SENDE KENDİMİ KAYBETTİM

By SmyrnaThemis

443K 16.7K 15.5K

"Nefret aşka en yakın duygudur derler. İste bu yüzden geç anladım sende kendimi kaybettiğimi." Zoraki bir evl... More

Sevgilisiyim
Senin Yüzünden
Anlaşma
6 Aylık Cehenneme Hoşgeldin
Canını Yakarken Ben Yanıyorum
Tarifi İmkansız Duygular
Terk Edilmek
Nefret Etme Benden
Aile Krizi
Aynı Oda
Gecenin Güneşi
Kek
Hiç
Şirket
Bizim Savaşımız
Dilek Feneri
Bakalım Zafer Hangimizin
Ve Kazanan
Benimsin
İlk Dans
Balayı
Havuz
Küçük Bir Şaka
Sarhoş
Neler Oldu
Kolye
Güven
Sürpriz
Senin İçin
Mavi
Önemlisin
Oyuncağın Değilim
Yolculuk
Eve Dönüş
Ankara
İntikam
Oyunun Kuralları
Eski Sevgili
Sayende
Leon'un Civcivi
Hayal Kırıklığı
Canın Acıması
Alışkanlık
Git
Öğretmen
Kaybetme Korkusu
Hatırlıyor Mu?
Değersin
Mahkeme
Sende Kendimi Kaybettim
Yeniden
Pansuman
Hırsız
Çarem Sensin
Tek Ruh Tek Beden
Yeni Anlaşma
Bizim Şarkımız
Mest
Tuvalet Temizliği
Evden Yuvaya
Tanışma
Engele Rağmen Alev
Eksik Olan
Can ve İlk
Hastane
Torun Coşkusu
Anlaşma Bozuldu
Hamilelik
Hesaplaşma
Dağ Evi
Hayal
~Final~
Final #2
Bir Duyuru Daha
SIR
Özel Bölüm
Özel Bölüm 2
TEŞEKKÜR
Özel Bölüm 3 part-1
Özel Bölüm 3 part 2
🌟VEDA🌟

Unutulmaz An: Aşkın Mührü

5.7K 223 238
By SmyrnaThemis

Hilal'in ağzından

Herkes gibi ben de merakla bekliyordum. Bu neyin konuşmasıydı şimdi?! Şu an diğer davetlilerden uzakta olduğumuz için aramızdaki fısıltı şeklindeki konuşmaları birinin duyması imkansızdı. Bunun rahatlığıyla yüzüme yapmacık bir gülümseme ekleyerek sordum.

"Leon ne yapıyorsun?" Benim sorumu hiç duymamış gibi mikrofonu ağzına yaklaştırıp konuşmasına başladı.

"Bayanlar, baylar. Biliyorsunuz ki yaklaşık bir ay önce herkese sürpriz olacak bir şekilde evlendim. Evlendiğim o şanslı hanım ise şu an yanımda şaşkın bakışlarını etrafa yolluyor." deyip gülmeye başladı. Herkes de gülmeye başladı. Sanırım yeni evli bu çiftin birbirlerine ne kadar aşık olduklarını düşünüyorlardı ve Leon'dan aşk konuşması bekliyorlardı. Her ne kadar korksam da ben de evliliğimizi ispatlamak için böyle bir şey yaptığını düşünmeye başladım. Ben de onun söylediklerine gülüyormuş gibi yaparak ona fısıltıyla sorumu sordum.

"Senin amacın ne? Bu şova ne gerek vardı?" Bana gıcık bir gülümseme yolladı. Ama bu gülümseme sanırım herkese utanan karısına moral veren kocanın uğraşması gibi geliyordu. Mikrofonu ağzından uzaklaştırdı ve benim gibi fısıldayarak cevap verdi.

"Az önce hayatında unutamayacağın tango şovunu gayet rahat yapıyordun bu egoist ve gereksiz adamla. Şimdi mi utanmaya başladın?" Asansörde ona söylediklerimi hatırlatıyordu bana. İnsanlar yanlış anlamasın diye yüzümdeki gülümsemeyi korumaya çalıştım.

"Hayatımda unutamayacağım tango şovu mu? Unutamayacağım hiçbir anı seninle paylaşmayacağım Leon! Bu olanların hepsi kötü bir şaka olarak geçmişte kalacak. Ve ben seni de unutacağım." Bu söylediklerimden ben bile tamamen emin değildim. Ama artık onun ne düşüneceğinden çekinmiyordum. Leon'un surat ifadesi değişmemişti. Ama gözlerinden geçen bir duygu... Nedense korkmama sebep oldu. Sanki şu an başka bir şey yapmaya karar vermişti. Herkesin önünde olay çıkarmazdı değil mi?

