan daha büyük bir ülkenin hükümdarı olmuştu. Bağnaz kabuğumdan çıkmıştım. Kanatlarımı açtım ve hükmetmek için gökyüzüne uçmuştum.
Düşünüyorum da, Prenses Larysa ne kadar saftı! Tertemizdi. Küçük krallığının kırlarında koşan, kelebekleri kovalayan bir kızdı. Tek arzusu ailesini ve ülkesini mutlu etmekti. Asla iktidarı arzulamıyordu. Asla kanlı, entrikalara bulaşmak istemiyordu. Onun için kitapları ve çizimleri yeterliydi. Ah, birde abisi Vityor ile şakalaşmak! Nereden bilebilecekti ülkesinin bir gün Efendi Ateş tarafında yıkılacağını? Bilmezdi. Bilemezdi. Ona göre o küçük krallığında yaşayacaktı ve asla kendi topraklarından koparılmayacaktı. Kendi bağnazlığı ile yaşayacak, mutlu edecekti. Onun geleceğe dair planı buydu. Oysa kader daha farklı yapmıştı. Tanımadığı, bilmediği ve hatta aşağıladığı ülkenin hükümdarı onu istemişti. Ret cevabı ile binlerce insanın ölümüne sebep olmuştu. Savaşılmış ve ailesini, insanlarını kaybetmişti. Böyle bir felaketin üstüne onurunu korumak adına çevresindeki kadınlara kendinizi öldürün demişti. Sonuç ne olmuştu? O kadınlar ölmüştü ve o yaşamıştı. Kendini öldürmeyi becerememişti. O aptal hançer, kalbini ıskalamıştı. Ölseydi ve ailesine kavuşabilseydi. Fakat kaderin ona farklı bir hikaye yazdığını nereden bilecekti? Hanım Su'dan Parsmet'e döneceğini kim derdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşin Kurbanı
Historical FictionTAMAMLANDI! THE WATTYS 2020/TARİHİ KURGU KAZANANI Tarihikurgu #1 Tarih #1 Aşkın, iktidarın ve gücün savaşı! Başlangıcın ve bitişin kaybolduğu kaderler. Prenses Larysa, krallığının iyiliği için asillerden Pietr Lyorran ile nişanlanmıştır. Ancak bu n...