Kaybetme Korkusu

5.3K 194 256
                                    

Hilal'in ağzından

Yaklaşık bir hafta daha geçmişti. Daha doğrusu biraz daha fazla. Bu süre içinde sunum işlerini halletmiştim. Daha doğrusu Leon'la beraber hallettik sayılırdı. Takıldığım yerlerde bana yardımcı olmuştu. Onun dışında bir iki ay sonrası için olan işlerimi bile halletmiştim. Çünkü onları halledene kadar burada zamanım yoktu. Düşündükçe kalbime bir sancı giriyordu. İçim burkuluyordu. Aklıma geldikçe kendimi işlerime veriyordum.

Aslında üzülmemem gerekiyordu. Bu 6 ay içinde Leon'a alışmıştım. Gerçekten iyi anılarımız olmuştu ama bana açtığı yaralar da çok fazlaydı. Boşandıktan sonra bir süre yaralarımı sarmak için uğraşacaktım. Sonra eski hayatıma dönmeye çalışacaktım. Kendime yeni bir iş bulacaktım ve onunla kafamı dağıtacaktım. Bir süre hayatıma kimseyi almayacaktım. Bir yanım buruk olsa da bir yanım seviniyordu aslında. Daha doğrusu sevinmeye çalışıyordu. Sonuçta artık ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir adam olmayacaktı. Sende derin yaralar açmayacaktı. Kalbindeki derin yaralara rağmen yine de onunla olmak zorunda olmayacaktım.

Benden boşandıktan sonra ilk işi yine eskisi gibi gecelerin prensi olmak olacaktı. Bundan emindim. Özlemiştir o zamanlarını. Belki 6 aydır evim dediğim yere getirecekti asla değer vermediği kızları. Belki de benim kaldığım odada... Bunları düşündükçe içim daralıyordu. Nefes bile alamıyordum. İçimdeki şey sanki kaybetme korkusuydu. Ama bu korkuyu yaşamaya hakkım var mıydı? Onu bile bilmiyordum.

Bugün yine şirkete beraber gidecektik. Hazırlanmıştım. Aşağıda Leon'u bekliyordum. Leon lacivert takım elbisesi ve beyaz gömleğiyle ıslık çalarak aşağı iniyordu. Mutlu olacağını biliyordum zaten. Şimdi niye şaşırıp niye üzülüyorsam? Hiçbir şey demedim ve kapıyı açıp önden yürümeye başladım. Arabaya bindik. Bir süre konuşmadık. Bugün de trafik mi ne vardı? İyice bunalmıştım.

"Sen bugün tersinden mi kalktın?" Bir de bana bu soruyu mu soruyordu?

"Sen de bugün neşeli tarafından uyandın galiba." dedim gülümsemeye çalışarak.

"Evet öyle oldu. Uzun süredir deli gibi üzerinde çalıştığım bir proje vardı. Özellikle de son günlerde ondan başka hiçbir şey düşünüp, yapamıyordum. Bu sabah onunla ilgili olumlu bir haber aldım."

"Ne güzel!" Gerçekten sevinmiştim. "Bir de bu kadar yoğunken son günlerde benim sunumum için de uğraştın."

"Çok vaktimi almadın. Pek de sorun olmadı benim için."

"İyi bari."

"Senin niye moralin bozuk bugün?"

"Onu da nereden çıkardın? Gayet iyiyim." dedim gülümsemek için verdiğim büyük savaşı kazanarak.

"Bir sorunun varsa söyle Hilal. Neye canın sıkkın?"

"Bir şey yok. Ama senin beni bu kadar düşenmen... Hasta mıyım Leon? Doğruyu söyle!" Leon gülmeye başladı.

"Evet Hilal hastasın. Ama bu sonradan ortaya çıkan bir şey değil. En başından beri biliyorduk kafadan hasta olduğunu."

"A-ah! En azından benim hasta da olsa kullanabildiğim bir kafam var. Allah her kuluna onu da vermiyor." Leon bana bu sırada ters ters bakıyordu. Az önce gülmek için savaş veriyordum. Şimdi ise gülmemek için. Bu sefer kaybetmiştim ve gülüyordum.

"Şuna bak ya! İyice delirdi yazık! Sana nasıl katlanacağım ben? Kendime acıyorum. Zavallı ben! Ama konuyu dağıtma! İşle ilgili bir problem mi var?" Başımdan atmak için onu onayladım.

"Evet işle ilgili."

"Sırf dalga geçmeyeyim diye mi saklıyorsun? Çözebileceğin bir şey mi bari?"

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin