Unutulmaz An: Aşkın Mührü

5.6K 223 238
                                    

Hilal'in ağzından

Herkes gibi ben de merakla bekliyordum. Bu neyin konuşmasıydı şimdi?! Şu an diğer davetlilerden uzakta olduğumuz için aramızdaki fısıltı şeklindeki konuşmaları birinin duyması imkansızdı. Bunun rahatlığıyla yüzüme yapmacık bir gülümseme ekleyerek sordum.

"Leon ne yapıyorsun?" Benim sorumu hiç duymamış gibi mikrofonu ağzına yaklaştırıp konuşmasına başladı.

"Bayanlar, baylar. Biliyorsunuz ki yaklaşık bir ay önce herkese sürpriz olacak bir şekilde evlendim. Evlendiğim o şanslı hanım ise şu an yanımda şaşkın bakışlarını etrafa yolluyor." deyip gülmeye başladı. Herkes de gülmeye başladı. Sanırım yeni evli bu çiftin birbirlerine ne kadar aşık olduklarını düşünüyorlardı ve Leon'dan aşk konuşması bekliyorlardı. Her ne kadar korksam da ben de evliliğimizi ispatlamak için böyle bir şey yaptığını düşünmeye başladım. Ben de onun söylediklerine gülüyormuş gibi yaparak ona fısıltıyla sorumu sordum.

"Senin amacın ne? Bu şova ne gerek vardı?" Bana gıcık bir gülümseme yolladı. Ama bu gülümseme sanırım herkese utanan karısına moral veren kocanın uğraşması gibi geliyordu. Mikrofonu ağzından uzaklaştırdı ve benim gibi fısıldayarak cevap verdi.

"Az önce hayatında unutamayacağın tango şovunu gayet rahat yapıyordun bu egoist ve gereksiz adamla. Şimdi mi utanmaya başladın?" Asansörde ona söylediklerimi hatırlatıyordu bana. İnsanlar yanlış anlamasın diye yüzümdeki gülümsemeyi korumaya çalıştım.

"Hayatımda unutamayacağım tango şovu mu? Unutamayacağım hiçbir anı seninle paylaşmayacağım Leon! Bu olanların hepsi kötü bir şaka olarak geçmişte kalacak. Ve ben seni de unutacağım." Bu söylediklerimden ben bile tamamen emin değildim. Ama artık onun ne düşüneceğinden çekinmiyordum. Leon'un surat ifadesi değişmemişti. Ama gözlerinden geçen bir duygu... Nedense korkmama sebep oldu. Sanki şu an başka bir şey yapmaya karar vermişti. Herkesin önünde olay çıkarmazdı değil mi?

"Evet gördüğünüz gibi biricik karım biraz utanıyor. Ama ben ona olan aşkımı herkes duysun, bilsin, görsün istiyorum. Bu gece herkesin önünde aşkımızın mührünü basacağım." dedi ve mikrofonu yere bıraktı. Ben daha ne olduğunu bile anlamadan Leon benim dudaklarıma yapıştı!

Bir eli sırtımla belim arasında bir noktada, diğer eli ise yanağımdan enseme uzanan yeri sarmıştı geri çekilmemem için. Zaten herkesin önünde geri de çekilemezdim. İlk başta o şaşkınlıkla gözlerimi kapatamamıştım. Sonra gözlerim benden izin almadan kapandı. İnsanlar unutuldu, yer mekan yok oldu. Sanki sadece ikimiz vardık bir sonsuzluğun içinde. Alt dudağım iki dudağının arasındaydı. Ben hala karşılık vermiyordum. Veremiyordum.

Bir süre sonra dudaklarımız ayrıldı. Ama hala aramızdaki mesafe çok azdı. Aynı pozisyondaydık. Nefesi nefesimdeydi. İkimiz de gözlerimizi aralamıştık. Koyulaşmış kahverengileriyle bana bakıyordu. Gözlerimi açmış olmama rağmen hala insanları, mekanı bulamamıştım. Sonsuz bir kahverengide kendimi kaybetmiştim. Dudaklarımızın ayrılmasının üzerinden en fazla 5 saniye geçmişti. Ama bu 5 saniye bana 5 ay gibi gelmişti.

Sonra Leon tekrar dudaklarımızı buluşturdu. Bu sefer gözlerim hemen kapanmıştı. Yine alt dudağımı öpüyordu. Az önce sert olan öpüşmemiz şimdi naif bir hal almıştı. Az önce tango yapan dudaklarımız o tutku ve ihtirası bırakmış şimdi vals yapıyordu. Akrep ve yelkovan durdu. Zaman yok oldu. Ben hala karşılık verememiştim. Hala çok şaşkındım.

Aslında öpüşmemiz çok uzun sürmemişti. Ama bana sonsuz gibi gelmişti o an. Dudaklarımız ayrıldı. Az önceki kadar olmasa da hala birbirimize yakındık. Gözlerimiz birbirine kenetlenmişti. O an hiçbir şey düşünemiyordum. Beynim yine koşarak uzaklaşmıştı. Beynimin koşup kaçtığı hızla kalbim vücudumda koşuyordu.

SENDE KENDİMİ KAYBETTİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin