Sayende

5K 212 234
                                    

Hilal'in ağzından

"Ben her şeyi öğrendim Hilal."

Tamam işte bunu gerçekten beklemiyordum. Her şey derken tam olarak neyden bahsediyordu bu? O sırada Leon'a baktım. Kaşlarını çatmış, anlamaya çalışarak bakıyordu. Ortamda derin bir sessizlik oluşmuştu. Ben düşüncelere dalmışken o an bir şey fark ettim. İçimde Yağız'a karşı kırgınlık veya sevgi de dahil hiçbir his kalmamış. Beni düşüncelerimden ayıran ve ortamdaki sessizliği bozan Yağız oldu.

"Düğünden yaklaşık bir ay sonra Azize anne ile karşılaştık. Açıkçası hala çok kızgındım. Hesap sormak istedim. İlk başta bir şey söylemedi. Ama sonra o da bana sinirlendi ve dayanamadı. Azize anne olayı tüm gerçekleriyle anlattı bana. Annemin nasıl her şeyi yanlış anladığını..." dönüp bir ara Leon'a baktı. "...şu yanındakinin aslında kim olduğunu falan. İtibarınızı korumak için Leon'la evlenmek zorunda kaldığını biliyorum." Derin bir nefes aldı. "Ben çok pişmanım Hilal. Seni dinlemeyerek hayatımın en büyük hatasını yaptım. Yaklaşık iki buçuk aydır senin karşına nasıl çıkacağımı düşünüyorum. Ama bak kader işte. Bizi yine bir araya getirdi." Bir süre bekledi. "Hilal ben hala seni çok seviyorum."

Çok şaşırmıştım. Bunları hiç beklemiyordum. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Daha doğrusu nasıl reddedeceğimi. Benim içimde artık ona karşı hiçbir duygu kırıntısı yokken ona gereksiz bir ümit veremezdim. Beni dinlemedi. Bana güvenmedi. Ama o iyi biriydi. Bu yüzden kalbini kırmadan onu reddetmeliydim.

"Bak Yağız. Az önce de söylediğim gibi her şey geçmişte kaldı. Sen ve ben de öyle." Bir süre bekledi. "Sen iyi birisin. Bu yüzden kalbini kırmak istemiyorum. Bence bu konuyu uzatmayalım." Yağız bana dolu gözleriyle bakıyordu. Leon'un ise suratında bir gülümseme oluşmuştu. Rahatlamıştı sanki.

"Bana çok kırgınsın biliyorum. Haklısın da. Ama kırgın olduğun için bu hatayı yapma. Bize bir şans ver..." Hemen lafını böldüm.

"B-biz diye bir şey kalmadı! Sen bana güvenmedin. Beni dinlemeye bile tenezzül etmedin. Bunları seni suçlamak için söylemiyorum ama gerçekten seven insan güvenir. Bence sen içindeki duyguları aşkla karıştırıyorsun. Sen de mutlu olabileceğin birine git. Ayrıca sana kırgın falan değilim." Leon şu an resmen sırıtıyordu. Ama Yağız vazgeçmiş gibi görünmüyordu.

"Hilal bak. Senin aklın karışmış." Bu sırada Leon hızla ayağa kalktı. İşte şimdi korkmaya başlamıştım. Buz gibi bir suratla Yağız'a bakıyordu. Bu halinden ben bile korkmuştum. Ben de hemen ayağa kalktım ama dilim tutulmuştu. Ağzımı açıp tek kelime edemiyordum. Donup kalmıştım nedense. Yerimden kıpırdayamıyordum. Sonunda bulabildiğim sesimle konuştum.

"L-Leon..." Elini kaldırdı.

"Şşt!" Bu beni susturmaya yetmişti. Yavaş yavaş sanki ağır çekimdeymişiz gibi Yağız'ın üzerine yürümeye başladı. Ben ise olacakları korkuyla izliyordum. Dövmezdi değil mi? Döverdi o! Ama umarım yapmazdı ya! Ben böyle düşünürken o sırada hiç ama hiç beklemediğim bir şey oldu. Resmen kıyamet alameti gibi bir şey. Leon aniden Yağız'a sarıldı. Yağız da şok olmuştu. Leon ise gülerek ona sarılıyordu. Ben gözlerim ve ağzım beş karış açık onlara bakıyordum.

"Ben de ne zamandan beri seninle görüşmek istiyordum biliyor musun?" Leon geri çekildi. İki eliyle Yağız'ın omuzlarını sıvazladıktan sonra tekrar sarıldı. Sonra devam etti.

"Sayende hayatımın aşkını buldum. Sen olmasaydın daha doğrusu sen bu kadar aptal olmasaydın benim mutluluğum senin karındı. Sayende huzura kavuştum. Sayende aşık oldum. Allah senden razı olsun! Sayende Hilal'i kaptım ya! Sen olmasaydın ben onu fark etmeyecektim bile! Allah ne muradın varsa versin kardeşim."
Neler diyordu bu? Yağız hemen Leon'u itti.

"Dalga mı geçiyorsun sen?"

"Yoo! Ama aslında sen de haklısın. Benim normal şartlarda şu an seni dövmem gerekiyordu. Ama sen bizim kavuşmamızın sebebisin. Bana hayatımdaki en büyük iyiliği yapan adamı dövemezdim. Üzerimizde hakkın çok büyük çook!" Leon'un bu tavırları üzerine gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Resmen Yağız'la dalga geçiyordu. Bu sırada Yağız bana döndü ve kolumdan tuttu.

"Hilal gel biz seninle yalnız konuşa..." Leon hemen Yağız'ın kolumdaki elini çekti ve aramıza girdi. Sırtı bana dönüktü. Ben de ona şaşkın şaşkın bakıyordum.

"Tamam hakkın çok dedim. Teşekkür ettim ama sen de abartma. Bundan sonra senin muhattabın benim! Karımla konuşmayacaksın!" Eğer bunu herhangibirine söylemiş olsaydı şu an onunla kavga etmeye başlamıştım ama karşımızdaki kişi Yağız olduğu için bu konuyu sonraya bıraktım. Anlaşılan evliliğimiz hakkında şüphe bırakmak istemiyordu.

"Ben Hilal'le konuşacaktım."

"Karımla konuşacağın her şeyi bundan sonra benimle konuşursun o zaman. Sizin birbirinizle diyalog kurmanıza gerek yok! Az önce fazlasıyla izin verdim zaten."

"Hilal'le konuşmak istiyorsam konuşurum. Sen kimsin de ben seni muhattab alacağım? Karışma!" Yağız bana doğru kenardan eğilecekti ki Leon hemen engel oldu.

"Ben senin konuşmak istediğin kadının kocasıyım. Asıl sen kimsin de benim karımla konuşabileceğini sanıyorsun?" Leon abartmasın diye kolunu hafifçe sıktım. Ama Leon pek de umursamış gibi görünmüyordu. Garsondan hesabı istedi. Adam gelince onunla muhattap olmak için bizden biraz uzaklaştı. O sırada Yağız hemen yanıma geldi.

"Bu olanlar ne böyle? Hilal bir ara seninle konuşmamız lazım." Benim daha cevap bile vermeme gerek kalmadan Leon Yağız'ın arkasında durdu ve onu omzundan hafifçe dürtmeye başladı. Yağız ona doğru oflayarak döndü.

"Çok sevdiğim bir laf vardır Yağız. Sevenlerin arasına girilmez derler. Hadi şimdi aramızdan çekil." Yağız hala ona bön bön bakmaya devam edince dayanamadı anlaşılan. Ben daha ne olduğunu anlayamadan Yağız'ın suratına yumruğunu indirdi.

"Leon!"

"Yine sana laf anlatmakla falan uğraşmayacağım." dedi ve kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı. Hem de Yağız'ın bağırışlarına aldırmadan. İnsanlar ayaklanmış hepsi bu tarafa doğru bakıyordu. Biz ise onların şaşkın bakışları üzerimizdeyken dışarı çıktık.

"Tamam artık bırak kolumu!" Ne kadar çekiştirmeye çalışsam da bir etkisi olmadı. Arabanın yanına kadar beni sürükledi. Sonra arabaya bindik ve ilerlemeye başladık. Leon sinirle konuşmaya başladı.

"O adamla konuşmana ne gerek vardı?"

"Onunla çok konuşmadım bile. Hem gerek de vardı!"

"Bundan sonra bir daha asla onunla konuşmayacaksın!"

"Zaten öyle bir niyetim yok."

"Güzel."

"Ama sen karışamazsın!"

"Ne demek karışamazsın?! Tabi ki de karışırım!"

"Ne hakla?!" Ani bir fren yaptı ve hızla beni kendisine doğru çekti. Bodrum'dan dönüşte yaptığı gibi yine ensemden tutup beni kendisine çekmişti. Gözlerinden alev fışkırıyordu.

"Sen istesen de istemesen de, kabul etsen de etmesen de ben senin kocanım küçük hanım! Sana karışma hakkına sahibim! O adam seni sevdiğini söyledi! Sen istesen de istemesen de seni sevme hakkına sadece ben sahibim. Gerek olsa da olmasa da! Anlaşıldı mı?" Şaşkınlıktan ölecektim sanırım. Sonunda konuşabilmiştim.

"Ha-hayır!"

"Yakında anlarsın o zaman!" dedi ve geri çekildi. Arabayı çalıştırdı. Ben ise şu an düşünme yetimi kaybetmiştim.

Leon'un ilk tepkisi gerçekten şaşırtıcıydı ama asıl içinden geçenleri de gördük😉
Umarım bölümü beğenmişsinizdir😊

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin