SENDE KENDİMİ KAYBETTİM

Neler Oldu

Hilal'in ağzından

Sabah başımdaki ağrıyla uyandım. Ağzımda kuru bir tat vardı. Başım yastıkta değil de biraz daha sert bir zeminde gibiydi. İlginç bir sıcaklık yayılıyordu. Başımın altımdaki zemin sürekli inip kalkıyordu. Hala tam olarak kendime gelememiştim. Gözlerim yeni yeni açılıyordu.

Gözlerimi biraz daha aralayabildiğimde kafamın bulunduğu zeminin bir beden hem de çıplak bir beden olduğunu fark edip irkildim. Hızla yatakta doğruldum. Ani hareketimden dolayı başımdaki ağrı iyice şiddetini artırmıştı. Atina Lordu yatakta mışıl mışıl uyumaya devam ediyordu. Aslında bu hali çok masum ve tatlıydı. Ama şu an bunu umursayacak durumda değildi. Dün gece neler olmuştu? Hiçbir şey hatırlamıyordum!

Bizim ne işimiz vardı bu halde? Bu fırsatçı bana bir şey yapmış olamazdı değil mi? Saçmalama Hilal! İkimiz de giyiniktik. Ama neler olmuştu. Ben nasıl sarhoş olmuştum? Neler yapmıştım? Leon niye yanımda uyudu? Benim bu soruların cevabını bulmam lazımdı. Ve bana bu cevapları verebilecek tek kişi Leon'du. Bu yüzden onun acilen uyanması lazımdı.

Elimin altındaki yastığı aldım ve aralıksız olarak Leon'a adeta bir hayvan gibi vurmaya başladım.

"Leeeooooonnn!"

"N'oluyor be?!" Leon sinirle doğruldu ve yastığı bir ucundan tuttu. Ben de inatla diğer ucundan tutup çekmeye devam ettim. Ama Leon benden daha güçlü olduğu için o yastığı aniden kendine çekti. Ve ben de yastığın ucunu tutmuş olduğum için yastıkla beraber Leon'a yapıştım. Bir süre ikimiz de birbirimize bakakaldık. Sonra ben hemen kendimi topladım ve bu sefer ellerimle Leon'a hayvan gibi vurmaya başladım. Leon ise hemen ellerimi tuttu.

"Hayvan gibi şiy yapıyosun ya!" dedi gülerek. Yüzümü buruşturdum.

"O espiri bayatladı yalnız hem şimdi konu bu mu?! Bırak kolumu!"

"Vurmayacaksın ama!"

"Anlattıklarına bağlı."

"Hilal!"

"Tamam vurmayacağım. Anlat! Neler oldu dün gece?"

"Hatırlamıyor musun?" diye sordu şaşkınlıkla. Ama sanki rahatlamış gibiydi.

"Hatırlasam sorar mıyım? Anlat! Neler oldu?" Leon pis pis sırıttı.

"Neler olmadı ki?" Onun omzuna yumruk attım hemen.

"Leon!"

"Ya tamam! En son ne hatırlıyorsun?"

"Senle bir yere gittik, oturduk. Sonra ben alkolsüz karışık kokteyl söyledim ve onu bir dikişte bitirdim."

"Sebep?"

"E çok sıcaktı hava! Yanmıştım. Sonra işte 3 tane daha aynısından getirmesini söyledim. Gerisi yok." Leon gülmeye başladı. Bu sırada kalktı ve hemen üstüne bir t-shirt geçirdi.

"Hilal. Onlar alkollüydü."

"Ama ben alkolsüz iste... Sen içeriye tuvalete gitmemiştin. Alkollü istedin değil mi? Allah belanı versin senin!" deyip yine ona vurmaya başladım. O da hızla geri çekildi. Ben hala yatakta oturuyordum.

"Hani vurmayacaktın?!"

"Anlattıklarına bağlı diye baştan uyardım ben seni! Devam et şimdi!" Leon kurnazca sırıttı.

"Ben telefon konuşmasını bitirip geri döndüğümde sen yoktun. Hesabı da ödemişsin bu arada. Zaten hepsini sen içmişsin bu yüzden sana onun parasını falan da vermeyeceğim." Hemen gözlerimi devirdim ama bölmedim. O da devam etti.