"Evet gördüğünüz gibi biricik karım biraz utanıyor. Ama ben ona olan aşkımı herkes duysun, bilsin, görsün istiyorum. Bu gece herkesin önünde aşkımızın mührünü basacağım." dedi ve mikrofonu yere bıraktı. Ben daha ne olduğunu bile anlamadan Leon benim dudaklarıma yapıştı!

Bir eli sırtımla belim arasında bir noktada, diğer eli ise yanağımdan enseme uzanan yeri sarmıştı geri çekilmemem için. Zaten herkesin önünde geri de çekilemezdim. İlk başta o şaşkınlıkla gözlerimi kapatamamıştım. Sonra gözlerim benden izin almadan kapandı. İnsanlar unutuldu, yer mekan yok oldu. Sanki sadece ikimiz vardık bir sonsuzluğun içinde. Alt dudağım iki dudağının arasındaydı. Ben hala karşılık vermiyordum. Veremiyordum.

Bir süre sonra dudaklarımız ayrıldı. Ama hala aramızdaki mesafe çok azdı. Aynı pozisyondaydık. Nefesi nefesimdeydi. İkimiz de gözlerimizi aralamıştık. Koyulaşmış kahverengileriyle bana bakıyordu. Gözlerimi açmış olmama rağmen hala insanları, mekanı bulamamıştım. Sonsuz bir kahverengide kendimi kaybetmiştim. Dudaklarımızın ayrılmasının üzerinden en fazla 5 saniye geçmişti. Ama bu 5 saniye bana 5 ay gibi gelmişti.

Sonra Leon tekrar dudaklarımızı buluşturdu. Bu sefer gözlerim hemen kapanmıştı. Yine alt dudağımı öpüyordu. Az önce sert olan öpüşmemiz şimdi naif bir hal almıştı. Az önce tango yapan dudaklarımız o tutku ve ihtirası bırakmış şimdi vals yapıyordu. Akrep ve yelkovan durdu. Zaman yok oldu. Ben hala karşılık verememiştim. Hala çok şaşkındım.

Aslında öpüşmemiz çok uzun sürmemişti. Ama bana sonsuz gibi gelmişti o an. Dudaklarımız ayrıldı. Az önceki kadar olmasa da hala birbirimize yakındık. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti. O an hiçbir şey düşünemiyordum. Beynim yine koşarak uzaklaşmıştı. Beynimin koşup kaçtığı hızla kalbim vücudumda koşuyordu.

Bir süre sonra alkış seslerini anca duyabilmiştim. Yabancı filmlerde gibiydik sanki. Neyin alkışıydı bu?! O sırada Leon yanağını yanağıma sürterek kulağama eğildi.

"Bu unutulmaz anı benimle yaşadın. Üzgünüm ama sanırım hayatın boyunca beni unutamayacaksın küçük hanım."

Bu benim ilk öpücüğümdü! Hayatımdaki en özel anlardan biriydi. Evet unutulmazdı. Benim için çok kıymetliydi. Ve bu özel an Leon'un egosunun kurbanı olmuştu. Sırf egosunu tatmin etmek için benim bu unutulmaz anımı çalmıştı! Bu tarz şeyler onun için hiç önemli değildi ki! Beni rahatlıkla öpebilirdi. Bu tarz şeyler onun için su içmek kadar basitti. Peki ya ben? Benim için çok önemliydi.

O sırıtarak geri çekilirken benim istemsizce gözlerim dolmuştu. Burada olmazdı! Çok çabaladım ve gelmeye hazır gözyaşlarımı geri yolladım. Herkes hala bize bakarak 'Ay ne kadar yakışıyorlar!'  'Bir ömür böyle kalsınlar.'  'Maşallah!' gibi laflar sıralıyordu. O sırada Buğra'nın da şaşkınlıkla bize baktığını fark ettim. Leon da Buğra'ya sırıtarak bakıyordu.

Yüzüme en doğal olduğunu düşündüğüm gülümsemelerimden birini yerleştirdim. Veronika anne ve Haluk babamın yanına gittik. İkisi de bize gülümseyerek bakıyordu. Veronika anne elini omzuma koydu ve konuşmaya başladı.

"Leon bak nasıl da utandırdın gelinimi?"

"Aşkımı ilan etmem gerekiyordu anne." dedi ve bana en pis sırıtışlarından birini yolladı. Kafamı çevirdim ve onu umursamadım. Bu sefer sözü Haluk baba aldı.

"Eee torun ne zaman?"

"Yaa baba!"

"Haluk!"

"Tamam tamam sustum."

Koyun can derdinde kasap et derdinde! Yani Haluk baba gerçekten sırası mı? Haluk baba konuyu değiştirdi ki değiştirmez olsaydı!

"Aşkınızın mührü ha?! İyiymiş bu."

"Haluk gelinimi daha fazla utandırmasana!" Veronika anne de olmasaydı ben ne yapardım? O sırada o sesi kesilesice lafa girdi.

"Ama anne Hilal'in de alışması lazım böyle şeylere." dedi ve bana göz kırptı.

"Bir daha asla böyle bir şeyin olmayacağına emin olabilirsin!" dedim ve dikkat çekmemek için ekledim "Herkesin önünde."

"Diyorsun?"

"Diyorum!"

Biz biraz daha sohbet ederken gözlerim öylesine salonda geziyordu ve bir köşede duran Merve'ye takıldı. İçkisini kafasına dikti ve kötü kötü bakan gözlerini benim üzerimden ayırmadı. En sonunda ben dayanamayıp kafamı çevirdim.
Birçok kişi gelip Leon ve beni tebrik etti. Bir süre sonra artık dayanamadım ve tuvalete kaçtım.

Musluğu açtım ve elimi buz gibi suyla yıkadıktan sonra elimi biraz yüzüme doğru sallayarak rahatlamaya çalıştım. Uzun bir süre aynada kendime baktım. Neyse ki kimse yoktu. Sonra lavaboya doğru eğildim. Kapının açılma sesi geldi ama ben hiç başımı bile kaldırıp bakmadım. Kapının kilitlenme sesi üzerine hızla doğrulup aynaya baktım. Kapı arkamda olduğu için buradan görebiliyordum.

Gelen Leon'du. Bir süre arkamı dönmedim ve aynadan birbirimize baktık. Yüzünde alaycı bir sırıtış falan yoktu. Düz bir şekilde bakıyordu. Gözlerinde duygu kırıntısı yoktu. Buz gibiydi bakışları. Kendini iyi saklıyordu. Gerçi o anda ben de ona boş boş bakışlar yolluyordum.

Daha sonra bana doğru 1-2 adım attı. Ben hala arkamı dönmemiştim. En sonunda fısıltıdan farksız çıkan duygusuz sesiyle konuşmaya başladı.

"İyi misin?" Bu soruyu belki de bana ilk defa soruyordu. Bilmiyorum. Gerçi iyi miydim onu da bilmiyorum.

"Niye soruyorsun? Sanki senin için çok önemli!" Gözlerinden bir an üzüntü geçti sanki. Saniyelik bile değildi. Belki de bana öyle geldi.

"Dinliyorum." Bu lafı üzerine arkamı döndüm.

"Neyi?"

"Nefretini. Benden nefret etmiyor musun? Şimdi nefretini, öfkeni kus bana." Ona doğru yaklaştım. Dibine girdim. Birbirimize yakındık ama içerdeki kadar değildi kesinlikle. Aramızda mesafe vardı yine de.

"Senden nefret etmiyorum." Sözlerim üzerine gözlerinden şaşkınlıkla karışık parıltı geçti. Ve ben devam ettim. "Senden nefret bile etmiyorum. Çünkü sen onu bile hak etmiyorsun!"

Gözlerindeki parıltı yok oldu. Yerini anlamlandıramadığım bir duyguya bıraktı. Elini yumruk yaptığını fark ettim. Umursamadan kapıya doğru ilerledim. Kilidini açtım ve oradan çıkıp gittim. Arkamda nasıl bir Leon bıraktığımı bilmeden.

Bu bölüm ilk mağlubiyet geldi.
Sizce Leon gerçekten egosu yüzünden mi öptü yoksa egosunun arkasına mı saklandı?

Umarım bölümü beğenmişsinizdir.😊

Continue Reading

You'll Also Like

142K 7.8K 26
17 yıl önce annesi tarafından ölü olarak bildirilen Neva... Yıllardır onun hasretiyle yanıp tutuşan Akay ailesi... Ama... Ortada bir sorun vardı.Neva...
KÜL By 🌼

Adventure

325K 20K 71
Kural 1 : Pantolon yasak, ailenin geleneksel kıyafetleri giyilecek Kural 2 : kız kısmı oturaklı olur kocasının, erkeğin işine karışmaz Kurak 3 : Koca...
431K 14.1K 24
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
2.4M 44.3K 19
Ben onyedi yaşında Nalin Çavdar. Bu konakta beş yıldır kalıyordum ancak hiçbir aile ferdi beni kendinden bilmezdi. Ben hep ötekileştirdikleri, bir gü...