Öğretmen

4.4K 203 161
                                    

Hilal'in ağzından

Bir hafta daha geçmişti ve deli gibi saatlerce çalışıyordum. Leon'la da pek konuşmuyorduk. Her gün geç saatlere kadar kalıyordum şirkette ve Leon işi benden daha erken bitmesine rağmen yalnız dönmemem için bekliyordu. Açıkçası ondan beklenmeyen bir incelik olduğu için şaşırmıştım. Ama gece tek başıma eve dönmek istemediğim için hiç ses etmiyordum.

Buğra'nın o günkü laflarından sonra arama mesafe koyma kararı almıştım. Ona hesap falan da sormuyordum. Sadece hiçbir şey sormuyordum. Telefonlarına da cevap vermiyordum. Tamam Leon'la aramızdakileri az çok biliyor olabilirdi ama bu arkadaşının karısına bu tarz hisler beslemesinin bir bahanesi olamazdı. Bu durum canımı gerçekten çok sıkmıştı. Çünkü tek dostumu kaybetmiştim. Gerçi kısa zaman sonra Ankara'ya dönecektim ama o kadar zamandır yanımda olan tek kişiydi Buğra. Hem onunla görüşemediğim için Bora'yla da görüşemiyordum. Bu soruna mutlaka bir çözüm bulmam gerekiyordu.

Ondan önce başka bir sorunuma çözüm bulmam gerekiyordu. Sunum işi beklediğimden de zordu ve beni yoruyordu. Şu ana kadar bir sıkıntı çıkmamıştı ama bu çıkmayacağı anlamına gelmiyordu. İçimden bir ses Leon'un hata yapmamı aç kurtlar gibi beklediğini söylüyordu. Ben de içimdeki sese yüzde yüz hak veriyordum. Sırf Leon sevinmesin diye ayrı bir özen gösteriyordum işime.

Yine mesai saati bitmişti ve benim yine işlerim vardı. Masanın üzerindeki soğumuş kahvemden bir yudum aldım. Bu sırada kapının sesini duydum ama o tarafa doğru hiç bakmadım. Leon'dan başkası olamazdı zaten ki onun sesini duymamla tahminimde haklı çıktığımı anladım.

"Hilal yine mi geç saatlere kadar kalacaksın?" İstifimi bozmadan cevapladım.

"İşler gerçekten çok yoğun. Ama sen beni beklemek zorunda değilsin. Kaç gündür benim yüzümden sen de kaldın burada. İstersen gidebilirsin."

"Sen ne yapacaksın peki?"

"Taksiyle dönerim."

"O saatlerde taksiyle uğraşma. Ben beklerim yine."

"Zahmet olmasın."

"Olmaz Hilal. Hadi sen devam et." Sanırım şimdiye kadar Leon'la aramızda geçmiş en normal konuşma buydu. Bu beni çok şaşırtmıştı ama konumuz Leon olunca elbette ki şaşkınlığım uzun sürmedi.

"Şu sunum konusunda hala zorlanıyorsun değil mi?" dedi alayla gülerek.

"Evet. Ama öğreniyorum."

"Ama yoruluyorsun. İnadı bırakıp yardım isteseydin bu kadar yorulmazdın. Eee sonuçta sadece yetenek yetmiyor bir iş için. Merve olsaydı çoktan hazırlamıştı." Yine mi Merve? Ne Merve'si bitiyordu ne Yeliz'i?

"Kısa süre sonra işim bitecek zaten. Ben gidince onu işe alırsın o zaman." Hala yüzüne bakmadan cevaplıyordum onu. Ama şu an suratının asıldığına ve sinirlenince her zaman yaptığı gibi yumruğunu sıktığına emindim. Ellerini yanlarıma dayadı ve arkadan bana doğru eğildi. Nefesi saçımdaydı ve saçımın her bir teli alev almış yanıyordu. Her bana yakın olduğunda aynı duyguyu yaşıyordum! Alışmam gereken yerde her seferinde daha fazla heyecanlanıyordum.

"Uzaklaş!"

"Niye çok mu heyecanlandın?" Alayla sırıttığına emindim.

"Leon..." Ben daha lafımı bitirmeden Leon elimin altındaki fareyle bir yerlere tıkladı ve benim yapmak için yarım saattir uğraştığım bir şeyi bir tıkla halletti! Şaşkınlıkla ekrana bakarken Leon sandalyemi döndürdü. Artık yüz yüzeydik ve Leon hala aynı pozisyondaydı. O kadar yakındık kı hala yüzüm ona dönük olsaydı her konuşmamda dudaklarımız birbirine değebilirdi. Ben de kafamı yan çevirdim. Leon gülümsemeye başladı. Kahverengi gözleri kısılmış ve bu ona ayrı bir hava katmaştı.

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin