Yolculuk

4.8K 200 132
                                    

Hilal'in ağzından

Kendimi banyoya kilitledikten sonra Leon birkaç dakika boyunca kapıya vurup çıkmam için ısrar etti. Ama ben ona cevap bile vermedim. O an ona söyleyebileceğim hiçbir şey kalmamıştı içimde. Bir süre daha banyoda oyalanmaya çalıştım. Ne kadar oldu bilmiyordum ama içeriden ses kesilince yavaş adımlarla dışarı çıktım.

Sabah yola çıkacağımız için valizimi bugünden hazırlamıştım. En üste de pijamalarımı koyduğum için rahatça ulaştım. Tekrar banyoya girip üstümü değiştirdim ve yatmak için koltuğa doğru yöneldim. Ses gelmediğine göre Atina Öküzü çoktan uyumuştu. Bu düşüncelerle koltuğun yanına ulaştım ama bir karaltı fark ettim. Leon koltukta uyuyordu! Buraya geldiğimiz günden beri her gün onunla bu meseleyi tartışmıştım. Ama beyefendi bir şekilde kavgayı kazanmış ve ben her gece koltukta uyumuştum. Şimdi ise kendisi bana yatağı bırakmıştı. Canıma minnet!

Beynim bana yatağa gitmem için komut veriyordu ama ayaklarım gitmiyordu. Bakışlarım Leon'dan ayrılmıyordu. Ayrılamıyordu. Düşüncelere dalmıştım onunla ilgili. Acaba onu boğsam, sabah da uykusunda ölmüş deyip üzgün eş rolü yapsam bana inanırlar mıydı? İnanmazlardı. Bu yüzden bu saçma düşüncelerden sıyrıldım ve yavaşça yere çöktüm. Biraz eğilince kafalarımız aynı hizaya geliyordu. Fısıltıdan farksız çıkan sesimle konuşmaya başladım.

"Uyurken hiç de şeytana benzemiyorsun. Masum gibi duruyorsun." Durakladım. "Bu nitelikli dolandırıcılığa girer be! İblis!" Sanırım rahatlamaya başlamıştım. Kendimi tutamadım ve konuşmaya devam ettim.

"Pislik! Bencil! Kendini beğenmiş gerizekalı! İnsan müsveddesi!" Oh be sanırım rahatlıyordum! Bir süre durdum.

"Bi de ben senin için o kadar uğraştım be! Sürpriz falan yaptım. Ama hak etmiyormuşsun! Bir iyisin bir kötüsün. Dengesiz! Mal!" Nefes aldım.

"Seni geri dönüşüme versem, bu mal döneceği kadar dönmüş deyip kabul etmezler be!" Bu durumdan zevk almaya başlamıştım. İçimden geçenleri sayıyordum.

"Bir diyorum ki aslında içinde iyi bir insan var. Sonra bakıyorum içinde bir değil on insan var. Beni bazen sahipleniyorsun ama bazense zerre umursamıyorsun! Senin için ne olduğumu daha sen bile bilmiyorsun! Bana değer falan vermiyorsun! Ama ben..." Bekledim bir süre.

"Ben çok salağım! Sen de şeytansın! Hiç şimdi öyle masum masum durma. Kafayı yedim. O yüzden böyle saçma sapan konuşuyorum. Sen delirttin beni!" Artık bu kadar yeterdi. Daha içimden geçenler bitmemişti. Ama uzatmayacaktım.

"Laftan anlamaz! Aşağılık pislik! Haa bu arada seninle uyurken konuşmak çok daha rahat Atina Lordu Kılıklı Öküz!" Biraz geri çekildim. Sonra o an deprem olsa da otelin altında kalsam diyeceğim olay oldu. Leon gülerek konuşmaya başladı.

"Yalnız ben uyumuyorum Hilal." Sesini duyduğum anda hemen ayağa kalktım. Leon sırıtarak konuşmaya devam etti. "Bana olan aşkının zaten farkındaydım. Bunu kelimelere dökmeye gerek yoktu." Ne tarafa intihar edebiliyorduk? Hemen yatağa koştum ve onun içine girdim. Leon ise hala gülüyordu. Herifteki rahatlığa bak ya! Neyse ki yorgundum da çabucak kendimi uykunun kollarına teslim edebilmiştim.

Sabah uyandığımda son hazırlıkları yaptım. Leon da kendi eşyalarını topluyordu. Bir süre daha hazırlıkla uğraştıktan sonra aşağıya indik. Bu süreçte onun suratına bile bakmamıştım.

"Hilal hadi kahvaltı edelim."

"Gerek yok."

"Aç mı kalacaksın?"

"Yolda bir yere girersin oradan atıştırmalık bir şeyler alırız."

"Adam akıllı kahvaltı yapmak varken mi?"

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin